153
Bu ölçüm metotlarından hiçbiri, DS’lu çocukların motor
problemlerindeki değişikliği kaydetmek üzere geliştirilmemiştir.
Bununla birlikte, ölçüm araçlarının çeşitliliğinin sonucu olarak net
bir tercih işaret edilmemektedir. Müdahalenin sonucunda kesin
pozitif sonuçların beklenmeyen yokluğu, birkaç araştırmacıyı
kullandıkları ölçüm metoduyla ilgili şüpheye sürüklemiştir.
Bu; DS’lu çocuklar için Bayley Bebek Gelişimi Ölçekleri’nin
uygulanabilirliğine ilişkin bir incelemede kanıtlanmıştır. Su yüzüne
çıkarılan nokta, bu çocukların bu testin bazı öğelerini standart
normdan sapmış bir sırayla yönetmeleridir. Nitekim, DS’lu
çocukların sapmış motor gelişimi, engelsiz çocuklarla
kıyaslandığında da böyle olmuştur. DS’lu çocukların, engelsiz
çocuklar için standardize edilmiş ölçüm araçlarıyla test edilmesi
önemsizdir ve bir spesifik motor test geliştirmenin önemine işaret
etmektedir.
Pek çok araştırmacı bilim adamı, bazen etik endişelerden dolayı,
bir kontrol grubu kullanmamayı tercih ederler. Gelişim testlerinde,
engelsiz çocuklar için standardize edilmiş normlar ya da spesifik
bir grup DS’lu çocuğa dayanan gelişim normları daha sonra re-
ferans olarak kullanılır. Ancak, engelli çocuklara kıyasla, orantısız
bir resim ortaya çıkar çünkü spesifik problemler eklenmemiştir
ve Down Sendromlu çocukların tüm farklı gelişimi görmezden
gelinmiştir. Bu normları DS’lu çocukların normlarıyla kıyaslamak
bir işe yaramaz çünkü düzgün, evrensel olarak uygulanabilir ve
standardize edilmiş normlar bulunmamaktadır.
Kontrol gruplarının oluşturulmasındaki ikinci problem ise
DS’lu çocuklar tarafından tecrübe edilen motor problemlerin
karmaşıklığıdır. Hipotoninin derecesi, tonus dağılımındaki bireysel
varyasyon, zihinsel seviye, sosyal geçmiş, kalp bozuklukları ve
solunum hastalıkları vb. sağlık sorunları gibi faktörler, deneysel
kapsamda eşit bir kontrol grubunun oluşturulmasını imkansız kılar.
Müdahale araştırması için, her bir çocuğun tedavi edildiği ve kendi
referansını oluşturduğu bir zaman serisi kurgulamak iyi bir
alternatif olabilir. Denek başına tekrarlanan ölçümler, deneysel
değişkenin gözlenen manipülasyonu (motor müdahale) ve olası
dış faktörlerin gözlenmesi bu anlamda esastır.
DS’lu çocukların belli motor problemleri müdahale gerektirir ama
müdahale metotlarının uygunluğuna dair yeterli bir anlayış
yoktur. Bu ancak, araştırmacılar güvenilir ve geçerli bir araca sahip
olduğunda ve problemlere uygun terapi metodu geliştirildiğinde
saptanabilir. Ölçüm aracı ve terapi metodunun, DS’lu çocukların
154
motor gelişiminin spesifik süreci göz önünde bulundurularak ve
teorik bir sisteme dayanarak oluşturulması gerekir.
Bölüm 4’te; literatür araştırmasına dayanarak DS’lu çocukların
motor problemleri için “postüral kontrol sitemindeki bozukluk”
teorik sistemi önerilmiştir. Bu çocukların motor davranışlarında
iki önemli kısıtlama ayırt edilmiştir. Bir taraftan yer çekimine karşı
postür sağlamakta ve adapte etmekte problemler varken; diğer
tarafta postürde hareketin çeşitli gelişimin eksikliği, kalitatif motor
öğelerin yetersiz gelişimine bağlı gövde motor kabiliyeti ve denge
reaksiyonları vardır.
İlk kısıtlama, postüral kontrol sistemindeki bozukluklardan kaynaklı
problemleri göz önünde bulundurarak net olarak açıklanabilir.
Postüral kontrol, spesifik vücut süreçlerinin bütün sisteminin
koordinasyonuna işaret eder ki bunlarda, motor davranış sırasında
postürün adapte edilmesinden sorumludur. Her bir DS’lu çocuğun
çok ya da az derecelerde hipotoniden zarar gördüğü açıktır.
