DahiveDindar indd



Yüklə 0,76 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/16
tarix25.07.2018
ölçüsü0,76 Mb.
#59045
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

•70•

dayanarak Dünya merkezli Evren’i pekâlâ savuna-

bilirdi. Nitekim söylenilenin aksine Dünya’nın mer-

keze yerleştirilme sebebi tamamen teolojik değildi. 

Aristo fiziğine göre toprak ile su, Evren’in merke-

zine doğru gider, hava ve ateş ise Evren’in merke-

zinden uzaklaşır. Dolayısı ile bu inanca göre toprak 

ve su, Evren’in ortasında birleşip Dünya’yı oluştur-

muştu, Güneş ise ateş olduğu için merkezden uzak-

taydı.  Dolayısı  ile  Dünya’nın  neden  merkezde  ol-

ması gerektiği o dönemin fiziği ile açıklanabiliyor-

du. Diğer taraftan o dönemin fiziğiyle Güneş’in ne-

den merkezde olduğunu açıklamak mümkün değil-

di.  O  dönemin  fiziğine  güvenen  birinin,  hatta  ate-

ist  bir  bilim  adamının  bu  nedenden  dolayı  Dün-

ya merkezli bir modeli savunması normaldi. Nite-

kim  Güneş’in  neden  merkezde  olması  gerektiği-

ni,  Dünya’nın  neden  merkezde  olmadığını  açıkla-

yan kişi Newton olacaktı. Galileo’nun modeli zaten 

kendisinden  önce  yaşayan  Kepler’inki  kadar  kar-

maşık da değildi, yörüngeler daireseldi, hız sabitti. 

Kepler haklı olarak gezegenleri eliptik yörüngelere 

yerleştirmiş, gezegenlerin hızlarını doğru olarak ve 

kesin matematiksel denklemlerle Galileo’dan önce 

ifade etmişti. Dolayısı ile sanılanın aksine Kilise bi-

limsel  kanıtları  görmezden  gelip  dinî  nedenlerden 

dolayı Güneş merkezli modeli reddetmemişti. Dün-

ya merkezli model bilimsel ve akli olarak savunula-




•71•

bilirdi. Sonuç olarak Galileo’nun yargılanması yan-

lış  olmakla  birlikte  Galileo’nun  teorisini  eleştiren 

din adamlarının da haklı bilimsel gerekçeleri vardı. 

Dahası İslam Dünyası’na baktığımız zaman “Gali-

leo  vakası”na  benzeyen  bir  olay  bulmak  mümkün 

değildir. İslam’ın çıkışıyla, doğuda bilimin yükseli-

şi paralel olmuştur. Yani Galileo vakasındaki hatalı 

tavır tüm dinlere mal edilemez. Dolayısıyla bu ola-

ya bakarak teistik görüşün bilimle çeliştiğini söyle-

mek yanlış olacaktır. 

İkinci çatışma iddiası evrim teorisi çerçevesinde 

ortaya çıkmaktadır. Evrim teorisinin bazı dindarlar 

tarafından  reddedildiği  doğru  olmakla  birlikte,  in-

sanlara evrim teorisi diye sunulan tezin çoğu zaman 

evrim  teorisinin  doğalcı  versiyonu  olduğu  da  bir 

gerçektir. İnsanın kör süreçler tarafından, tamamen 

şans eseri oluştuğu iddiası sanki evrim teorisiymiş 

gibi sunulur. Oysa bu iddia tamamen felsefi bir id-

diadır ve bu iddiayı deneysel olarak sınamak müm-

kün değildir. İnsanın doğal seçilim ve mutasyonlar 

yoluyla doğal bir çerçevede oluştuğu tezi ise çoğu 

teistik  görüşle  çelişmez.  Nitekim  Darwin’den  çok 

daha  önce  İslam  âlimleri  bugünkü  evrim  teorisine 

çok benzeyen teoriler ortaya atmışlardır. Bu teori-

ler 8. ile 15. yüzyıl arasında Câhız, Birûnî, İbn Tu-

feyl, El Maksidi, El Zencâni, Kınalızâde Ali Efendi 

gibi çok sayıda dindar İslam âlimi tarafından savu-




•72•

nulmuştu. İslam dini, insanın hangi süreçlerle yara-

tıldığı konusunda kesin hükümler vermez.

12

 Dolayı-



sıyla İslam teizminin evrim teorisine bir düşmanlığı 

yoktur ve İslam teizmi deneysel kanıtların götürdü-

ğü yere gitmeye hazırdır. Nitekim evrim-din çekiş-

mesi diye sunulan şey, yukarıda da belirttiğimiz gibi 

doğalcılık-din  çekişmesidir.  Çoğu  biyolog,  dünya 

görüşleri olan doğalcılığı evrim teorisine sokmaya 

ve bu şekilde dine saldırmaya çalışmaktadırlar. Bu 

durum da evrim teorisi ile din arasında bir çekişme 

varmış görüntüsü vermektedir. Nitekim başta insan 

genomu projesi başkanı Francis Collins olmak üze-

re birçok saygın biyolog evrim teorisine dayatılma-

ya  çalışılan  doğalcı  yorumu  eleştirmekte,  evrimle 

teizmin uyumlu olduğunu savunmaktadırlar.

13

 Sonuç 



olarak  evrim-din  çatışması  değil,  evrimin  doğalcı 

yorumu ile dinin çatışması vardır. Bu, din ile bilim 

arasında değil, dine rakip bir dünya görüşü olan do-

ğalcılık ile din arasındaki bir çatışmadır. 

Diğer taraftan, teistik bakış açısı doğalcılığın çö-

zemediği  sorunlara  çözüm  üretmektedir.  Evren’in 

12  Bu görüşün teolojik ve felsefi tartışması için bakınız: Caner 

Taslaman, Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı, (İstanbul: İstan-

bul Yayınevi, 2005)

13  Evrimin doğalcı yorumunun eleştirisi ve evrimle dinî görü-

şün nasıl uyumlu olacağını bir biyologun kaleminden oku-

mak için bakınız Dr. Francis Collins, The Language of God

(New York: Simon & Schuster 2007), Bölüm 7 ve 10.



•73•

değişmezliği artık sorunlu değildir, çünkü gelenek-

sel teizmin Tanrı’sı fizik yasalarını yaratıp muhafa-

za etmektedir. Tanrı doğasının değişmez olduğu çe-

şitli  argümanlarla  gösterilebilir.  Mesela  Tanrı,  za-

manın  dışındadır,  zira  zamanın  da  yaratıcısıdır  ve 

zamanın  dışında  bir  varlığın  değişiminden  bahset-

mek mümkün değildir. Çünkü değişimler tanım ge-

reği zaman kavramını içerirler. Tanrı’nın doğasının 

değişmediği ve O’nun fizik yasalarını muhafaza et-

tiği görüşü bizi fizik yasalarının değişmezliğine gö-

türmektedir. Fizik yasalarının değişmemesi de, yu-

karıda da belirttiğimiz gibi tümevarım kullanımını 

gerekçelendirmeye yetmektedir. İkinci sorun zaten 

doğalcılıktan  vazgeçtiğimiz  anda  ortadan  kalkar. 

Matematiğin fizikte kullanımı sorunu da teizm ba-

kış açısında yok olur, zira teistler geleneksel olarak 

matematiği Tanrı’nın zihnindeki düşünceler olarak 

görmektedirler.  Dahası  kutsal  kitaplarda  Evren’in 

matematiksel  ölçülerle  yaratıldığı  iddiası  yer  al-

maktadır. Dolayısı ile Evren’i anlamada matemati-

ğin kullanılmasında bir gariplik yoktur. Fizik yasa-

larının estetik olması da, onların yaratıcısının Tan-

rı olduğu görüşüyle uyum içindedir. Bu yüzden fi-

zik yasalarında estetik aramak gayet normaldir. Mo-

tivasyon sorununun da Newton’un “Tanrı’nın ikin-

ci  kitabı  olarak  doğa”  doktrini  göz  önünde  bulun-

durulduğunda kaybolduğunu yukarıda belirtmiştik.




Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə