39 0
ANALİTİK PSİKOLOJİ
Sayın Bay N.
................Kişinin değeri hiçbir zaman başkalarına oranla ifade olu-
namıyor, ancak kendi başına bir anlam taşıyor, Dolayısıyla, özgüvenimizi
veya özbeğenimizi başka bir kişinin davranışına bağlı kılmamalıyız; o kişi
bizi insan olarak ne kadar etkisi altında bırakırsa bıraksın. Bize olanlar,
doğru anlaşılırsa, bizi kendimize döndürüyor; sanki, bizi, tüm bağlarımız
dan ve bağımlılıklarımızdan kurtarmak, bizi bize bağımlı kılmak isteyen
bilinçdışı bir kılavuz var. Bunun nedeni, başkalarının davranışına bağım
lılığın çocukluk çağımızdan gelen, onsuz edemeyeceğimizi sandığımız
son kalıntısı olması.
27 Ekim 1930
Jam es Joyce'a
27 Eylül 1932
Efendim,
Ulysses adlı yapıtınız öyle tedirgin edici bir psikoloji sorunu çıkardı
ki dünyanın başına, psikolojide yetkili saydıkları bana başvuranlar çok
oldu.
Ulysses kırılması kolay cevizlerden değilmiş meğer, beynimi pat
lattım anlayabilmek için (bir bilimci olarak ifade etmem gerekirse) bana
oldukça pahalıya mal olan «tebdili mekân»lara neden oldu. Kitabınız ne
belâlar açtı başıma; bir kere, elime alıp okumaya başlamadan, üç yıl, kum
rular gibi düşündüm. Ancak size de, dev yapıtınıza da çok şey borçluyum,
çok şey öğretti bana doğrusu.
Hoşuma gidip gitmediği konusunda birşey demeyeceğim. Kesinlikle
bilmiyorum da ondan. Ancak, sinirlerimi aşındırdığı, iliğimi emdiği kesin.
Ulysses üzerindeki yazımın sizce beğenilip beğenilmediğini bilmiyorum.
Ancak, ne kadar sıkıldığımı, homurdanıp durduğumu, küfrettiğimi ve ne
kadar hayran kaldığımı açıklamaktan kendimi alamadım. Sondaki nok
M EKTUPLARINDAN SEÇMELER
391
tasız virgülsüz 40 sayfa tam psikolojik bir ziyafet. Şeytanın ninesi gerçek
kadın psikolojisi konusunda meğer neler biliyormuş; doğrusu ben o
kadarını bilmiyorum.
Gene de o kısa denememi okursanız iyi olur, t//ysse.v'inizin dehliz
lerinde yolunu yitiren, sonradan sırf bir şans eseri yeniden yolunu bulup
içinden çıkmayı başaran, tamamiyle yabancı birinin girişimi sayın.
Denememden göreceğiniz gibi, bakın, bencileyin sözde dengeli bir psiko
logu ne hale soktu.
Derin beğeni ve saygılarımla,
19 Kasım 1932
Sayın Bay N.
Mektubunuza teşekkür etmemi geciktiren olaylar oldu. Görüşlerimi
soruyorsunuz. Bence durum şöyle: Akıldan nasibini almış, içinde eğitilme
hevesi duyan herkes, nevrozunun analitik tedavisi sırasında yaşadığı
şeyler üzerinde şöyle bir düşünse, bunların her çağda ve bütün insan
topluluklarında rastlanan dinsel düşüncelere pek benzeyen düşünce
düzenleri olduğunu farkeder. Nevroz, bilinçdışını yüzeye daha bir
yaklaştırır: Öte yandan, bilinçdışının hem içgüdülerden, hem de
insanlığın ta başlangıcındaki fikirlerinden oluştuğuna bakarsanız, böyle
evrensel fikirlerle karşılaşmanızda şaşılacak bir şey yok. Bu tür bilince
sahip olmanın bir tehlikesi var; o da, sizi birey olarak, kendinize özgü
dünya işlerinden uzaklaştırıp, daha aşağı düzeydeki bir gerçekdışılığa
sürüklemesinde; öyle gerçekdışı bir düzendir ki bu, işi gücü istemektir;
herhangi bir işi başlayıp bitirmeye niyeti yoktur. «Bilinçlenen-
Bilinçıdışı»nm insan zihninin tarihinde ne gibi paraleller çizdiğini ortaya
çıkarmak güzel ya, gerçek üzerinde etkisi olmadığı sürece boş. Dahası,
zararlı, dediğim gibi, sizi kendi gerçeğinize yabancılaştırır da ondan;
gerçeğe karşı bu yabancılaşma cinsel tıkanıklık dediğimiz şeye yol açar,
aslında yalnızca cinsel tıkanıklık değildir burada söz konusu olan, genel
anlamda hayat enerjisi'nin tıkanmasıdır; çünkü, hayat-görevi'ni şu veya bu
392
ANALİTİK PSİKOLOJİ
biçimde yerine getirmeyen kişi, ister istemez tıkanmıştır. Bu durumda,
hastalıklı her şeyin bu tıkanıklıktan ileri geldiğini ileri süren bir kuram
oluşturur, bunda haklıdır da. Ancak, dünyaya bütünüyle uygulanacak yanı
yoktur; çünkü dünya, genellikle, seven, eziyet çeken, karnı acıkan, çalışan
vb. insanlarla doludur. Bu kuram, olsa olsa, hiçbir işe yaramadan bitkisel
bir yaşam süren, hayaller kuran nevrotik tipler için geçerlidir. Bilinçdı-
şıyla temasından elde ettiği bilgileri eyleme dönüştürebilecek niteliğe
sahip olsaydı ancak, kurduğu hayallerin anlamı olurdu; yani insanı
kavradığı gibi değiştirebilseydi eğer, demek ki, insanlara sürekli yaratıcı
faaliyet gerek. Pertinax12 cinsel gerilim kuramını vaaz ededursun, evlen
mek, ya da bir meslek edinmek, dahası birkaç kuruş kazanmak gibi
şeylerle yakından uzaktan ilgisi yok. Kendini bu denli inkâr eden bir
kimse tarafından ortaya atılacak her kuram, daha baştan başarısızlığa
uğramış sayılır; insanları, hayattaki görevlerinden ve ödevlerinden alıkoy
maktan başka işe yaramayan boş hayallerden ibaret kalır.
25 Kasım 1932
Sayın Bayan N.
Bilinçdışını seyre dalarsanız, paçanızı zor kurtarırsınız; bilinçli
gerçek dünyanızda ayağınızı basacağınız sağlam bir zemininiz yoksa
eğer, o bilinçdışı ejderi sizi yutuverir. Bu ne demektir, bilir misiniz!
Bilinçdışınıza bakmaya niyetliyseniz, bütün eleştirici gücünüzle bilin
cinize sahip olmanız gerekir.
Bilinçdışı kendi başına ne aldatıcıdır, ne de kötü-doğanın kendi
gibidir, hem güzel, hem dehşetli. Bilinçdışmız size düşmanca, habis
görünüyorsa, bu, insanı ayartan hayaller dünyasına kendinizi kaptırmış
olmanızdandır; ille de bilinçdışınızla uğraşacaksanız, tutumunuzun etkin
olması şarttır. Bir kere, bilinçdışından gelen her şey doğal olarak benim-
senmemeli, ya da harfi harfine kabul edilmemelidir. Genellikle pek
12 C insellik üzerinde yazılar yazan İsviçre'de yaşayan bir yazarın takm a adı.
Dostları ilə paylaş: |