Azalmış postüral tonus, yetersiz ko-kontraksiyonlar, uygun
olmayan denge reaksiyonları, postür ve harekette bozulmuş
propriyoseptif geri bildirim ve eklemlerin hipermobilitesiyle
sonuçlanır. Postüral kontroldeki problemlere bağlı olan
motor davranıştaki ikinci kısıtlama, gelişimsel bir perspektife
yerleştirilebilir. Postür ve hareket esnasında pozisyon adapte etme
ve sağlamada oluşan problemler sonucunda, motor becerilerin
kalitatif öğeleri olan gövde rotasyonu, denge ve hareket çeşitliliği
yetersiz gelişir. Postür ve hareket stabilizasyonunda yaşanan
problemler telafi edici hareket stratejilerine, statik ve simetrik
motor becerilere yol açmakta; böylelikle de kalitatif motor öğelerin
bozulmuş gelişimi gerçekleşmektedir. Bu, motor becerilerin
etkinliğini azaltır. Motor gelişimin bir evresinde ortaya çıkan
problemler tek değildir, motor gelişimin önceki evrelerinde de
evrimleştiği için birbirini izleyen evrelerde de sonuçları oluşur.
Teorik Sistem
155
Etkileyen motor gelişim tercihen, temel motor becerilerin gelişimi
periyodunda yer almalıdır. Bu, gelecekteki motor gelişimi için
temellerin atıldığı periyottur. Bu yüzden, müdahale araştırmasında,
bu periyottaki postüral kontrolün seviyesini ölçmek için bir araca
ihtiyaç duyulur. “Postüral kontrol sitemindeki bozukluk” teorik
sistemine dayanarak, “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri
Testi – BMS” geliştirilmiştir. BMS, DS’lu çocukların performansını
on beş temel motor beceriye dayanarak, ilgili on beş test öğesinde
ölçen değerlendirilebilir bir araçtır. Bu on beş beceri gelişimsel
bir sıradadır ve yükselen bir ölçek oluşturur. Her bir temel motor
becerinin spesifik bir gelişimi vardır. Bu gelişim, yeterlilik
seviyelerine göre ayrılmıştır. Yeterlik seviyeleri gelişimsel bir
sıradadır ve aynı şekilde yükselen bir ölçek oluşturur.
Bölüm 5, BMS kullanılarak yapılmış psikometrik bir araştırmayı
tanımlar. Bu araştırmanın amacı, DS’lu çocukların temel motor
becerilerinin gelişimi periyodundaki postüral kontrolün seviyesini
ölçebilecek tek boyutlu bir değişken yapılandırmaktır. Bununla
birlikte araç, güvenilirlik ve yapısal geçerlilik için test edilmiştir.
BMS testi yaşları 0 ile 4 arasında değişen, yaşlarının ortalaması
2 yaş 7 ay olan DS’lu 42 denek ile yapılmıştır. Test; bir test lideri
ile standart koşullarda belirtilen prosedüre göre yapılmıştır. Her
bir test videoya kaydedilmiştir. Her bir video kaset, birbirinden
bağımsız iki gözlemci tarafından skorlanmıştır. 3 ay ve 10 testten
sonra, gelişigüzel seçilerek tekrar değerlendirilmiştir. Veriler,
Wright&Linacre’ın Kısmi Kredi Modeli’ne göre analiz edilmiştir.
BMS’in gözlemciler arası ve bir gözlemcinin değerlendirmesine
dayanan güvenilirlik derecesi yüksektir; sırasıyla .85 ve .89
(Cohen’in kappa’sı) ve Cronbach’ın alfasında .94’tür. Fit analizleri,
test öğelerinin değişken “postüral kontrol seviyesini” tek boyutlu
olarak ölçtüğünü işaret etmektedir. Varsayılan sıra, postüral kontrol
seviyesinde test öğelerinin klasifikasyonuyla gösterilmiştir. Test
öğesi başına varsayılmış sıra da aynı zamanda onaylanmıştır.
Bununla birlikte, yaş ile BMS skoru arasında belirgin bir
korelasyon olduğu saptanmıştır. (r=.81; p<.001).
BMS’in 0 ila 3 yaş arasındaki DS’lu çocukların temel motor
becerilerine ilişkin postüral kontrol seviyesini ölçebilen bir araç
olduğu sonucuna varılmıştır.
Motor ölçüm aracı
Dostları ilə paylaş: |