D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə104/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   113

232
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Bu  esnada  devam  etmekte  olan  Girit 
isyanında  Rum  asilere  karşı  mücadele  eden 
Osmanlı  askerlerine  katılmak  arzusuyla  yakın 
arkadaşı  Litvanyalı  Mustafa  Mirza  Davidoviç  ile 
birlikte gizlice Türkiye›ye geçmeye teşebbüs etmiş, 
Odesa›da  yakalanmış  ve  Çarlık  Rusyası›ndaki 
askerî talebeliği bu şekilde sona ermiştir. Gaspıralı, 
1868›de  Bahçesaray›a  dönerek,  buradaki  ünlü 
Zincirli Medrese›de Rusça muallimliğine başlamış 
ve  bu  görevi  esnasında  kendisini  Rus  edebî  ve 
felsefî  eserlerini  okumaya  vermiştir.  1872›de 
Kırım›dan  ayrılan  İsmail  Bey  Gaspıralı;  İstanbul, 
Viyana, Münih ve Stuttgart üzerinden Paris›e gitmiş 
ve  burada  geçirdiği  iki  yıl  içinde  ünlü  Rus  yazarı 
İvan Turgenyev›e asistanlık yapmak da dahil çeşitli 
işlerle  hayatını  kazanmıştır  (Kırımlı  2001).  1874›te 
öteden  beri  içinde  yatan  Osmanlı  zâbiti  olma 
arzusuyla İstanbul›a gelmiştir. Türk Harp Okulu›na girmek için büyük bir gayret 
göstermiş,  fakat  Rus  büyükelçisi  İgnatiyev  bunu  öğrenerek  Sadrazam  Mahmud 
Nedim  Paşa  üzerindeki  nüfuzunu  kullanmış  ve  okula  kabulünü  engellemiştir. 
Sonunda bir yıl boş yere İstanbul’da Harp Okulu’na girmek için bekleyen İsmail Bey, 
Kırım’a geri dönmüştür. İstanbul’da bulunduğu sırada St. Petersburg ve Moskova’da 
çıkan bazı Rusça gazetelerde Doğu hayatını tanımlayan, siyasî olmayan makaleleri 
yayımlanmıştır (Togan 1965).
1878’de  Bahçesaray  belediye  başkan  yardımcısı  seçilmiş,  ertesi  yıl  belediye 
başkanlığına  getirilmiş  ve  1884  yılına  kadar  bu  görevde  kalmıştır.  Gaspıralı’nın 
gerek  Kırım’da,  gerekse  çeşitli  ülkelerde  geçirdiği  yıllar,  ona;  büyük  çoğunluğu 
kabuğuna  çekilmiş  bir  halde  yaşayan  diğer  Kırım  Tatarlarından  çok  farklı 
tecrübeler  kazandırmıştır.  Yabancı  hâkimiyeti  altında  yaşayan  Türk  halklarını  ve 
müslümanları  uyandırmak,  onların  seslerini  duyurmak  arzusuyla  yayın  yoluyla 
faaliyete  geçmek  istemiştir.  İlk  teşebbüs  olarak, Akmescit›te  çıkan  Rusça  Tavrida 
gazetesinde  «Rus  İslamı»  (Russkoe  Musulmastvo)  başlıklı  sonradan  risale  olarak 
da yayınlanan bir dizi yazmıştır. Bu yazılarda, «Rusya ile onun Müslüman tebaası 
arasındaki ilişkilere değinerek, bu kadar çok sayıda Müslüman’ı içinde bulunduran 
Rusya’nın bir Ortodoks Hristiyan devleti olduğu kadar aynı zamanda bir Müslüman 
devleti  sayılmasının  da  doğru  olacağını»  savunmuştur  (Kırımlı  2001).  İsmail  Bey 
Gaspıralı’ya göre imparatorluğun bu iki ana unsuru birbirini daha iyi tanımalı ve 
Ruslar çağa uygun bir maarif sisteminden ve bilimden mahrum bir halde bulunan 
Müslümanların buna kavuşmasına engel olmamalıydı (Kırımlı, 2001).
Bu kadar 
çok sayıda 
Müslüman’ı 
içinde bulunduran 
Rusya›nın 
bir Ortodoks 
Hristiyan devleti 
olduğu kadar 
aynı zamanda bir 
Müslüman devleti 
sayılmasının da 
doğru olacağını» 
savunmuştur


233
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
1883›te  Tercüman  adını  verdiği  gazetesini  yayımlamak  için  izin  almıştır. 
