Carl gustav jung



Yüklə 3,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə122/138
tarix18.06.2018
ölçüsü3,33 Mb.
#49331
1   ...   118   119   120   121   122   123   124   125   ...   138

SIGMUND FREUD TARİH SAHNESİNDE

3 6 9


mayı,  çocuğun  kakasıyla  oynamaktan  aldığı  zevke  benzeterek 

açıkladığında),  bunun  kolektif  bir  aşırı  değerlendirmeye  veya  tahrifata 

karşı  girişilen  bir saldırı  olduğundan emin olabiliriz.  Luther’in öğretisin­

deki  Deus  absconditus  (Gizlenmiş  Tanrı)  ile  karşılaştırıldığında, 

ondokuzuncu  yüzyılın  sakarinden  yapılmış  tanrısı  nerede  kalır  örneğin? 

Bütün  kendini  bilen  kimselerce,  iyi  insanların,  aynı  zamanda  iyi  para 

kazandığı da varsayılmıyor mu?

Nietzsche gibi, dünya savaşı gibi, edebiyattaki karşılığı James Joyce 

gibi, Freud da, ondokuzuncu yüzyılın hastalığına bir cevaptır. Gerçekte de 

esas  anlamı  budur.  İleriye  yönelik  bakışlı  kişiler  için  yapıcı  bir  plan 

tasarısı  yoktur;  çünkü yılmaz çabalarla,  en güçlü  istençle dahi, o  bastırıl­

mış,  yakın  akrabalarla  cinsel  ilişki  kurma  dileklerini  ve  insan  ruhundaki 

başka  uygunsuzlukları  gerçek  yaşamda  eyleme  dönüştürmek  olanaksız­

dır.  Tersine, Protestan rahiplerin  psikanalize  sarılmış  olmalarının  nedeni, 

psikanalizin onlara,  vicdanları  günaha karşı yalnızca bilinçi olanlarınkin- 

den  daha  çok  duyarlı  kılmak  için,  en  iyi  yol  gibi  gelmesidir  — gülünç 

olmasına  gülünç  ya,  Stanley  H all’ın  özyaşamöyküsünde  yıllar  önce 

kehanette bulunduğu olayların mantıksal  ürünü bu Freud’çular bile, yeni, 

hatta daha ruhsuz bir «bastırmanın» farkına varmış bulunuyorlar—  bunun 

anlaşılmayacak  yanı  yok;  çünkü,  insan  bu  gibi  şeylerin  bastırılmasını 

önlemenin yolu olmadığını daha iyi  anlıyor.

Bu iç burkulmasını  iyi etmek  için Freud,  «sublimasyon»  (yüceltme) 

fikrini  ortaya  atmıştır.  Yüceltme,  simyacının,  soysuzu  soyluya,  kötüyü 

iyiye,  yararsızı  yararlıya  çevirme  marifeti  gibi  bir  şeydir.  Bunu  becere­

bilen  kişinin  ölümsüz  bir  üne  kavuşması  işten  bile  değil.  Yazık  ki,  bir 

enerjiyi  kendisinden  daha  büyük  bir  enerji  harcamadan  başka  bir  şeye 

dönüştürme  sırrını  fizikçiler  henüz  bulmuş  değil.  Yüceltme,  şimdilik 

münasebetsiz sorular soran  ağızları susturmak  için icat olunmuş  bir sofu­

ca dilek gerçekleştirme’den öteye gidemiyor.

Bu  sorunları  tartışırken,  esas  üzerinde  durmak  istediğimiz  şey, 

psikoterapi  uygulayan  psikoterapistlerin  mesleklerinde  karşılaştıkları 

güçlükler  değil,  yalnızca  Freud’un  programının  pek  ileriye-yönelik 

olmayışının  kesinliği.  Bu  programda  her  şey  geriye  yönelik.  Freud’un 

ilgilendiği  nokta  nesnelerin,  hiçbir  zaman  nereye  gittiği  değil,  yalnızca




370

ANALİTİK  PSİKOLOJİ

nereden  geldiği.  Bu,  onu  nedenler  aramasına  iten  bilimsel  nedensellik 

gereksiniminden  de  öte  bir  şey,  yoksa  birçok  psikolojik  olguların,  bir 

dedikodu sırasında kırılan potun nedenlerinden başka nedenlere dayandığı 

gözünden kaçmazdı.

Bunun çok  iyi  bir örneği,  Leonardo da  Vinci  ile iki-ana sorunudur. 

Nitekim  Leonardo’nun  hem  bir  gayrimeşru  anası,  hem  de  üvey  anası 

vardı,  ancak  gerçekte  iki-ana  sorunu  söz konusu,  iki-ana fiilen olmadığı 

zaman bile mitolojik tema olarak vardır. Mitos kahramanlarının çoğunluk 

iki  anası  vardır;  Firavunlar  içinse  bu  mitolojik  töre  gerçekten  yürürlük­

teydi.  Bu  küfür  sayılacak  olgu  karşısında,  birdenbire  duruyor  Freud;  bu 

durumda,  «doğal  bakımdan»  hoş  olmayan,  ya da olumsuz olan  bir şeyin 

gizli  bulunduğu  düşüncesiyle  yetiniyor.  Her  ne  kadar  bu  davranış 

tamamiyle  «bilimsel»  değilse  de,  tarihsel  adalet  açısından  bakıldığında, 

hiçbir açık  kapı  bırakmayan  bilimsel  davranıştan  daha çok değer veriyo­

rum ona.  Leonardo  sorununda da varolan o  karanlık zemin dar bir bilim­

sel  yaklaşımla  pek  kolay  aklileştirilebilirdi,  o  zaman  da  Freud’un  sahte 

cepheler ardındakini gösterme  görevi  gibi  tarihsel  görevi de gerçekleştir­

miş olurdu.  Ufak bilimsel bir yanlışlığın  burada pek zararı olmasa gerek. 

Yapıtları dikkatle ve eleştirel gözle incelenecek olursa, Freud’un  ikide bir 

belirttiği  gibi,  bilime  hizmet  amacının,  kendi  haberi  olmadan,  gizlice, 

kültürel  yörece  yönetildiği  ve  bunun  kendi  kuramına  rağmen  yer  almış 

olduğu  görülmektedir.  Yığınların  kulağına  seslenilmek  isteniliyorsa, 

«çölde  ağlayanın  sesi»nin  bugün  ister istemez  bilimsel  bir hava  taşıması 

gerekir.  Durum  ne olursa olsun bu  gibi olguları açığa çıkaran şeyin bilim 

olduğunu söyleyebilmeliyiz, çünkü kişiyi ancak bu inandırır. Ancak bilim 

dahi  bilinçdışı  Weltanschauug’a  (dünyagörüşüne)  karşı  bir  koruyucu 

değildir.  Leonardo’nun  Meryem  ve  Kucağındaki  İsa  ile Azize  Anne adlı 

yapıtını,  «iki-ana» mitolojik temasının klasik bir örneği olarak görmek ne 

kadar kolay olurdu. Ama Freud’un Victoria Çağı sonu psikolojisi ve geniş 

bir halk yığını için, «İnce eleyip sık dokuyan bir araştırma sonucu», büyük 

sanatçının,  kendi  varlığını,  saygı  değer  babasının  bir  yanılgısına  borçlu 

olduğu  doğrulanabilseydi,  çok  daha  etkin  bir  şey  olurdu.  Bu  atış,  tam 

hedefe  isabet  etmekte,  Freud  bu  atışı,  bilimi  bir  yana  bırakıp  dedikodu 

