DahiveDindar indd



Yüklə 0,76 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/16
tarix25.07.2018
ölçüsü0,76 Mb.
#59045
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

•66•

o tercih edilmelidir. Doğalcı bakış açısıyla bakıldı-

ğında bu arayış gariptir. Neden bilimsel teoriler es-

tetik olmalıdır ki? Hatta estetik kavramının kendi-

si bile doğalcı bakış açısında anlamını kaybetmek-

tedir. Dirac ve birçok fizikçinin estetik arayışı irras-

yoneldir,  yanlıştır. Ancak  pratik  göstermektedir  ki 

Dirac haklıdır, fizik yasaları doğalcı bakış açısında 

beklenenin aksine ciddi bir güzellik taşımaktadır.

Doğalcılık ve bilim arasındaki gerginlikler liste-

si daha da geniştir. Ancak asıl konumuz bu olmadı-

ğı için burada duruyor ve şimdi din ile bilim arasın-

daki anlaşmazlık iddiasına geçiyoruz. 

Bilim ve din arasında bir çatışma var mıdır?

Bu bölümde “dinî dünya görüşü”ne teizm diyeceğiz. 

Teizm, doğalcılıktan farklı olarak Evren’in üstün bir 

varlık  tarafından  yaratıldığını  ve  muhafaza  edildi-

ğini savunan dünya görüşüdür. Bu üstün varlık üç 

büyük din olan Musevilik, İslam ve Hıristiyanlık’ta 

savunulan Tanrı’dır. 

Teizmin  bilimle  çatışma  halinde  olduğu  inancı 

çok  yaygındır. Ancak  bu  inanç  çok  yersizdir.  Zira 

Newton’un da tüm hayatı boyunca savunduğu gibi, 

samimi bir dindar için Tanrı’nın eseri olan doğa ile, 

Tanrı kökenli olduğuna inandığı inanç arasında bir 

çelişki olmamalıdır.  Hatta Newton’un da açık bir 



•67•

biçimde ifade ettiği gibi doğa, Tanrı’nın ikinci ki-

tabıdır ve bilinçli bir dindarın doğa yasaları ve bi-

limi  görmezden  gelmesi  mümkün  değildir.  Tarih-

te bazıları Tanrı adına bilime savaş açmışlarsa bile, 

bu onların teistik dünya görüşünü kavrayamamala-

rından  kaynaklanmaktadır.  Nitekim  başta  İslam’ın 

kutsal kitabı Kuran olmak üzere, tüm kutsal kitap-

lar doğadaki düzene atıfta bulunmakta, bizi fizik ya-

salarını incelemeye yönlendirmektedirler. Doğalcı-

lıkta  insanın  bilim  yapması  ve  bilime  güvenmesi 

için  bir  motivasyonu  olmadığını  söylemiştik  (Zira 

doğalcılık anlayışına  göre  hayatta hiçbir şeyin  de-

rin bir anlamı yoktur). Ancak teistik bakış açısında 

Newton’un da vurguladığı gibi doğa Tanrı’nın ikin-

ci kitabıdır ve detaylı bir biçimde “okunup” anlaşıl-

malıdır.  Peki  din  ile  bilimin  savaş  halinde  olduğu 

görüntüsü nereden çıkmaktadır?

