Carl gustav jung



Yüklə 3,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/138
tarix18.06.2018
ölçüsü3,33 Mb.
#49331
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   138

6 0

GtRtŞ


3.  Üçüncü yöntem,  hastanın geçmişini  analiz yöntemidir;  hem  a­

raştırma,  hem de  iyileştirme  yöntemi olarak  büyük önem  taşır. 

Burada nevrozun  tarihsel  gelişimi  söz konusudur. Çoğu kez, bu 

yöntemin kendi,  büyük,  iyileştirici değer taşır.  Nevrozun tarih­

sel gelişimi  söz konusudur.  Hasta,  nevrozun başlıca etkenlerini 

anlar;  bu  onda önemli bir davranış değişikliğine  neden olur.

4.  Dördüncü  yöntem,  bilinçdışının analizidir;  bilinçteki  gerçekler 

tükendiğinde  buna  başvurulur.»21

Bilinçdışının  mekanizmasını  ve  içeriğini  araştırmanın  en  etkin 

yolu  düşlerdir.  Düşler,  bilinçli  ve  bilinçdışı,  bilinen  ve  bilinmeyen 

öğelerden  oluşur.  Bu  öğeler  karmakarışıktır;  günün  olayları  bir  yana, 

bilinçdışının en derin içeriğini dahi kapsayabilir.  Bu öğelerin düşlerde 

sıralanışı, ne nedenselliğe, ne zamana, ne de m ekâna bağlıdır. Düşlerin 

dili  eski  çağların  dilidir,  anlamı  ancak  özel  yöntemle  ortaya  çıkarıla­

bilir.

Jung  düşlere  büyük önem  verir;  yalnızca bilinçdışma götüren bir 



yol  değildir  düşler,  aynı  zamanda  bilinçdışım  ayarlayan  düzenin  en 

büyük  bölümünü  oluştururlar.  Çünkü  düşler «Öte  Yanı»,  yani  bilinçli 

davranışın  karşıt  yanını  anlatırlar.  Jung'a  göre,  düşlerde  değişmez 

sim geler  yoktur.  Bilinçdışı  içeriğin  birden  çok  değeri  vardır  hep; 

anlamları,  içinde belirdikleri bağlama, düş görenin özel dış ve  iç duru­

m una  bağlıdır.  Bazı  düşlerse,  düş  gören  bireyin  kişisel  kaygılarından 

öteye gider, insanlık tarihinde arka arkaya yer alan sorunları dile getirir 

ve  tüm  insan  topluluğunu  ilgilendirir.  Bu  düşler,  çoğu  kez  gelecekle 

ilgilidir;  bu  yüzden  ilkel  topluluklarda  tüm  oymağın  işi  sayılır  bu  tür 

düşler;  toplanılır  ve  büyük  törenle  yorumlanır.  Düşlerden  başka,  bi- 

linçdışının  belirtileri  olarak  fanteziler ve  vizyonlar  vardır.  Bunlar,  bi­

lincin gücü azaldığında ortaya çıkarlar.  Gizli ve açık anlamları olabilir, 

ya  kişisel  ya  da  ortak  bilinçdışından  çıkarlar.  Psikolojik  yorum 

açısından  düş  sınıfına  girerler.  Bu,  fantezilerden  tutun  da,  vecd  duru­

m unda görülen vizyonlara kadar gider.

21 


Psychology and Alchemy,

  s.  186.




GİRiŞ

61

Düşleri  yorumlarken,  hastanın  hekimin  yorumuna  aklı  yatması 



gerekir.  H ekim ,  kendi  yorum unu  hastaya  zorla  benim setm eye 

çalışmamalıdır.  Bilinçdışı  nice  bağımsız  olsa  da,  hekim  yorumunun 

hastayı  etkileyebileceği  düşünülm elidir.  Bilinç  bir  papağan  gibi 

eğitilebilir,  bilinçdışı ise eğitilemez.  Düşü gören kişi değildir, düş ken­

disine  gösterilmektedir sanki.  Dili,  bilincin dili değildir.

Düşlerin  kökü  günlük  olaylarda  olabilir,  bilinçdışının  burçlu 

içeriği  de  olabilir,  ya  da  bilinçdışının  doğurduğu  süreçler  olabilir. 

Bilinçle  ilgisi  olmayan  bu  süreçler  türlü  kaynaklardan  çıkabilir: 

Kişinin  bedeniyle  ilgili  vakalar,  ortam a  karşı  bedensel  ve  ruhsal  tep­

kiler, geçmiş gelecek olaylar. Uzak geçmişten bu yana tarihsel olayları 

yineleyen ve (arketip düşlerinde olduğu gibi) gelecek olayları  önceden 

kestiren  düşler  vardır.  Düş  hiçbir  zaman  bize  göründüğü  gibi  geçmiş 

olay  ve  yaşantıların  yinelenmesi değildir.  Savaş  gibi  nesnel  olaylarda, 

ruhsal şok ya da tepki sonucu görülen düşler istisnadır.  Bu tip düşlerde 

bağımsızlığını,  özerkliğini  kazanmış  travma  içeriği,  travmatik  uyarı, 

kendini  tüketene  dek  sürüp  gidecektir.  Bu  gibi  yaşantıların  bilince 

getirilerek  çözümlenmesi  söz  konusu  değildir.  «Düş  ruhun  karanlık 

ülkesinden gelen,  anlaşılması  güç  bir bildiridir,»  diyor Jung.

