ZİNDELİK VE IDEALSAĞLIĞAGIDEN BASITVOL 273
kalıcı değişiklikler yaptığından beri daha dengesiz bir mikrobiyal m an
zaraya mı sahipti?
Bağırsaklardaki mikropların sağlığına ekolojik açıdan yaklaşan bu
bakış,gıda endüstrisi ve medyanın sağlıklı bir mikrobiyomun belirli tür
den mikropların bir araya gelmesiyle oluştuğu iddialarıyla çelişmekte
dir. Aslında, insanlar arasında bağırsak mikrop türlerinin sadece yüzde
lü’u aynıdır.
Başka bir deyişle, siz ve arkadaşınız gayet sağlıklı bağırsak
mikrobiyomlarına sahip olsanız da bu mikrobiyomlarda birbirinden
çok farklı mikroplar yaşıyor olabilir. Yani, bağırsak mikrobiyotasının
dengeli ve sağlıklı olduğu çeşitli durumlar mümkündür.
Tüm bunlar, bağırsaklarınızdaki bakteri türlerinin hızlı bir an a
lizi ile (örneğin Prevotella’ların Bacteroides’lere veya Firmicutes'lerin
Bacteroidetes’lere oranının belirlenmesi) ile bağırsak-beyin ekseninizin
ve sağlık durum unuzun kolayca değerlendirilemeyeceği anlamına gelir.
Aynı zamanda hangi probiyotiklerin alınacağına veya hangi diyeti uygu
lamanın belirli yararlar sağlayacağına yanıt getiren herkese uyan tek bir
önerinin de aslında mümkün olmadığı böylece anlaşılmış olur.
Bağırsaklardaki birbirinden oldukça farklı mikrop toplulukları benzer
metabolitler oluşturabilir. Bu da gelecekteki tetkiklerin bağırsak mikro-
biyomunun sağlığını sadece mikropların türlerine bakarak değil, hangi
genlerin ifade edildiğini ve hangi metabolitlerin üretildiğini inceleyerek
değerlendireceğini akla getirmekte.
Bağırsaklardaki mikropların işlevlerini etkileyen endişe, stres, öfke
ve kaygı gibi sağlıksız bağırsak reaksiyonlarını dikkate almadan, yalnızca
belirli bir diyet gibi basit bir uygulamanın tek başına bağırsak mikrobi-
yomunuzu ideal hâle getirmesini bekleyemeyiz. Ya da yüksek hayvansal
yağlı, düşük bitki kaynaklı beslenme şeklini sürdürürken, sadece günlük
probiyotikle zenginleştirilmiş yoğurt yemenin veya kısa süre için lahana
turşusu veya kimçi denemenin, tahılları, kompleks karbonhidratları ve
glüteni günlük beslenmenizden çıkarmanın da yararı olmayacaktır. Bu
274 BEYİN-BAĞIRSAK BAĞLANTISI
uygulamalar tek başlarına bağırsaklarla beyin arasındaki kronik ola
rak bozulmuş diyalogu düzeltmeyecektir. Çölyak hastası olmadığınız
hâlde glutensiz beslenmeye başlamanız, milyar dolarlık glutensiz gıda
endüstrisini sevindirse de çoğu durum da size uzun süreli bir fayda sağ
lamayacaktır. G ünüm üzde bilim, sadece beslenmenizi değiştirmenin
yeterli olmayacağını söylüyor. Yaşam tarzınızı da değiştirmeniz gerekir.
ideal Sağlığa Yatırım
Yapmaya
En Uygun Zaman Nedir?
Beyin-bağırsak mikrobiyomu ekseni en çok hayatın üç döneminde olum
suz etkilere karşı duy arlıdır: anne karnından başlayıp süt çocukluğu
dönemi boyunca (perinatal dönem), yetişkinlik ve yaşlılık. Günümüzde
bilim insanları, anne karnındaki gelişim sürecinden başlayarak yaşamın
ilk yıllarının uzun dönemde sağlığımız için çok önemli olduğu konu
sunda hemfikirler.
Bağırsak-mikrobiyota-beynimiz arasındaki etkileşimler yaşamın ilk
yıllarında şekillenir, doğum dan 18 yaşına dek dünya ile kurduğum uz
ilişki (psikososyal etkiler, gıdaların içindeki kimyasallar (antibiyotikler,
katkı
maddeleri, yapay tatlandırıcılar vs) bunda rol oynar. Yaşamın erken
dönemi (doğum öncesinden üç yaşına kadar) bağırsaklardaki mikrobi-
yal mimarinin şekillenmesinde kritik öneme sahiptir. Bu dönemde hem
mikrobiyom, hem de beyin devreleri hâlâ gelişmeyi sürdürmekte olup,
bu değişiklikler yaşam boyu kalıcı olmaya meyillidir.
Dahası, bağırsak duyuları
ve bunlara eşlik eden hisler, beyninizdeki
veritabanına işlenerek ömür boyu arka planda yer alan duyguları, mizacı
ve sezgisel olarak iyi kararlar alabilme yeteneğini şekillendirir.
Yetişkin hayatımız boyunca hem yediklerimiz hem de hissettiklerimiz
bağırsaklarımızdaki mikropların sindirim sistemimizde bulunan bağışık