Dr. Emeran Mayer Beyin-Bağırsak

göstermediğini bilmiyoruz. Ancak insanlar binlerce yıldır doğal yollar­
dan mayalanmış, pastörize edilmemiş yiyecekleri yemekteler ve bunların
bir kısmını günlük beslenmenize eklemeniz sizin için yararlı olabilir. Bu
ürünler arasında kimçi, lahana turşusu, kombu çayı (mayalı bir çay) ve
m iso (geleneksel bir mayalı Japon yemeği) sayılabilir. Kefir, çeşitli yoğurt
türleri ve yüzlerce çeşit peynir gibi pek çok m ayalanmış süt ürünü de
probiyotik içerir. Benim önerim emülgatör, yapay renklendirici ve tatlan­
dırıcı içermeyen düşük yağlı ve düşük şekerli ürünlerin tüketilmesidir.
Probiyotikle zenginleştirilmiş yoğurt gibi mayalı süt ürünleri tüketti­
ğinizde bağırsaklarınızdaki mikropları önemli bir prebiyotik kaynağı ile
beslemiş olursunuz (önceki bölümde bahsettiğimiz süt oligosakkaritleri
gibi). Mayalı sebzeler yediğinizde de bağırsak mikroplarınızı kompleks
bitki karbonhidratlarından gelen lifler gibi başka türlü prebiyotiklerle
beslersiniz. Yetişkinlikte yediğiniz probiyotik bakteriler, bağırsak mik-
robiyotanızda kalıcı olmazlar ancak probiyotiklerin düzenli tüketim i
olum suz dönem ler sırasında bağırsak m ikroplarının çeşitliliğini sür­
dürmede yardımcı olabilir ve bağırsaklarınızdaki mikropların ürettiği
metabolitlerde oluşan değişiklikleri normale döndürebilir.

---

282 BEYİN-BAĞIRSAK BAĞLANTISI
Doğum öncesi beslenme ve stresi önemseyin. 
Üreme çağında bir 
kadınsanız gebelikten doğuma kadar ve emzirme dönemi ile bebeğinizin 
bağırsak mikroplarının tam olarak oluştuğu dünyadaki ilk 3 yılı boyun­
ca, yediklerinizin çocuğunuzu da etkileyeceğini unutmayın. Annenin 
bağırsak mikrobiyomu fetusta beyin gelişmesini etkileyebilen metabo- 
litleri üretir, ayrıca bağırsak-mikrobiyom-beyin ekseninde beslenmeye 
bağlı oluşan inflamasyon anne karnındaki bebeğin gelişmekte olan bey­
nine zarar verebilir. Aslında, gebelikte şiddetli bir inflamasyon otizm 
ve şizofreni gibi beyin hastalıkları açısından önemli bir risk oluşturur; 
annenin yağlı beslenmesine bağlı gelişen düşük dereceli inflamasyon da 
tetusun beyin gelişimini hemen göze çarpmayacak şekilde etkileyebilir. 
Diğer taraftan gebelikteki stresin veya bebek doğduktan sonra büyür­
ken annenin yaşadığı stresin, beyin gelişimi ve bağırsak mikrobiyotasını 
olumsuz etkilediği, bunun da çocukta sıklıkla davranış sorunlarına yol 
açtığı net bir şekilde ortaya konmuştur.
Küçük öğünler yiyin. 
Bu, aldığınız kalori miktarını vücudunuzun 
metabolik gereksinimleri doğrultusunda sınırlar, aynı zamandayağtü- 
ketiminizi de azaltır. Paketlenmiş yiyecekleri yerken, etikette yer alan 
önerilen porsiyon m iktarına dikkat edin. Aldığınız patates cipsinin 
paketinde yazan kalori miktarı makul görünebilir, ancak bu kalori az 
miktarda patates yediğinizde alacağınız kaloridir. Bütün paketi yemek, 
size o gün gerekli olan kalori ve yağdan fazlasını verebilir.
Bağırsak mikroplarınızı aç bırakın. 
Belli aralıklarla aç kalmak pek çok 
kültürde, dinde ve şifa verici geleneklerde binlerce yıldır yer alan önemli 
bir uygulama olup, uzun süren açlık beyin işlevlerine ve kişinin kendini 
iyi hissetmesine olumlu etki yapabilir. Aç kalmanın popüler bir açıkla­
ması, zararlı ve toksik maddeleri uzaklaştırmak suretiyle bağırsakları 
temizlemesidir. Tarih boyunca insanlar bu açıklamaya inanmış olsalar

---