•20•
bir inançsız, Newton’a göre ister istemez Tanrı’ya
inanmaya başlayacaktır.
Newton Tanrı’nın, Evren’in her yerine ve her
anına yayıldığını düşünüyordu. Uzay Tanrı’nın
duyu organı gibidir. Tanrı’nın yarattığı her şey oto-
matik olarak Tanrı tarafından algılanır. Newton her
ne kadar yayımladığı eserlerde yerçekiminin kayna-
ğı konusunda yorum yapmaktan kaçınsa da, çekim
yasasının her yere ulaşması ile Tanrı’nın her yerde
bulunmasından yola çıkarak yerçekiminin de sürek-
li Tanrı tarafından aktif tutulduğu fikrine sahip oldu-
ğunu özel yazılarından biliyoruz.
Newton’un Deist (Tanrı’ya inanan ama dinle-
ri reddeden kişi) olduğunu iddia edenler de vardır.
Ancak bu iddia Newton’un el yazmaları ile açıkça
yalanlanmıştır. Newton, Tanrı’nın aktif bir güç ola-
rak Dünya’ya müdahale etmesinin yanında, çeşit-
li zamanlarda peygamberler aracılığı ile Dünya’ya
dinler indirdiğine inanır. Ona göre Hıristiyanlık da
özünde bu dinlerden biridir, ancak zamanla bozul-
muş, değiştirilerek kirletilmiştir. Newton’a göre
Hıristiyanlık’a verilen en büyük zarar ona üçleme
olarak bilinen doktrinin sokulmasıdır. Üçleme bu-
gün neredeyse bütün Hıristiyan mezheplerinin ka-
bul ettiği, Hıristiyanlık’ın temel inançlarından bi-
ridir. Buna göre Tanrı’nın üç ayrı kişiliği vardır:
Baba, Oğul (İsa) ve Kutsal Ruh. Dolayısıyla İsa,
•21•
Tanrı’nın bu üç yüzünden biridir ve Tanrı’nın be-
den bulmuş halidir. Newton bu görüşe şiddetle kar-
şı çıkmıştır, ona göre Tanrı tek bir kişiliktir ve İsa,
Tanrı’nın vücut bulmuş hali olamaz. Ona göre üçle-
me inancı Hıristiyanlık’a IV. yüzyılda girmiş ve on-
dan sonra Hıristiyanlık doğru yoldan sapmış, I. yüz-
yıldaki orijinal Hıristiyanlık’tan uzaklaşmıştır. Ang-
likanizm, Kalvinizm, Katoliklik hepsi doğru yoldan
sapmışlardır.
Newton’un üçlemeyi reddetmesinin arkasın-
da üç tane önemli neden vardır. Birincisi Newton’a
göre üçleme İncil’de yer almaz. Üçleme kavramı-
nın ya da bugün kabul edilene benzer bir üçleme
tanımının İncil’de bulunmamasının yanında, İncil
Tanrı’nın tekliğini vurgulamaktadır. Newton’a göre
İncil’in 1. Korintliler 8:5 (“Bizim için tek bir Tan-
rı Baba vardır.”) ve 1.Timoteyus 2:5 (“Çünkü tek
bir Tanrı ve Tanrı ile insanlar arasında tek bir ara-
cı vardır.”) bölümleri açıkça üçleme inancıyla çe-
lişmekte, Tanrı’nın birlik ve bütünlüğünü vurgula-
maktadır. Newton’a göre gerçek Tanrı, Hıristiyan-
ların “Baba” dediğidir, Kutsal Ruh ve İsa, Tanrı de-
ğildir: “Kutsal metinlerde Tanrı birdir denildiğin-
de, Baba kastedilmektedir”
4
. Aynı makalede New-
ton daha da net bir biçimde bu iddiayı şöyle tekrar-
4 Isaac Newton’un 1670’lerde yazdığı, “İsa’yı Tanrı’dan
Ayıran 12 Madde” isimli makalesinden.