yapma  niyetlisi  olduğundan  değil,  yalnızca  insan  ruhunun  varolabilecek




SIGMUND  FREUD TARİH  SAHNESİNDE

371


karanlık  yanını  açığa  çıkarmaya  zorlayan  Zeitgeist’ın  (Çağın  Ruhu) 

buyruğunda olduğundan  yapmaktadır.  Ne  var ki,  bunun  gerçekten  bilim­

sel ipucu, iki-ana temasında: ancak bu, ne denli modası geçmiş olsa da bil­

ginin  gerçekten  bir  şey  ifade  ettiği  birkaç  kişide  yalnızca,  yankı 

uyandırmakta.  Böyle  bir  varsayım  karşısında  halk,  genellikle  tepkisiz 

kalmaktadır;  çünkü halk  için Freud’un tek-yanlı, olumsuz açıklaması, bi­

lime ifade ettiği  şeyden çok daha fazla şey  ifade etmektedir.

Bilimin  tarafsız,  önyargısız  ve  geniş  kapsamlı  olmaya çaba  göster­

diği  açık  bir  gerçek.  Öte  yandan  Freud’çu  kuram  olsa  olsa  kısmi  bir 

gerçeği  dile  getirmekte,  bu  bakımdan,  kendini  ayakta  tutabilmesi  ve 

gerçekçi  olabilmesi  için  bir  dogma  katılığında  ve  bir  engizisyoncunun 

yaklaşımına sahip olması gerekmektedir. Bilimsel bir gerçek için basit bir 

açıklama yeter.  Psikanaliz  kuramının,  şaşmaz,  bilimsel  bir gerçek olmak 

gibi  herhangi  bir  niyet  beslediği  yoktur.  Amacı  daha  geniş  bir  halk 

yığınını  etkilemektir.  Bundan da psikanalizin  hekim muayenehanesinden 

çıktığı  belli  olmaktadır.  Victoria  Çağı  sonu  psikolojisinin  bilinçdışı  kur­

banı  olduğundan,  yirminci  yüzyılın  başlarındaki  nevrotik  insanın  anla­

ması  şart  olan  gerçekler  koymaktadır  ortaya.  Psikanalizin  ölü  yüzyılın 

çürümüş  yanlarını dağlayarak  kendindeki  sahte  değerleri  yoketmektedir. 

Buraya  kadar  psikanaliz  nevrotik  psikoloji  incelemesini  uzun  ömürlü 

yapan  pratik  bilgi  sağlama  bakımından  değerli  katkıda  bulunmuş  ve 

gerekli  olmuştur.  Tıbbın  nevroz  vakalarını  bir  bir ele  alıp  tedavi  konusu 

yapması ve bireyin ruhunu bir araştırma nesnesi yapması Freud’un yılmaz 

tek-yanlıiığı  sayesinde  olmuştur.  Freud’dan  önce  böyle  bir  davranış 

sadece merak yüzünden olabilirdi.

Ancak  nevroz,  yalnızca  Victoria  Çağına  özgü  bir  illet  değildir, 

zaman ve mekân  içinde yaygındır,  bu bakımdan da özel cinsel eğitim,  ya 

da  bu  konudaki  zararlı  düşüncelerin  yok  edilmesini  gerektiren  kişiler 

arasında  da  vardır;  Victoria  Çağı  önyargıları  üzerinde  kurulmuş  bir 

nevroz, ya da düş kuramının, bilim açısından, olsa olsa ikinci derecede bir 

önemi  olur.  Böyle  olmasaydı  A dler’in  bambaşka  kavramı  tamamiyle 

geçersiz ve etkisiz olurdu.  Adler her şeyi haz ilkesi  yerine,  güç  güdüsüne 

indiriyor,  kuramının  başarısı  ise  yadsınacak  türden  değil.  Bu  olgu,  göz 

alıcı  bir  parlaklıkla  Freud’un  kuramının  tek-yanlı  olduğunu  açığa




Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   118   119   120   121   122   123   124   125   ...   138




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə