238
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
Buna göre Usûl-i Cedit mekteplerinde ve medreselerinde eğitim programı şu
şekilde olacaktı:
1. İlkokul yerine geçen mektep, medrese eğitimi için bir hazırlık safhasıydı.
Medresenin ilk tahsil devresini altı sene devam eden Rüştiye kısmı teşkil ediyordu.
2. Lise: Bu medrese eğitiminde ikinci basamağı teşkil ediyor ve Rüştiye gibi
altı sene devam ediyordu.
3. Medrese tahsilinin son üç yılını teşkil eden ve Galiye adı verilen yüksek
tahsil kısmı da medresenin üçüncü bölümünü oluşturuyordu.
Öğrenciler, medrese tahsilleri sırasında bu üç kısımdan birini bitirdiklerinde
şayet isterlerse, medreseden ayrılabilirlerdi. Yine öğrenci, medresenin muhtelif
basamaklarında yaptığı tahsile göre, ya mekteplere öğretmen, ya medreselere
müderris veyahut da yüksek seviyede din adamı olabilirdi.
Yeni metot medreselerinde okutulacak dersler ise, bölgelere göre küçük
farklılıklar olmakla birlikte genel olarak şu şekilde tespit edilmişti: Dinî ilimler
(Hadis, Fıkıh, Kelam v.b), Türk dili ve edebiyatı, Arap dili ve edebiyatı, İslam
tarihi, tarih felsefesi, umumî tarih, coğrafya, tabiat bilgisi, matematik, fizik, kimya,
psikoloji,
pedagoji, sağlık bilgisi, hat, Rusça ve Fransızcaydı.
Türkistan’da açılan Cedit okulları, eski usuldeki okullara göre daha az
sayıdaydı. Ancak, Rus-Yerli okullarına göre daha çok açıldı ve öğrenci sayısı daha
yüksekti. Cedit okullarının giderleri, halktan toplanan yardımlardan karşılanıyordu.
Kurulan okullarda eski sistem okullarda olmayan öğretmen ve öğrenciler için masa
ve sandalyeler, yazı tahtaları, haritalar ve eğitim için gerekli bilumum malzeme
bulunuyordu. Dersler ağırlıklı olarak Tatar Türkçesi ve yerli halkın dilinde
anlatılıyordu. Rusça, Arapça ve hatta müzik dersi de derslerin arasında yer alıyordu.
Yeni usul mekteplerde dinî derslere eklenen dünyevi dersler, öğrencilerin
dinin taassubuna kapılmadan günlük hayatla iç içe zihinlerinin açık tutulmasını
sağlıyordu. Cedit mekteplerinde öğrenciler, sınıflara ayrılarak dört yıl eğitim
alıyorlardı. Bir haftada yirmi saatlik dersin yaklaşık
on saati; Kur’an, İslam tarihi ve
başka dinî kitapları okumaya; kalan saatler yazmaya, matematik, coğrafya, Rusça ve
diğer derslere ayrılıyordu. Yeni usuldeki okullarda eğitim 3 sınıfa ayrılarak 4 yıla
yayılıyordu. 1. sınıf bir yıldan oluşuyor, sesli okuma metoduyla okumaya başlama
ve yazma, Arapça metinleri okumak için Arap alfabesi, Alfabeye Giriş kitabından
okutuluyordu. Bundan sonra Tarbiyalı Bala (Terbiyeli Çocuk) ve İbadat-ı İslamiya
(İslam’ın İbadeti) kitapları okutulup, matematikten yüze kadar yazma öğretiliyordu.
2. sınıfta öğrencilere, İslam’ın İbadeti isimli kitaba devam edilip, temiz ve
hızlı yazmaya özen gösteriliyor, matematikte dört ve daha fazla basamaklı sayılarda
dört işlem öğretiliyordu. Bunlardan sonra Raabar-ı Sibyan adlı kitap, kıraati ile
anlayarak okutulup, Kur’an’ı doğru okumaya dikkat edilerek coğrafya dersine giriş
yapılıyordu. 3. sınıf 2 yıldan oluşup bu sınıfın programında, yazma, okuduğunu
239
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
anlama ve anlatma, Kur’an’ı tecvitli okuma, İslam
tarihi dersi, yerli halkın tarihi, coğrafya, mantık
dersine giriş, mimari, Arap edebiyatı, geometri,
sağlık bilgisi dersleri yer almaktaydı. Okula uzaktan
gelen öğrenciler okulun yurdunda yaşıyorlardı.
Okulu bitirenlere Tatarca diploma veriliyordu.
Müzik derslerinde, önceleri Kur’an’dan alınan kesit
parçalar ilahi şeklinde söylenirken, daha sonraları
bunun yerini millî şiirler ve vatanseverlik şiirleri
almıştır.
Usul-i Cedit Mektepleri Açma Girişimleri
İsmail Gaspıralı, 1884 yılında Bahçesaray’da
kırk gün içinde okuma-yazma öğretecek bir
mektebin açılacağını gazetesi Tercüman’dan
duyurdu. Gaspıralı bu yeni mektebin hocası olacak
şahsa eğitimi doğrudan kendi verdi. Gaspıralı aynı
zamanda ilk “Usûl-i Cedit” mektebi olacak olan bu
okulun kitabını, “Hoca-i Sıbyan”ı, da kendisi yazdı
(Somuncuoğlu, 2006). Mektep gün geçtikçe daha
fazla öğrenciyi çekmeye başladı.
Mektepler Usûl-i Cedit olarak anılıyordu ve zamanla bu mekteplerde
çalışanlara ve yaymak isteyenlere de “Ceditçi” denmeye başlandı. Böylece Rusya’da
yaşayan Türk Toplumu içinde yeni bir aydın zümresi doğmaya başladı. Artık eski
usul bilim üretme etkinliği kendisini yeni bir sınıfın alışkanlıklarına bırakmaya
başlamıştı. Osmanlı ile uzlaşma içinde, Rus diline ve kültürüne soğuk bakmayan
ve geleneksel tüm yapılara karşı eleştirel bir tavır takınan bu aydın kesim, Türk
toplumunu içinde bulunduğu ataletten çıkaracak ve medeni kurumları yerleştirecek
tarzda eğitimin topluma verilmesi gerektiği hususunda çağdaş fikirlere sahipti.
Gaspıralı’dan daha önce eğitimde reform yapılması gerektiği fikrini ortaya atan pek
çok Türk aydını olmuştu, fakat Gaspıralı, bu düşünceyi pratik sahaya taşıyan kişi
olarak bu akımı somutlaştırabilme başarısına sahip oldu.
Usul-i Cedit Mekteplerinin Müfredatı
Genel olarak Kırım, Kazan, Ufa ve Orenburg’daki mekteplerin eğitim kalitesi
bakımından yüksek bir seviyeye sahip oldukları bilinmektedir (Eshenkulova 2007).
Cedit mektepleri çoğunlukla dört yıllıktır. Ancak içlerinde altı yıllık olanları da
vardır. Okulların takip ettiği eğitim yapısı basit bir sistem üzerinde yürütülmüştür.
Yüksek mekteplerde matematik, temel fizik, tarih, coğrafya ve tabiat bilimi gibi
dersler okutulmaktadır.
Gaspıralı’dan
daha önce
eğitimde
reform
yapılması
gerektiği
fikrini
ortaya
atan pek
çok Türk aydını
olmuştu, fakat
Gaspıralı, bu
düşünceyi
pratik
sahaya taşıyan
kişi
olarak bu
akımı somut-
laştırabilme
başarısına sahip
oldu.