126
ANALİTİK PSİKOLOJİ
bir yana, bu değişkenliğin nedeni, temel davranışa özel karakterini veren,
düşünme veya duyma gibi, bilinçli işlevlerin birinin üstün gelmesidir.
Temel davranış tipinin tam ters davranışlarda bulunmasının nedeni,
insana nice acı verse de, doğasının dizginlerini serbest bırakmayacağını
öğretmesidir belki de. Öyle vakalar vardır ki, örneğin nevrotiklerde,
kişiliğinin bölünmesinden dolayı, insan, karşısında bilinçli bir davranış
mı, bilinçsiz bir davranış mı bulunduğunu kesinlikle bilemez; çünkü
insan, karşısında bazan ön planda birinin yansını, bazen öteki yarısını
bulur, bu da aklını allakbullak eder. Bu yüzden, nevrotik kişiliklerle bir
likte yaşamak ömür törpüsüdür.
Yukarda sözünü ettiğim kitapta, sekiz gruba ayırdığım geniş tip
ayrılıklarının fiilen varoluşu, birbiriyle çatışan iki nevroz kuramını, bir
tip-karşıtlığı gibi görmeme neden oldu, Bu buluş, karşıtlığın üstüne çıkıp
ve sadece birine değil, ikisine birden eşit hayat hakkı tanıyacak bir kuram
geliştirmeme yol açtı. Bunun için sözünü ettiğim kuramların her ikisinin
de eleştirisini yapmak gerek. Her iki kuram da yüksek ideal, kahramansı
davranışlar, duygu soyluluğu, derin inançlar, acı olmasına acı ama bu gibi
şeylere uygulandığında, sıradan bir gerçeğe indirgenmiş oluyor. Bunlar
hiçbir zaman böyle uygulanmamalıdır, çünkü her iki kuram da, hastalıklı
ve zararlı olan şeyi kesip atacak, neşteri keskin ve acımasız cerrahın elin
in altında uygun tedavi aletleri olabilir. Nietzsche’nin insanlığın ruhunda
kanser tümörleri gibi gördüğü (gerçekte de kimi zaman böyledir) idealleri
yıkıcı eleştirisinin nedeni buydu. İyi bir hekimin, insan ruhunu gerçekten
tanıyan bir hekimin elinde, Nietzsche’nin deyimi ile «ince farkları» ayırt
edebilen bir hekimin elinde — her iki kuram da ruhun gerçekten hasta ye
rine uygulandı mı— iyi gelen ilaçlardandır, dozu bireye göre ayarlaması
koşuluyla bunların büyük yararı olur, ancak ölçüyü kaçıran bir elde,
zararlı ve tehlikeli olabilirler. Bunlar nazik yöntemlerdir, tıpkı başka
eleştiriler gibi, yok edilmesi, ortadan kaldırılması, ya da indirgenmesi
gereken bir şey olduğunda, iyi sonuç verirler, ancak inşa edilmesi gereken
bir şey olduğunda zarar vermekten başka işe yaramazlar.
Hekimin becerikli ve nazik ellerine bırakıldığında, her iki kuram da,
tıpkı zehirli ilaçlar gibi, kötü sonuç doğurmaz; çünkü, bu dağlayıcı ilaçlan
uygulamak için, insan ruhunu alabildiğine iyi tanımak gerekir. İnsan,
DAVRANIŞ TİPİ SORUNU
127
değerli, korumaya değer şeyi hastalıklı ve yararsız şeyden ayırt etmeyi
bilmelidir, bu en güç işlerden biridir. Psikoloji bilgisi taslayan sorumsuz
bir hekimin, dar görüşlü, sözde-bilimsel bir önyargıyı nasıl sergilediğini
anlamak için Möbius’un Nietzsche hakkındaki yazısına, ya da daha iyisi
«İsa Olayı» yazısına bakmak yeter.
Bu nevroz kuramları evrensel kuramlar değildir, mevzi uygulanacak
dağlayıcı ilaçlar gibidir. Yıkıcı ve indirgeyici kuramlardır. Bu kuramlar,
her şeye «Siz .......... ’den ibaretsiniz” demektedir. Hastaya, arazlarının
şundan bundan ileri geldiğini, şundan bundan ibaret olduğunu açıklamak
tadır. Belli bir vakada, böyle bir indirgemenin yanlış olduğunu ileri
sürmek doğru olmaz, ancak, hasta ruh kadar, sağlıklı bir ruhun da genel
bir açıklaması çerçevesi içinde, indirgeme kuramı kendi başına
olanaksızdır. Çünkü insan ruhu, ister hasta, ister sağlıklı olsun, sadece
indirgeme ile açıklanamaz. Eros’un her zaman, her yerde varolduğu, ikti
dar arzusunun ruhun her yerinde, yüce doruklarında, dipsiz derinlik
lerinde mevcut bulunduğu, ancak ruhun ne sadece bunlardan biri, ne öte
kisi, ne de her ikisi olduğu bir gerçektir. Ruhun bunlan aynı zamanda
neye döndürdüğü, neye döndüreceğidir. Bir insanın nasıl oluştuğunu bile
cek olursak, onun ancak yarısını anlamış oluruz. Hepsi bu kadarla bitmiş
olaydı, ha şimdi yaşıyor, ha yıllar önce ölmüş, farketmezdi. Canlı bir
kimse olarak anlaşılmamaktadır, çünkü yaşam sadece dünden ibaret
değildir, bugünü düne indirgeyerek de açıklanamaz. Yaşamın bir de yarını
vardır, bugün, dünün ne olduğu konusundaki bilginize yarının
başlangıcını da ekleyebilirsek eğer anlaşılabilir. Bu, yaşamın bütün
psikolojik ifadeleri için, hatta psikolojik arazlar için de geçerlidir. Nevroz
arazları, ister «çocuk cinselliği» olsun, ister çocuktaki iktidar istemi olsun,
sadece çok eskiye dayanan nedenlerin sonuçları değildir, aynı zamanda
yaşamın yeni bir sentezine yönelik girişimlerdir de — ancak, bu cümle
den olmak üzere, başarısız girişimler olduğunu da söylemek gerek! Öyle
veya böyle, değer ve anlam taşıyan girişimlerdir. İç ve dış doğanın hava
koşullarının kötü gidişi yüzünden filizlenemeden kalan tohumlardır.
Okuyucu soracaktır elbette: nedir şu nevroz denen şey, insanlığın şu
yararsız, baş belâsının anlamı nedir diye. Nevrotik olmak ne işe yarar,
diyeceklerdir. İnsanların yararlı sabır erdemini geliştirmeleri için, Rabbin
128
ANALİTİK PSİKOLOJİ
yarattığı tıpkı sinekler ve zararlı böcekler ne işe yarıyorsa, nevroz da o işe
yarar. Doğa bilimleri açısından bu düşünce budalaca görünse de, psikolo
ji açısından «zararlı böcekler» yerine «sinir arazlarını koymak yerinde
olur belki. Budalaca, sıradan düşüncelerle alay etmeye pek yanaşmayan
Nietzsche bile, hastalığına çok şey borçlu olduğunu defalarca söylemiştir.
Bütün yararını ve hikmeti vücudunu nevroza borçlu nice insan tanıdım;
nevroz bu kimselerin yaşamda yapacakları çılgınlıkları önlemiş, onları
değerli potansiyellerini geliştirecek olan bir yaşam tarzım seçmelerine
zorlamıştır. Eğer nevroz, demir pençesi ile onları oldukları yerde tut
mamış olaydı, bu potansiyel boğulup kalmış olurdu. Öyle insanlar vardır
ki, yaşamlarının bütün anlamı, gerçek önemleri bilinçdışındadır; bilinçli
zihinleri, aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir. Başkalarında ters bir durum
vardır, onlar için nevrozun anlamı başkadır. Bu son seçenek tam bir
indirgeme yöntemi, uygulanması uygun yöntemdir. Bu noktada, okur,
nevrozun bazı vakalarda böyle bir anlamı olabileceğini, ancak normal
günlük vakalarda bu denli geniş kapsamlı bir amaçlılığı olmayacağını
düşünebilir. Histerik endişe halleriyle birlikte görülen yukarda sözü edilen
astım vakasının ne değeri olabilir ki? Doğrusu, değerin bu vakada nerede
olduğu belli değil, özellikle de vaka kuramsal indirgeme açısından yani
bireysel gelişimin Gölgesinde ele alındığında. İncelediğimiz iki kuramın
ortak noktası, insanın Gölgesine ait her şeyi acımadan ortaya çıkarması
dır. Patojenik unsurun neden ibaret olduğunu açıklayan kuramlar, daha
doğrusu varsayımlar var. Bunlar, dolayısıyla insanın olumlu değerleri ile
değil, kendilerini tedirgin edercesine görünür kıldıkları olumsuz değerler
le ilgili. «Değer» denen şey, enerjinin sergilenmesi için bir olanaktır.
Negatif bir değerin de enerji sergilenmesi için bir olanak olduğuna göre
—ki bu, nevrotik enerjinin bildiğimiz belirtilerinde açıkça görülebilir— o
da düpedüz bir «değer», ancak enerjinin yararsız ve zararlı belirtilerini
olanaklı yapan bir değer. Enerji, kendi başına ne iyidir, ne kötü, ne
yararlıdır, ne zararlı, nötürdür, çünkü niteliği enerjinin alacağı biçime
bağlıdır. Enerjiye niteliğini veren şey biçimidir. Öte yandan, enerjisiz bir
biçim de nötürdür. Dolayısıyla, gerçek bir değerin yaratılması için hem
enerjiye, hem de biçime gerek vardır. Nevrozda psişik enerji yok değil,
ancak aşağı düzeyde, işe yaramayacak bir biçimde. İki indirgeyici kuram,
Dostları ilə paylaş: |