•22•
lamaktadır: “Baba’ya verilen ‘her şeye kadir’ sıfatı
yerindedir. Zira her şeye kadir Tanrı’dan biz her za-
man Baba’yı anlarız.”
Newton’un üçlemeyi reddetmesinin ikinci ne-
deni ise yaptığı Hıristiyanlık tarihi araştırmalarıy-
dı. Ona göre üçleme kavramı Yunanlı papazlar tara-
fından IV. yüzyılda Hıristiyanlık’a sokulmuştu. Yu-
nan metafiziği ve Platonizm’in etkisi altındaki bu
papazlar Tanrı’nın özü ve yapısı hakkındaki düşün-
celerini Hıristiyanlık’a sokmuş ve böylece İsa ve
Tanrı’nın öz bakımından aynı olduğu görüşünü or-
taya atmışlardı. Dolayısı ile Newton’a göre üçle-
me sonradan Hıristiyanlık’a girmiş, Hıristiyanlık’ın
özünde olmayan bir inançtır.
Newton’un üçlemeye karşı çıkmasının altındaki
bir diğer faktör ise geliştirdiği bilim felsefesinden
doğmuştu. Ona göre Tanrı herhangi bir madde ya da
özden meydana gelemezdi, O, Evren’e tamamen ya-
yılmıştı. Diğer taraftan İsa zaman ve mekânda belir-
li yerlerde bulunan, maddi bir varlıktı. Dahası fizik
yasalarındaki uyum ve birlik Tanrı’nın birliğine işa-
ret ediyordu. Newton bu konudaki görüşlerini giz-
li tuttu. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Newton üçle-
meyi reddettiğini açıklaması halinde en iyi ihtimalle
üniversiteden atılırdı. Üçlemeyi reddeden insanların
diri diri yakıldığı da oluyordu. Üçlemeyi reddetmek
hukuken yasaktı ve bu yasak Newton’dan ancak iki
yüzyıl sonra 1813’te kalkacaktı. Dolayısı ile New-
•23•
ton bu düşüncelerini sadece güvendiği kişilerle pay-
laşırdı. Newton’un Katoliklik ve diğer mezhepleri
reddettiğini saklamasının diğer bir nedeni ise inanç-
larını açıklamasının faydalı olacağına inanmama-
sıydı. Ona göre insanlar kıyamete kadar bu sapkın
dine inanmaya devam edeceklerdi, bu İncil’de bil-
dirilmişti. Dolayısı ile halkı ikna etmenin bir anla-
mı yoktu, çünkü onlar zaten Newton’un argüman-
larını anlayamayacaklardı. Yine de Newton zeki in-
sanlarla argümanlarını paylaşmak istemişti. İncil ve
antik din metinlerinin sadece özel insanların kıra-
bileceği şifreler taşıdığına inanıyordu. Newton bu
özel insanlara gizli mesajlar saklayan yazım tarzı-
nı kendi eserlerine de taşımıştı. Principia’yı sade-
ce matematikte uzmanlaşmış insanların anlayabile-
ceği bir dille yazdığını söylüyordu. Aynı düşünce-
den yola çıkarak üçleme ile ilgili görüşlerini başta
Principia’nın ünlü “Genel Açıklaması” olmak üze-
re birçok eserinde, gizli bir dille açıkladı. Böyle-
ce zeki ve konuya hâkim insanlar Newton’un üç-
lemeyi reddettiğini anlayabileceklerdi. Önümüzde-
ki sayfalarda Principia’nın bu son sözünü inceleyip
Newton’un üçlemeye nasıl gizli bir dille karşı çıktı-
ğını beraber göreceğiz.
Bazı Hıristiyan tarihçiler Newton’un üçlemeyi
reddetmesinden rahatsız olduklarından, Newton’un
Batı’daki üçleme kavramına karşı çıkmakla bir-
likte, doğudaki üçleme kavramını kabul ettiği-
Dostları ilə paylaş: |