Gazetenin Rusça adı «Perevodçik»ti ve ilk sayılarında Rusça kısımları daha ön plana 
çıkmaktadır.  .  Batı  medeniyetinin,  Rusya  Müslüman  toplumu  arasında  yayılması 
hususunda gazetenin bir tercüman rolü oynaması gerektiğini açıklamıştır. Türkçe 
kısmı giderek genişlemiş ve daha önemli hâle gelmiştir. 
l890›da  Tercüman  «politika,  öğretim-eğitim  ve  edebiyatla  ilgili  millî  bir 
gazete» olmuştur. 1905›ten sonra Tercüman-i Ahval-i Zaman adını aldı ve gazetenin 
başlığına  “Dilde,  Fikirde  İşte  Birlik”  sloganı  yerleştirildi.  Sonunda  Rusça  kısım 
tamamen  terk  edildi  ve  gazete  Rus  imparatorluğundaki  Müslüman  toplumun 
gayelerinin  ve  düşüncelerinin  tercümanı  oldu.  Kazan,  Kafkasya,  Türkistan  ve 
Sibirya’da yaşayan bütün Türkler, Tercüman’ ı onların millî ideallerini genişçe yayan 
bir gazete olarak kabul etmiştir (Togan 1965).
İsmail  Bey,  Kazan  soylularından  ve  sanayici  Akçurin  ailesine  mensup 
olan  Zehra  Hanım›la  evlenmiş  bu  evlilik  dolayısıyla  Kazan  Türkleriyle  bağları 
kuvvetlenmiştir.  İsmail  Bey’in,  Azerbaycan  Türk  yazarları  Hasan  Bey  Melikov, 
Ünsizade, Topçubaşı ve diğerleriyle sürekli temas hâlinde olduğu Zeki Velidi Togan 
tarafından nakledilmektedir (Togan 1965).
Moskova Askerî Lisesi›nde kendisiyle birlikte okumuş, meşhur firar vakasında 
da kendisiyle beraber olmuş ve sonradan Bahçesaray›a yerleşip orada 25 yıl belediye 
reisliği yapmış olan Litvanya Müslümanlarından Mustafa Davidoviç, İsmail Bey›in 
en çok meşgul olduğu, Rusya Müslümanları için ilkokullar yaratmak, bunlar için 
ders kitapları yayımlamak gibi bütün teşebbüslerinde ona yardımcı olmuştur. 
İsmail  Bey,  ayrıca  Bahçesaray  ve  diğer  yerlerde  öğretmen  kursları  açarak 
modern  öğretim  metotlarını  yerleştirmek  ve  Rusya’nın  Müslüman  toplumu 
içerisinde  bu  tip  okulların  açılmasını  sağlama  bağlamak  istemiştir  (Togan  1965). 
Taşkent, Buhara ve Sibirya da dâhil olmak üzere bu toplumun her parçasını bizzat 
ziyaret  etmiştir.  Nihayet  kendi  matbaasını  kurarak  ve  Hoca-i  Sibyan,  Malumat-i 
Nafia ve ilkokullar için neşrettiği diğer eserleri kendi matbaasında basmıştır (Togan 
1965).
1905  İhtilalinden  sonra  özellikle  «edebî  dil»  ve  öğretim  problemlerini 
halletmek üzere tasarlanmış bir program hazırlamıştı. Bu plân, ilkokul öğretiminde 
ilk  üç  yılda  mahallî  Türk  lehçelerinin  kullanılmasını  önermekteydi  sonraları  ise 
«Türk Dünyasının Ortak Edebî Dili», bütün Türk Dünyasında öğretim dili olacaktı. 
O›nun orijinal « Türk Dünyasının Ortak Edebî Dili» ideali, temelde Tatar olan bir dile 
Osmanlıca›nın ilâvesiydi, fakat kendisiyle çalışan kişilerin de etkisiyle bu dildeki 
Osmanlıca tesiri arttı ve neticede Rusya Müslümanları tarafından anlaşılabilen basit 
bir Osmanlıca meydana çıkmış oldu (Togan 1965).
İsmail  Bey,  İslamyeti  Türklerin  kendi  kimliklerini  korumada  yararlı  olarak 
değerlendirmekteydi,  fakat  «Cep  Kuran›ı»ndan  başka  dinî  yayınlara  çok  yer 
vermemiştir.  1905  İhtilalinden  sonra  Kazan  ve  Bakû›da  görülmeye  başlayan, 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə