Rahatsızlık
Antibiyotikler, Enfeksiyon, Stres
SEKİL 7. ANTİBİYOTİKLER, STRES VE ENFEKSİYONLAR BAĞIRSAK
MİKROBİYOMUNUZUN MANZARASINI NASIL DEĞİŞTİRİR?
Ekoloji terminolojisini kullanarak, bağırsakların düzenlenmesi ve
bağırsak mikrobiyomunun işlevi, tepelerden ve vadilerden oluşan
bir manzaraya benzetilebilir; vadiler ne kadar derinse genel durum
rahatsızlıklara karşı o kadar dirençlidir. İstikrar durumu, genler
ve yaşam ın erken dönem indeki deneyimler gibi çeşitli etkenler
tarafından belirlenir. Sistem yeterince olum suz etkiye m aruz
kaldığında, her zam anki istikrarlı durumdan ayrılıp durağan ya
da geçici olabilen yeni bir duruma girer. Bu yeni durumların pek
çoğu hastalıkla ilgilidir. En sık görülen olumsuz etkiler antibiyotikler,
enfeksiyon ve strestir.
Çeşitlilik.
Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu için üzerinde genellikle
anlaşmaya varılmış kriterlerden biri içinde bulunan mikrop türlerinin
sayısı ve çeşitliliğidir. Çevremizdeki doğal ekosistemlerde olduğu gibi,
mikrobiyomun sahip olduğu yüksek çeşitlilik direnç ve dayanıklılık, dü
şük çeşitlilik ise rahatsızlıklar karşısında kırılganlık demektir. Daha az
ZİNDELİK VE İDEAL SAĞLIĞA GİDEN BASİT YOL 271
sayıda mikrop türünün bulunması, (bağırsaklarımızda yaşayan patojen
bakteriler, virüsler veya patobiyontların neden olduğu) enfeksiyonlar, kötü
beslenme veya ilaçlar gibi olumsuz etkilere karşı durabilme yeteneğinde
azalma anlamına gelir.
Bu kuralın dikkate değer bazı istisnaları vardır; yenidoğanın bağır
saklarında yaşayan mikrobiyota ve vajina gibi. Sağlıklı olduklarında
her ikisinde de mikrop çeşitliliği azdır, bu da iyi bir amaca hizmet eder.
Yenidoğanın mikrobiyomu herkesin kendine özgü olan erken program
lama süresince bağırsak mikroplarından oluşan bir kalıbın yaratılması
için esnek olmalıdır. Vajinadaki mikrobiyomun da işlevini üreme ve do
ğum un eşsiz taleplerine uydurmak için esnek olması gerekir. Doğa, bu
özel yaşam alanlarının istikrarını sağlamak ve enfeksiyonlardan ve diğer
hastalıklardan korumak için zekice alternatif stratejiler geliştirmiştir.
Her iki habitata da laktobasiller ve bifidobakteriler hâkimdir. Bu bakte
riler çok sayıda antimikrobiyal madde üretebilir ve diğer mikroorganiz
malarla patojenlerin çoğuna karşı koruyucu etkisi olan asitli bir ortam
oluşturulmasına yetecek kadar laktik asit yapabilme yeteneğine sahiptir.
Düşük çeşitliliğe sahip olan ve bağırsak mikropları nispeten istik
rarsız topluluklar oluşturan biri, hiçbir zaman belirgin hastalık bulgusu
göstermeyebilir. Bununla birlikte, böyle yüksek riskli kişilerde mikrobi
yota bozulduğunda hastalıkların gelişme olasılığı artar. Giderek artan
sayıda bilimsel literatür obezite, inflamatuar bağırsak hastalığı ve başka
otoimmün bozukluklar gibi hastalıkların bağırsaklardaki mikrobiyal çe
şitliliğin azalmasıyla ilişkili olduğunu ve bunun da sıklıkla tekrarlanan
antibiyotik kullanımının bir sonucu olarak görüldüğünü göstermektedir.
İleride bu listeye başka hastalıklar da eklenebilir.
Ne yazık ki bir yetişkinde bulunan bağırsak mikroplarının çeşitliliği
ni azaltmak, hayatın ilk 3 yılında ortaya çıkan çeşitliliğin üstüne çıkar
maktan daha kolay görülmektedir. Örneğin, antibiyotik kullanarak her
yaştabağırsak mikrobiyal çeşitliliğinin azaltılması görece olarak kolay
|