GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
208
Sen kendini icabında doğru gösterip de, hani bir yerden bir zarar
geldiği zaman diyelim ki o doğruluğu bırakmak. Veyahut da bir
korku karşısında, tehlike karşısında, bir maddi zarar karşısında o
doğruluktan sapmak, ayrılmak olmaz. Bundan Allah'a sığınırım,
bunlar olmayacak.
Ama icabında mesela senin hâlin var, muhabbetin var efendim
cezben var neyse. Bunları gösteremezsin, bu zamana göre bunları
gösteremezsin; bunları gizlemek lazım.
(Soru: Efendim adamın biri demiş ki nefsimi itten aşağı görüyorum
ama hele kuyruğuma bas, bak seni nasıl tırmalıyorum. Bu durumda
ne olacak?)
Bu nefsini bilmeyen için çetindir. Nefsini bilen için kolaydır.
Nefsini bilene mesela ne deseler köpek de deseler, it de deseler o
hiç asla ve asla onun hiç ağırına gitmez.
Ama nefsini bilmeyen için tabii çetindir. Nefsini bilemeyen zaten
hiçbir şeyi bilemez, hiçbir şeyi anlamış olamaz. Tarikatı da anlamış
olamaz. Tarikatı da anlayamadığı gibi onun bunun sözü, söylenen
sözler onu sağa sola çeker.
Vallahi ne bileyim işte mesela müride lazım olan sa'yında doğan
gibi, sebatında kelp gibi olacak.
Müritlik buymuş.
Ne mesela?
Sa'yında doğan gibi;
Hizmetlerini azimli yapmak, istekli, gayretli süratli yapmak,
hizmeti neyse. Ama ondan bir karşılık beklememek lazım.
Sebatında kelp gibi olmak da;
Yani kelp de bir hassa var ki, herhangi bir kapının bir köpeği aç da
kalsa o kapıyı bırakıp gitmezmiş, tok da kalsa orayı beklermiş.
Karnını doyursalar da kapıda beklermiş, doyurmasalar da.
Bizim tarikatımızda müritlik buymuş.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
209
Mürit olmak isteyenin de mürşidi olacak.
Sonra bir de şu vardır, olur. Zamana göre insandır, beşerdir. Ancak
yanılmayan, şaşmayan kimdir?
Yanılmayan, şaşmayan nefsi mutmainneye dâhil olandır.
Onlar nefsi mutmainneye dahil olduktan sonra, nefsinden emin
olandır.
Nefsinden emin olan kim?
Herkes ondan emin olursa nefsinden emin olur. Yani bütün bu
insanlar mesela Çingeninden, Poşasından, Türkmeninden yetmiş
iki buçuk millet ondan emin olursa, o da nefsinden emin olsun.
Nefsinden emin olandır nefsi mutmainneye dâhil olan.
Ama kim nefsinden emin olur?
Bak şimdi şudur ki mesela bugün değil akrabasından, değil
komşusundan, değil ihvan kardeşinden hani hiç tanımadığı en
zararlı insanlardan da içinden ben en aşağısıyım demektir.
Veyahut da mesela nefsini Yahudilerden de aşağı görecek. Çünkü
Peygamber Efendimizin hadisinde, "benim ümmetime Yahudi’den
çok düşman olan hiç bir millet yoktur, en büyük zarar Yahudi’den
gelir”, buyurmuş, (Bu konu ayeti kerimede de var
1
). Fakat Yahudi
olduğu halde icabında Yahudi ona hakaret etse bile kendi nefsini o
Yahudi’den aşağı görürse, işte budur.
Herkes onun nefsinden emin olmuş ki o zaman o da kendi
nefsinden emin olmuş olur. Budur nefsinden emin olan.
Bunlarda tabii eksiklik olmaz. Artık mutmaine de nefislerinden
tatmin olmuşlar. Nefislerini kendilerine dost edinmişler, nefisleri
hizmetçi olmuş.
1 Maide 5:82
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
210
İnsanların nefsi ölmezmiş; fakat nefsi mesela dost oluyorsa, nefsi
ıslah oluyorsa, göbekten aşağıya inermiş. Göbekten aşağıya inince
hizmetçi oluyor.
Hizmetçi nerede olur? Ağa nerede olur?
Mesela ağa köşkte, tahtta olur. Hizmetçi onun kapısında olur,
aşağısında olur, hizmetini görür.
Bunlarda noksanlık olmaz, sûdur olmaz. Görünse bile onun
muhakkak bir hikmeti vardır. Ya gizlenmeleri içindir veyahut da o
görünen noksanlıkla o müridine bir manevi hizmet görmüştür.
Mürit için meşayihinin her şeyini bir hikmet karşısında görecek.
Yani demek ki bir insan nefsinden tam mutmain kalesine dâhil
olmadıktan sonra diğer bütün levvamede. Zaten bir mürit dersi
olduktan sonra, namazını kıldıktan sonra, yani rabıtası olduktan
sonra, tarikata girdikten sonra o asla ve asla nefsi emmare sıfatında
olmazmış. Ama levvame sıfatında olunca noksanlıkları daha çok
oluyormuş.
Ama noksanlıkları olmuyormuş ama bir de orada da
noksanlığından emin olmuyor. Bir insana bir noksanlık yapar ama
o noksanlığı yaptığından dolayı çok fazla nedamet duymaz,
korkmaz, emin olmak budur.
Bir de var noksanlığı duyar, ben bu noksanlığı yaptım, ben ne
yaptım? diye o noksanlığından dolayı çok bir ahu enini olur. Bu
sefer onun noksanlığı noksanlık değil, demek iradesiyle olmuyor.
Yani emmarede, levvamede, mülhimede yine müritte noksanlık
olur. Fakat bu noksanlıklarından dolayı icabında büyük, küçük
neyse noksanlıkları olur.
Yani demek ki mürit meşayihinin hoşuna gidecek ne kadar
bir ameli olursa olsun ona itibar etmeyecek.
Ne kadar da noksanlığı olursa olsun yani meşayihinin
gazabını meydana getirecek bir eksikliği olursa olsun
ondan da kaçmayacak.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
211
Affedersiniz şey gibi sığışacak, yine o kapıya gelecek. Dövülse,
vurulsa, çalınsa neyse kovulsa yine o kapıya gelecek, kaçmayacak.
Eğer beni Cercis gibi yetmiş kez öldürseler
Cercis aleyhisselam varmış. O küffarlara karşı daima hiç sözünden
dönmezmiş. Onların putlarını inkâr edermiş.
—Gelin Allah'a tapın, Allah var. Sizin putlarınız yalancıdır,
dermiş.
Öldürüyorlarmış, o yine diriliyor, yine sözünü söylüyormuş. Onu
çeşitli çeşitli öldürüyorlarmış. Öyle yapmışlar ki; bir tunçtan öküz
yapmışlar öküzün içini boşaltıp onu içine koymuşlar. Ateş
yakmışlar o tuncu nar etmişler. Onun içinde günler boyunca
kalmış. Yine çıkmış dirilmiş. Yani böyle çeşitli çeşitli yetmiş defa
öldürmüşler, Cenabı Hak onu yine diriltmiş, yine sözünden
dönmemiş. Çeşitli çeşitli azaplarla öldürüyorlar, ama ne diyor?
Eğer beni Cercis gibi yetmiş kez öldürseler
Dönmem geri sana varam zira kârim yok durur
Yani bu mübarekte (Salih Baba) tarikatımızda müride bidayetinden
nihayetine kadar ne lazımsa hepsini buyurmuş.
İşte öyle; meşayihin ne kadar hoşuna gidecek ameli olursa olsun,
hangi yönden olursa olsun ona itibar etmeyecek. Bir mürit
meşayihine karşı ne kadar kusurlu olursa olsun ondan da
kaçmayacak.
Bizde böyledir, ondan sonra gel;
Allah'a şükür madem mürit olduk bir inancımız varsa inancımız
dâhilinde bilgilerimiz var, bunları şey yapalım. Bilgiler deyince
diyelim bizim bilgimiz yok. Canım senin bilgin olsun olmasın sana
diyorlar ki sen kitap mı okuyacaksın? Okuduğun kitap senin
mürşidini daha fazla sevdiriyorsa oku. Bizim bilgimiz bu... Eğer
senin okuduğun kitap mürşidine olan sevgini çoğaltıyorsa onu oku,
azaltıyorsa okuma. Ne olursa olsun okuma onu.
Dostları ilə paylaş: |