Her şeyden önce Orta Çağ’daki Dünya merkez-

li  Evren  modeli  ile  Güneş  merkezli  Evren  modeli 

arasındaki  çatışmada  Kilise’nin  Galileo’yu  yargı-

lamasının bu görüntüdeki payı büyüktür. Ancak bu 

olaydan yola çıkarak teizm ile bilim arasında bir ça-

tışma olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Gü-

neş merkezli modelin tüm savunucuları dindar kişi-

lerdi, Kopernik de dindar bir papazdı. Güneş mer-

kezli  Evren’i  savunmasının  arkasında  bilimsel  ne-

denlerin yanında dinî nedenler de vardı. O dönemin 




•68•

Dünya  merkezli  modelinde  gezegenler  farklı  hız-

larla ve ilmek olarak bilinen karmaşık yörüngeler-

de hareket ediyorlardı. Sanılanın aksine yörüngeler 

dairesel  değildi.  Kopernik’e  göre  bu  hem  İncil  ile 

hem Aristo’yla çelişiyordu. Gezegenlerin hızları sa-

bit, yörüngeleri dairesel olmalıydı, bunu yapmanın 

tek yolu Güneş’i merkeze almaktı. Kopernik’in bu 

inancının arkasında dinî ve felsefi nedenler yatıyor-

du. Kepler, Galileo’dan çok daha önce Güneş mer-

kezli  Evren’i  savunmuş,  hatta  gezegenleri  eliptik 

yörüngelere oturtmuştu. Kepler aşırı dindar bir bi-

lim adamıydı, matematiği Evren’e başarıyla uygu-

layan ilk bilim adamlarındandı ve bu uygulamanın 

arkasında Tanrı’nın Evren’i matematiksel bir plan-

la yarattığı ve insanların bu planı anlayabileceği dü-

şüncesi vardı. Bilimsel yazıları mistik ve dinî argü-

manlarla doluydu.

10

 Galileo da aynı şekilde dindar 



bir  insandı.  Nitekim  Galileo’nun  yargılanmasında 

dinî otoriteler arasındaki siyasi çatışmalar -özellikle 

Protestanlar ve Katolikler arasındaki çekişme- etki-

li olmuştu. Galileo’nun yargılanması tabi ki hatadır 

ama olayla ilgili çizilen resim yanlıştır. Galileo’yu 

suçlayan  Kardinal 

Roberto  Bellarmine  12  Nisan 

10  Kepler’in astronomisinin arkasındaki dinî argümanları in-

celemek için bakınız: Peter Barker ve Bernard R. Goldste-

in. “Theological Foundations of Kepler’s Astronomy.” Osi-



ris 16: Science in Theistic Contexts. University of Chicago 

Press, 2001




•69•

1615’te kaleme aldığı bir mektupta Güneş merkezli 

sistemi reddetme sebebinin kanıt eksikliği olduğu-

nu belirtmektedir. Eğer Güneş’in merkezde olduğu 

yönünde güçlü kanıtlar verilirse, İncil’in Dünya’nın 

merkezde  olduğu  yönünde  yorumlanan  pasajları-

nı  yeniden  gözden  geçirmeye  hazır  olduğunu  ifa-

de etmektedir.

11

 Ne var ki günümüzde, o dönemler-



de Güneş merkezli modelin, Dünya merkezli mode-

li açıkça saf dışı bıraktığı, din adamlarının buna rağ-

men kanıtları görmezden geldiği izlenimi hâkimdir. 

Hâlbuki bu izlenim gerçeği yansıtmamaktadır. Her 

şeyden önce Dünya hareket ediyorsa paralaks ola-

rak bilinen yıldız hareketlerinin gözlemlenmesi ge-

rekirdi.  Paralaks  o  dönemlerde  gözlemlenmemişti. 

Yine Dünya hareket ediyorsa, Dünya’daki cisimle-

rin neden savrulmadığı, neden göğe bırakılan balo-

nun  hızla  bizden  uzaklaşmadığı  açıklanamıyordu. 

O dönemde Newton’un hareket yasaları daha orta-

da yoktu. Teleskoba güvenilip güvenilemeyeceği de 

aynı derecede tartışmalıydı, zira o dönemlerde ge-

lişmiş bir optik teorisi yoktu. Optik teorisi için de 

Newton’u beklememiz gerekmekteydi. Dolayısı ile 

Galileo’nun yaptığını iddia ettiği gözlemler de kuş-

kuluydu.  O  dönemde  bir  insan  rasyonel  nedenlere 

11

  Bellarmine’den  Foscarini’ye,  12  Nisan  1615,  Opere

12,  171–2;  Discoveries  and  Opinions  of  Galileo,  çeviren 

Stillman Drake, Garden City: Doubleday, 1957) s.162–164.




Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə