EndüLÜs neresi


İspanya’da diğer fetihler



Yüklə 27,42 Kb.
səhifə6/6
tarix21.12.2022
ölçüsü27,42 Kb.
#97479
1   2   3   4   5   6
TARIK bin ZIYAD Endulus un Fethi

İspanya’da diğer fetihler

Tarık b. Ziyad, Musa b. Nusayr’a kazandığı zaferler ve elde ettiği ganimetlerle ilgili bir mektup gönderdi. Belli ki azatlıaının bu başarısı Musa’yı kıskandırmış olabilir. Cevabi mektubunda Endülüs’e geleceğini, kendisi gelinceye kadar harekatı durdurmansının, olduğu yerde kalmasını söyledi. Musa bin Nusayr yerine oğlu Abdullah’ı Kayravan valiliğine getirip hicri 93. yılında 10.000 kişilik bir kuvvetle İspanya'ya geçti. Tarık bin Ziyad adamlarıyla görüştükten sonra ortamın müsait olduğunu, şu anda savaşı durdurmanın tehlikeli olduğuna karar vererek harekatına devam etti. Eğer harekata ara verirlirse Gotlar toparlanma fırsatı bulabilir ve karşı hücüma geçebilirlerdi. Bu sebeple Musa b. Nusayr’ı dinlemedi. Askerlerini üç veya dört kola ayırarark her birini bir bölge üzerine gönderdi. Muğis b. Haris’i 700 süvari ile Kurtuba’ya gönderdi. Kurtuba’ya bizzat kendisinin gittiği de söyleniyor. Kurtuba halkının çoğu Gotların başkenti Toledo’ya göç etmişti. Muğis yüksek surlarla ve iyi korunan Kurtuba’yı kısa zamanda ele geçirip halkına eman verdi. Bu zafere yerlilerin ve o gece şiddetli yağmurun ve çiğ düşmesinin de yardımcı olduğu söyleniyor. Mesela Kurtuba nehrini geçen müslümanlar soğuktan bir köşeye sinmiş olan İspanya askerlerine ani baskın düzenleyip saf dışı etmişlerdi. Düşman askerinin yeniden toplanarak büyük bir ordu ile karşı koyarak intikam almaya kalkacağını hesaba katarak, Kurtuba şehri yakınında bulunan İstece kasabasına doğru yürüdü. Burada toplanmaya çalışan düşman ordusunun artıkları üzerine şiddetli bir hücumda bulundu. Onları iyice bozup dağıttı. Tarık, dörde böldüğü ordusunun bir kısmını Kurtuba, bir kısmını Malaga, bir kısmını da Gırnata ve Elviraye şehirleri üzerine gönderdi. Kendisi de geri kalan kuvvetlerle Vizigotların merkezi olan Tuleytula şehri üzerine yürüdü. Bu şehir gayet sağlam surlara sahip olmasına rağmen teslim olmak mecburiyetinde kaldı. Bu iki zaferin İspanya’da duyulması, Vizigotların maneviyatını bozdu, cesaretlerini tamamen kırdı. Köy ve kasabalardaki ahâli, büyük bir korkuya kapılarak şehirlere doğru iltica etmeye başladılar. Endülüs şehirlerinin kolay fethedilmesinde yahudilerin katkıları zikre değer. Zira yerli halk gibi onlar da Rodrik’in yönetiminden memnun değillerdi. Malaga ve Gırnata gibi şehirlerin kolay ele geçmesinde orada yaşayan yahudilerin yardım ettikleri söyleniyor. Bazı şehirler de kolaylıkla müslümanlara kapılarını açıyorlardı. Mesela Aryula şehri kapılarını müslümanlara açtı. Bunun arkasından Gotların 350 yıllık başkaneti Toledo’nun düşüşü takip etti. Halkın bir kısmı askerlerle birlikte Maride şehrine kaçtılar. Müslümanlar onları oraya kadar takip ettiler. Oradan da Galiçye taraflarına kadar peşlerinden gittiler. 712 miladi Ramazanında Arap ve Berberîlerden oluşan bir orduyla Endülüs’e geçen Musa b. Nusayr önce bölgenin en mustahkem kalesi Karmona’yı fethetti. Sonra Sevilla (İşbiliye) üzerine yürüdü. Zengin, güçlü ve mamur bir şehir olan Sevilla Musa’ya karşı direndi. Kuşatma üç ay sürdü. Sonunda fetih gerçekleşti. Musa oradan Meride şehrine geçti. Orası da mukavemet gösterdi ama 94 hicri yılın Ramazan ayında fethedildi. Musa b. Nusayr’ın fetihleri doğu İspanya’da Barşalûne, içeride Arbune, güneybetıda Kadis, Kuzeyde ise Galicia’ya (Cillikiye) kadar genişledi. Sonra Telbira şehri yakınlarında Tarık b. Ziya ile buluştu. (Bazı kaynaklara göre bu görüşme Toledo’da gerçekleşti.) Musa bin Nusayr buyruğunu dinlemediği gerekçesiyle Tarık bin Ziyad'a askerin önünde büyük hakaretlerde bulundu ve hatta bazı kaynaklara göre onu kırbaçlattı. Aldığı ganimetleri istedi ve sonunda onu hapsetti. Valinin, Tarık'ın başarılarını ve herkesi etkileyen şöhretini kıskandığı için böyle davrandığını dile getiren müellifler de bulunmaktadır.Tarık b. Ziyad hapiste iken bir yolunu bulup halife’ye, şikayette bulundu. Halife Musa’ya bir mektup yazarak onu serbest bırakmasını ve eski görevine iade etmesini emretti. Böylece Tarık hapisten kurtuldu.

İspanya'yı Müslümanların egemenliğine açan bu iki kumandan arasındaki gerginlik ve çekişme vuku bulmuş ve Şam'a da ulaşmış olmalı ki Velid, onları bir mektupla uyarmak durumunda kalmıştır. Ancak bu ikazdan sonra birlikte İber yarımadasının kuzeyine yönelmişti. Bundan sonra ikisi birlikte Kuzey İspanya’nın fethi için harekete geçtiler. Saragossa ve Barselonayı aldıktan sonra, Aragon, Leon kentlerini ele geçirdiler. Kaştale ve Katalonya bölgelerini fethettiler. Yollarına devam ederek Pirene dağlarına ulaştılar. Böylece bazı ileri gelenlerin ve askerlerin sığındığı bazı dağlık bölgeler hariç hemen hemen bütün İspanya müslümanların kontrolüne girmiş oldu. Musa b. Nusayr bununla yetinmeyerek harekâta devam etti. Güney Fransa’ya girdi hatta Narbonne şehrine kadar ilerledi. Narbonne şehrine ulaştıklarında, Velid'in fazla ileri gitmemelerini bildiren emri kendilerine ulaşmış ve bu iki ordu Preneler'in güneyine çekilmiştir. Bazı müellifler, Musa ve Tarık'ın niyetinin, Fransa'nın güneyini ele geçirip doğuya doğru ilerleyerek, birçok teşebbüse rağmen fethedilemeyen İstanbul'u ele geçirmek olduğunu iddia etmektedirler. Bu girişimden haberdar edilen Velid, böyle bir maceranın tehlikeli olabileceğini düşünerek fetihlerin durdurulmasını ve Şam'a gelmelerini emretmiştir. Musa b. Nusayr, rivayetlere göre, oğlu Abdülaziz'i Afrika ve İspanya valisi tayin ederek Tarık'la birlikte Şam'a hareket etmiştir. Bazılarına göre halife onun biraz daha ileri gidip ileride bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için onu durdurdu. Vurgulanması gereken noktalardan biri de, Musa bin Nusayr’ın ileri görüşü ve Tarık bin Ziyad’ın heyecanı idi. Endülüs fethedilince bir yandan yeni topraklar İslam’la şereflenmiş olacak, bir yandan da İstanbul arkadan kuşatılacaktı. Bu plân Balatuşşüheda savaşına kadar sürdü. O savaşta plân da bitti, hayali de. Sekiz asra yakın bir zaman Endülüs ezan ve namaz diyarı oldu. Fethi plânlayanlar, plân işletilirken şehit veya gazi olanlar kazandılar. Sonra gelenler ise, hesabını Allah’a verecekleri hatalarla ahirete göçerken muhteşem bir mirası eritip gittiler.


Ölümü
İspanya'nın fethinden sonra Musa bin Nusayr oğlu Abdülaziz’i Endülüs’e, diğer oğlu Abdullah’ı İfrikıyye valiliğe tayin ederek ve yerine bazı komutanları ve askeri birlikleri bıraktı ve 96 (715). hicri yılda Şam'a gitti. Onlar yola çıktıklarında Velid b. Abdülmelik hastalanarak ölmüştü. (715). Yeni hükümdar Velid’in kardeşi Süleyman b. Abdülmelik, Tarık ile Musa b. Nusayr'ın ifadelerini almış ve onlara kızmıştır. İç çekişmelerden başlarını kaldıramayan ve kendi saltanatlarını her şeyin üstünde gören Emevi yöneticilerinin fetih olgusunu anlamlandıramadıkları ve bu büyük komutanları hırpalayıp üzdükleri anlaşılmaktadır. Nitekim ikisi de göz hapsinde tutulmuş ve başka bir yere gitmelerine izin verilmemiştir. Yaşlı vali, kısa bir süre sonra hacca gitme hazırlıkları yaparken vefat etmiştir. Tarık bin Ziyad'ın sonu da daha az hüzünlü değildir. O da Şam dışına çıkamamış, kendisine hiçbir görev verilmemiş ve kim bilir belki de "Sen devletin donanmasını, gemilerini nasıl yakarsın be adam?" suçlamaları altında ezilmiştir. Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de yaşadı. Bazı kaynakların bildirdiğine göre Şam'da düşkün bir hayat sürmeye mahkûm edilen bu büyük fatih, son yıllarını sefalet ve ilgisizlik içinde geçirmiş ve 720'de Şam'da hayata gözlerini kapamıştır. Nerede öldüğü, mezarının nerede olduğu hakkında bile sağlıklı hiçbir bilgi yoktur. Askerleriyle geçip gemileri yaktığı boğaza onun adını verenler, yöneticilerden daha vefalı çıkmışlardır.
Yüklə 27,42 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə