GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
212
Senin gitmiş olduğun bir ilim meclisi, herhangi bir hocanın vaazı
veya herhangi bir meşayihin sohbetine gidince mürşidine daha çok
sevgin çoğalıyorsa git, çoğalmıyorsa gitme.
Senin mesela yapacağın herhangi bir iş rabıtana, mürşidine olan
sevgine mani oluyorsa onu da yapma, terk et onu.
Demek ki bizim için en büyük ilim bunlardır.
Böyle olunca o zaman bizim hakkımızda hayırlı olan, zamana göre;
Hakkımızda hayırlı olan bilmediklerimizi bize bildirirler,
Hakkımızda hayırlı olmayan bildiklerimizi de bize unuttururlar.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
213
“Ruhun tek bir isteği var, Allah’tan ayrılmış Allah’a
ulaşmak ister” 10.12.1986, Konya
İyi emellerini, niyetlerini fiiliyata getirmezsen bile onun sevabını
alıyorsun.
Kötü şeyleri fiiliyata getirmedikten sonra onun günahından
bağışlanıyorsun. Cenabı Hak kullara bu kadar rahmedicidir, şerre
rızası yoktur. Fakat kul kendi kendine zülüm ediyor.
Cenabı Hakkın hayra rızası var, şerre rızası yoktur; “ve bil kaderi
hayrihi ve şerrihi”, Burada bak;
Hak şerleri hayr eyler
Arif anı seyreyler
Zannetme ki gayr eyler
Görelim Mevla neyler
Neylerse güzel eyler
“Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi” fermanında insan iradesine sahip
olacak, cüzi iradesi vardır. Yani bir şerri işleyip de onu (benim
iradem olmadan) Allah halk etti demek küfürdür. Onu dinden
çıkarır, imanından çıkarır.
Cebriye mezhebi ne için küfre gitti? Cebriye mezhebi ne için batıl
oldu? Onlar cüzi iradeyi hafif gördüler, veyahut da attılar. Günah
işliyor, Allah işletiyor, diyor. İşte onlar ne oldular? Cebriye
mezhebi batıl oldu, küfre gittiler.
İradeyi cüziye farzdır. Fakat iradeyi cüziyeyi alırsın da bu iradeyi
cüziye ile sen bir hayra yönelirsin ve iradeni hayra sarf ettiğin
zaman şerle karşılaşırsın. İşte onu “ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi”
fermanıyla Allahtan bileceksin.
Sonra mesela sana gelen hastalık, sana gelen zarar, sana gelen
keder, sana gelen üzüntü, sana gelen korku, bunların hepsini
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
214
Allahtan bileceksin. Cenabı Hak Kur’anı Kerimde buyuruyor ki
“Biz kulumuzu korku ile havf ile de imtihan ederiz. Biz kulumuzu
mallarının, canlarının azalmasıyla da imtihan ederiz. Bize dönüp
gelecekler. Bize geldiklerinde onların büyük mükafatları var
1
”.
“Vel ba’sü ba’del mevt”, “öldükten sonra dirileceğimize” de
inanacağız. Yine insan öldükten sonra dirileceğine inanmazsa
Müslüman olamıyor, ehli iman sayılmıyor. Ama bu gün herkes
ölüme inanıyor. Fakat herkes dirileceğine inanamıyor. Bütün
Mecusisi de Hiristiyanı da, İsevisi de Musevisi de yani ne kadar
batıl dinler varsa hepsi öleceğine inanıyor. Çünkü niye müşahitler,
şahitler. Kim? Babası ölüyor, anası ölüyor, kardeşi, eşi, dostu
akrabası ölüyor, gidiyor. Ölmeyeceğim diyemezsin ki, öleceğine
inanıyor. Fakat oradaki hayata inanmıyor. Diyor ki tamam
öldükten sonra insan daha dirilir mi?
Peygamber
Efendimiz
miraçtan
sonra
cennetlerden,
cehennemlerden bahsetti. Cennet hayatını, yaşayanları gördü.
Cehennem hayatını, yaşayanları gördü. Peygamber Efendimiz
bunları sohbet ederken Ebu Cehil’in kulağına değince gitti. Ne
yaptı o kâfir?
Bir çürümüş kemik aldı, insan kemiği, getirdi, avucunda ezdi,
üfledi.
—Ya Muhammed bu nasıl dirilecek?
Cenabı Hak ayeti kerimeyi hemen indirdi. Çünkü o ayetlerin ne
için indiklerinin, nüzullerinin sebebi var. Cenabı Hak hemen ayeti
kerimeyi Cebrail’le kavuşturdu, indirtti. “Ya Habibim o kafire
inanmayan kafirlere de ki, sizi yoktan var eden Allah sizi yine
diriltecek
2
”.
1 Bakara 2:155
2 Yasin 36:79
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
215
Onlar işte öldükten sonra dirileceklerine inanmıyorlar. Onun için
bu hayatı sadece maddi biliyorlar. Bu hayattan başka bir hayat
bilmiyorlar.
Ama Müslüman için öyle değildir. Madem ki ahirete inanmışsa,
öldükten sonra dirileceğine inanmışsa, Müslüman için yaşanacak
hayat, sonsuz hayat oradır.
Dünyada da her şeyden sorulacağına inanmıştır. “miskâle zerretin
hayran yera miskâle zerretin şerran yera
3
” emri fermanı var.
Sonra ahirete inanmak, öldükten sonra dirileceğine inanmak, sırat
köprüsü, nizam, hesap, sual bunların hepsine inanmak, kabre
inanmak, kabir azabına inanmak var. Kabri sade orada bir çukur,
eşipte adamı koydukları bir çukurdan ibaret, bilmek değil. İnanan
için Peygamberimizin hadisine, Allahın kitabına kitabullah’a
inanmak var.
Peygamber Efendimiz bak ne buyuruyor? “Kabir sizin için ya
cennet bahçesinden bir bahçedir, ya da cehennem çukurundan bir
çukurdur
4
.” İkisinden biridir, başka olamaz. Her koyulan mevta
için açılan çukur; “ya cennet bahçesinden bir bahçedir, ya
cehennem çukurundan bir çukurdur, başka olamaz.” Oraya koyulan
mevta yaşadığı hayatta, bu dünya hayatında, yaşadığı müddetçe
orayı ya cehennem çukuru yapmış, ya cennet bahçesi yapmıştır.
Cehennem çukuru yapmışsa ne olur? Cennet bahçesi yapmışsa ne
olur?
Cennet bahçesi yapmışsa orası öyle bir zevkli hayat ki dünyada
emsali yoktur. Orada binlerce sene yatıyor da sanki bir dakika
kalmış gibi gelecek. İsrafil Aleyhisselam sur’una üfleyipte insanlar
dirildiği zaman hayıflanacak. Diyecek ki;
—Eyvah burası ne güzel yer diyecek, koymadılar ki biraz durayım.
3 Zilzal 99:7-8
4 Tırmizi Kıyamet 26
Dostları ilə paylaş: |