Anlamları bakımından düşler üç türdür:

1. Bilinçli bir durumu, bilinçdışının tepkisi olan bir düşün izlediği 

durum. Bu, bir ek ya da dengeleyici nitelikte olabilir; bunun gü­

nün izlenimlerine işaret ettiği açıktır;  yakın geçmişte bazı olay­

lar olmasaydı,  bu  tür düş  de  elbette görülmezdi.

2.  Belli  bir bilinç  durumunun  uyarısı  olmayan, bilinçdışının ken­

disinin doğurduğu düş;  bu anın  bilinçli durumundan  bambaşka 

bir durum yaratır ve  ikisi  arasında bir çekişmeye neden olur. 

Birinci düş türünde,  ağır basan bilinç öğesi  idi,  ondaki enerji 

potansiyelinde,  bilinçdışı  öğeye,  aşağı  doğru  akıyordu;  öteki 

düş türündeyse  ikisi  arasında bir denge  vardır.

3.  Ama,  bilinçdışının  ters  konumu  daha ağır bastığında,  yüksel­

me,  bilinçdışından  bilince doğru olmaktadır.  İşte  o zaman,  an­

lamlı  düşler görülür ki,  bunlar kimi  zaman,  bilincin  yönelimi­

ni baştanbaşa değiştirir, hatta tersine çevirir.  Bunlar, düş görenin



62

GİRtŞ


bir türlü  yorumlayamadığı,  arketipik güçlerdir;  çoğu  kez gele­

cekten  haber verirler.  Bazan  akıl  hastalığının,  ya da ciddi  bir 

nevrozun  başlangıcında da  görülürler.

B ir düşün  tek  başına yorumlanması  pek olası  değildir.  Ancak bir 

düşler  dizisi  incelenebilir.  B ir  sonraki  düş,  bir  öncekinin  yorumunda 

yapılan  yanlışları  düzeldir.  Bir  zaman  sırası  izlemezler.  Ancak  anlam 

bakımından  bir  nokta  çevresinde  dönerler.  Bu  bakımdan,  hastalardan 

kendilerinin düşleri sıra ile yazmaları ve yorumları kendileri  yapmaları 

istenir.  «Böylece  hasta,  bilinçdışını  hekimin  yardımı  olmadan  nasıl 

yönetmesi  gerektiğini  öğrenmiş olur.»  Psikoterapist, edilgin olarak, eli 

kolu  bağlı  durmaz,  etkin  bir  biçimde  hastayı  yönetir.  Düşün  olası 

anlamına  işaret  edebilir  ve  hastanın  izleyebileceği  yolu  gösterir.  Bu, 

başkalarının  duygularını  anlayabilm e,  eşgüdüm   yeteneği,  sezgi, 

beceri, dünya ve insan üzerine bilgi, anlayış gerektirir. Düşlerin sayısız 

anlamları  arasında en  doğrusunu  bulabilmek  için,  düş  görenin  yaşayış 

düzenini,  bilinçli,  görünürdeki  psikolojisini  bilmesi  gerekir.  Düşün 

çerçevesini  çizmek  de  önemlidir;  daha  öncesini,  daha  sonrasını 

çağrışım  ve genişleme yöntemiyle çizebilmelidir kişi.  Bağlam çizildik­

ten  sonra  ancak  yoruma  geçilebilir.  Beklediğimiz  çıktı  diye,  anlamı 

çözdüğümüzü  sanmamalıyız.  Kuşkucu  davranmalıyız.  Anlamı  düş 

görenin  bilinçli  yönelimine  paralel  düşler azdır.

Genellikle  bilinçdışının  yönelimi  bilinçli  davranışı  tamamlayıcı 

ya  da  dengeleyicidir.  Ruhun  kendi  kendini  ayarlama  düzeninin 

biçimidir.  Çağdaş  insan  ruhunun,  bilinçli  alanı,  aşırı  geliştirilmiştir; 

bastırılmış  bilinçdışı  içeriği,  birikerek,  patlamak,  bilinci  sele  boğmak 

istemektedir.  Bilinçdışını  ruha  katıp,  bütünlüğü  sağlamak,  özellikle 

Batı'nın  çağdaş insanının sorunu durumuna gelmiştir.  Doğu  insanında 

durum  böyle  değildir.  Ortak  bilinçdışı  gereçlerini  ele  almadan,  ilkin 

bebeklik  çağında  varolan  içeriği  bilince  çıkarıp,  onu  bütüne  katmak 

gerekir;  «İlkin kişisel  bilinçdışı ele alınıp çözümlenmelidir, yani bilinç 

yüzeyine  çıkarılm alıdır.»22  Yoksa  ortak  bilinçdışma  giden  yol  tıkalı 

sayılır.  Her  çatışm a  ilkin  kişisel  açıdan  ele  alınıp  çözümlenmeye 

çalışılmalıdır.

22 


Commentary on ıhe Secret o f  the Golden Flower,

  s.  30-38.




Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   138




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə