•62•
gördüğümüz gibi Evren’i yöneten yasaların değiş-
mediğini gerekçelendirmenin tek yolu tümevarım-
dır. Sonuç olarak bilimin metodu yanlışlama olsa
bile, yanlışlanmaya güvenmemiz için, tümevarıma
güvenmemiz gerekmektedir. Yani yanlışlamaya atıf
yapmak bizi tümevarım probleminden uzaklaştır-
maz. Sonuçta doğalcı bakış açısında bilim döngüsel
mantığa dayanan bir metot (tümevarım) üstüne ku-
rulmuş bir disiplin olduğu için, çıkardığı sonuçlara
güvenmek doğru değildir. Felsefecilerin yüzyıllar-
dır bildiği bu çekişme, halk tarafından bilinmemek-
tedir. Öte yandan Newton da doğalcılığa gitmenin
bizi böyle bir sonuca götüreceğini biliyordu.
Ancak doğalcılık ile bilim arasındaki tek gergin-
lik tümevarım problemi değildir. İkinci bir problem
de doğalcı dünya görüşünün insana Evren’de atadı-
ğı statüden doğmaktadır. Bilime güvenmemiz için
insanın bilgi üreten akli fonksiyonlarına güvenme-
miz gerekir. Ancak doğalcı bakış açısına göre şans
eseri, kontrolsüz güçler tarafından ortaya çıkan bir
madde yığını olan insanın gerçek bilgi üretebilmesi
gariptir. Meşhur Amerikan felsefeci Alvin Plantin-
ga bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Eğer akli
melekelerimiz, doğalcıların düşündüğü gibi oluş-
muşsa, o zaman onların nihai amacı ya da fonksi-
yonu (tabi bir amaç veya fonksiyonu varsa) hayatta
kalma gibi bir şey olacaktır... fakat o zaman başlan-
•63•
gıçta sezgisel olarak onların fonksiyonları arasın-
da gerçek inançlar üretmek olacağı kuşkuludur”
8
.
Eğer evrim teorisi doğalcı bakış açısıyla yorumla-
nacak olursa o zaman insan hayatta kalmayı ve ço-
ğalmayı fonksiyon edinmiş bir madde yığınıdır, do-
layısı ile yaptığı çıkarımlara güvenmek fazla sağlık-
lı olmayacaktır. Nitekim Darwin de teorisinin bu şe-
kilde yorumlanmasının rasyonalite ve bilime tehdit
oluşturduğunun farkındaydı ve William Graham’a
3 Temmuz 1881’de yazdığı mektupta daha düşük
hayvanların aklından evrimleşen insan aklının her-
hangi bir değeri olup olmadığının ya da çıkardığı
sonuçların doğru olup olmadığının şüphe altında ol-
duğunu söylemişti.
9
Ancak bu şüpheyi doğuran ev-
rim teorisi değil, onun doğalcı okunuşudur. İnsa-
nın “kör şans” eseri mi, yoksa Tanrısal yönlendir-
me ile mi evrimleştiği deneysel olarak cevaplana-
mayacak, bilimsel olmayan felsefi bir sorudur. Do-
ğalcılar, tamamen felsefi nedenlerden birinci seçe-
neği seçmektedirler. Bu kuşkuyu işte bu seçim orta-
ya çıkarmaktadır. Tartışılmaz bir biçimde insan ka-
pasitelerinin en önemli ürünü bilimdir. Dolayısı ile
evrimin doğalcı yorumu ile bilim arasında ciddi bir
8 Alvin Plantinga, Warrant & Proper Function, (New York:
Oxford University Press, 1993), s.214.
9 The Life and Letters of Charles Darwin Including an Auto-
biographical Chapter, ed. Francis Darwin (London: John
Murray, Albermarle Street, 1887), Volume 1, s. 315-316.
•64•
zıtlık vardır. Tabi bilimsel bir teori olan evrim de
doğalcının kuşkusundan nasibini almaktadır.
Bilim çeşitli çıkarımlar yapmak ve nicel bir ka-
raktere sahip olmak için matematiğe ihtiyaç duyar.
Fizik ya da kimyayı matematiksiz düşünmek müm-
kün değildir. Matematiğe ve onun sonuçlarına gü-
venmemiz ve onları bilimde kullanabilmemiz için
onun tutarlı olması gerekmektedir. Aksi takdirde
eğer matematik tutarsızsa, bilimsel sonuçların doğ-
ruluğu, matematik yoluyla yapılan çıkarımların gü-
venilirliği sarsılacaktır. Ancak matematiğin tutar-
lı olduğu gösterilmemiş ve nitekim Gödel tarafın-
dan bunu yapmanın mümkün olmadığı ispatlanmış-
tır. Aritmetik içeren herhangi bir sistemin tutarlı ol-
duğunu sistemin kendi içinde göstermek mümkün
değildir, bu Gödel’in meşhur “Eksiklik Teorisi”nin
bir sonucudur. Nitekim doğalcı bakış açısında ma-
tematik insan aklının bir ürünüdür, insan aklının bu
bakış açısında ne kadar değersiz olduğunu yukarıda
gördük. İnsan aklının ürünü olan bir sistemin doğa-
yı detayları ile tasvir etmesi de gariptir. Sonuç ola-
rak doğalcı bakış açısında matematiğe güvenip gü-
venemeyeceğimiz belirsiz kalmaktadır. Matematik
şu ana kadar tutarlı gözüküyor olabilir ama gelecek-
te bir tutarsızlık çıkmayacağının bir garantisi yok-
tur. Bu da bütün matematiksel sonuçları kuşku al-
tında bırakır. Dolayısı ile matematiğin bilime uygu-
•65•
lanabilirliği ve uygulanırken çıkan sonuçlar da aynı
kuşkudan nasibini alır.
Doğalcılık bakış açısında insan tamamen kör
şans sonucu ortaya çıkmış bir varlıktır, herhangi bir
değeri yoktur. Hayat ve tüm uğraşlarımız anlam-
sızdır. Nasıl yaşadığımızın ne yaptığımızın pek bir
önemi yoktur. Sonuçta yok olacağız ve hayat bir rü-
yadan farksız değil. Bu durum en çok ahlak ve ona
olan güvenimizi sarsmaktadır. Ama bu aynı zaman-
da bilimle uğraşmak için bir motivasyonumuz ol-
madığına da işaret etmektedir. Eğer doğalcılık doğ-
ruysa bilimle uğraşmak ya da ona güvenerek yaşa-
mak için herhangi bir sebebimiz yoktur. Bilim ada-
mının yaptığı çalışmaların bir organize suç örgütü-
nün çalışmalarından değer olarak bir farkı yoktur.
Üfürükçülere güvenenleri, astroloji ile hayatına yön
verenleri suçlamamız için hiçbir neden yoktur. Do-
ğalcılık, bilimsel motivasyonları tamamen yıkıcı,
kötümser bir hava yaratmaktadır.
Bilimsel teoriler seçilirken, estetik olmalarına
özen gösterilmektedir. Eğer deneysel verileri aynı
şekilde açıklıyorlarsa, aday teorilerden daha güzel
olanı seçilir. Hatta Nobel ödüllü ünlü fizikçi, kuan-
tum mekaniğinin kurucularından Dirac’a göre bilim
adamları güzel teoriler ortaya atmak için uğraşma-
lıdır. Bu estetik teori, aynı sonuçları açıklayan daha
az estetik teoriden daha karmaşık olacaksa bile yine
Dostları ilə paylaş: |