GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
219
Yumar gözlerini, belki de böyle el açar bu arada Allah’a da
sığınırlar. Ondan sonra, bu tefekkürden ayıldıktan sonra cevap
verirler. Ayılmış;
—Evet eğer ben Allah’a olan kulluk görevimi yaparsam, Allah
benim için cennet hazırlamış orada cennete koyacak. Benim
sakalımın kılları köpeğin kıllarından hayırlıdır ki köpek cennete
gelmeyecek. Yok ben Allah’a isyan edersem. Allah bana ceza
verecek olursa benim için ceza yeri cehennemdir, cehennemine
koyacak. Köpeğin kılları benim kıllarımdan hayırlı olur ki, köpeğin
azabı yok cehenneme gitmeyecek.
Mübarek böyle ifade edince rafızî düşünmüş, ayaklarına kapanmış.
—Aman Ya imam sözünde Hak, dininde Hak. Bana imanı telkin
et.
Demiş ve Müslüman olmuş. Cenabı Hak buyuruyor ki; “İnsanlar
ulvidir
8
”. Ulvinin manası gökleri aşar, melekleri geçersiniz.
“İnsanlar süflidir
9
”. Süflinin manası o kadar aşağıya düşersiniz ki
hayvanlardan aşağıya
olursunuz, buyuruyor.
Niye hayvanlardan aşağı?
Çünkü hayvanların azabı olmadığı için.
İşte insanların on beş yaşından sonra mükellefiyeti var. Eğer insan
o zamandan sonra aklı ve iradesini doğru kullanıyorsa yükseliyor.
Eğer tersine kullanıyorsa alçalıyor. Yükselmesinde bir seviyede
durmuyor, ta ki yükseliyor, yükseliyor, yükseliyor. Salih babanın
buyurduğu gibi;
Himmet-i evliyâ bize yâr iken
Şâh-ı Nakşibendî ser-hünkâr iken
Seyyid Tâhâ, Sıbgatullah var iken
8 Tin 95:4
9 Tin 95:5
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
222
Bilen ve bilinen birleşmesi için arada bir vasıta lazım. Bir mürşide
ihtiyaç vardır.
Öyle misaller veriyorlar ki her şey misallerle anlaşılır;
Madem ki var olup da, görülmeyen bir şey ne ile ifade edilir?
Misallerle.
Ama ne kadar misal verilirse verilsin yine verildiği gibi değildir.
Mesela Hz. Musa Kelimullah bunun imanında bir eksiklik mi vardı
ki Turi Sina da bin bir kelama konuşmaya gitti. Her yerde hazır
olan Allah’la konuşabilirdi. Turi Sina onun nimetine bir vasıta
oldu.
Öyle şeriat, tarikat ondan sonra hakikat.
Mesela, Allah Aşkı deniliyor, fakat insan Allah aşkını elde etmesi
için Allah aşkına duçar olması için ne yapması lazım? Allah aşkı
çarşıda satılmıyor, babadan anadan miras kalmıyor. İlimle, amelle
de elde edilmiyor.
Bunun da bir erbabı var. Onu bulmak lazım, onu bilmek lazım.
Çünkü Cenabı Hak her maksada her nimete bir kapı tayin etmiştir.
Her maksadın, her nimetin kapısını bilmek lazım.
Mesela bir insana bir kumaş lazım. Manava, bakkala gitse kumaşı
bulamaz. Manifaturacı dükkanına gidecek, girecek ki kumaşı
alabilsin. Manifaturacılarda da mesela bir kilo portakal veya
yiyecek bir şey bulamaz.
Kainatı aydınlatan bir güneş var. O güneş perdah olduğu zaman,
bulutta değil, o en sıcak aylarda, sıcağın tesirinin fazla olduğu
zamanlarda bu güneş herhangi bir çaputu yakmıyor. Fakat bir
kristal var. Kristali çaputun üzerine tuttuğunda, kristalden geçen
güneş çaputu yakıyor. Kış aylarında en serin aylarda bile kristalden
geçen güneş çaputu yakıyor.
İşte burada
yanan çaputtan mana bir kulun, bir müridin varlığıdır.
O kristalden mana mürşittir, meşayihtir.