Sertkaya, Osman Fikri
59
Tuncer Gülensoy kelimeyi “
üvey Yalnız yasaca akraba sayılan, öz
olmayan” maddesinde almış ve ög ‘anne’ +(e)y etimolojisini yapmıştır.
28
3/7. yükey: < yük+ey. Mukaddimetü’l-edeb’te iki cümlede (yükey boldı
mündi üzengüge
(192/4), ulug turur Tañrı, yükey erür İdi (206/5))
geçmektedir. Nuri Yüce kelimeye “yüksek, yüce” anlamını vermiştir.
Mukaddimetü’l-edeb
’te yükey isminden türetilen yükey+lik “yücelik” ve
yükey+le-ş-
“yücelmek” fiilleri de geçmektedir.
Kelimenin kökü olan yü-k isminden, isimden fiil yapan +se- eki ile
yük+se-
“yükselmek”, bu fiilden de fiilden isim yapan -k eki ile yükse+k
“yüksek” kelimeleri türetilmiştir.
II. Yeni Türkçe (Cumhuriyet Türkçesi) :
4. Cumhuriyet Döneminin 30’lu yıllarındaki -ay/-ey ekli kelimelerin bir
kısmı tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinden derlenen, bir kısmı da isim
köklerine +ay/+ey şeklinde doğru olarak veya fiil köklerine -ay/-ey şeklinde
yanlış olarak eklenip türetilen kelimelerdir.
Ancak Türkiye Türkçesinin bazı gramerlerinde bu ek yer almamıştır.
Söz gelimi Tahir Necat Gencan’ın Dilbilgisi (Ankara, 1973) ve Tahsin
Banguoğlu’nun Türkçenin Grameri (Ankara, 1986) adlı eserlerinde bu ek
yer almaz.
Muharrem Ergin Türk Dil Bilgisi’nde “§ 243. –ay / -ey İşlek olmayan
eklerdin biridir. İlgi ifade eder. gün-ey, kuz-ey misallerinde vardır,
açıklamasını yapar (İstanbul, 1962, s. 168).
Öğrencisi Günay Karaağaç da Türkçenin Dil Bilgisi (Ankara, 2012)’nde
hocasının söylediklerini tekrarlar ”§ 45. -ay, -ey: İşlek olmayan ve son
zamanlarda yön adlarında kullanılan bir ektir. kuz > kuz-ey; gün > güney.
Zeynep Korkmaz ise Türkiye Türkçesi Grameri’nde açıklamayı genişçe
yapmıştır:
29
“§ 34. +Ay : +Ay eki yön gösteren kuzey ve güney
kelimelerinde görülen bir ektir. Söz konusu kelimeler Azerbaycan ve
Türkmen Türkçelerinde de var olduğu için +Ay ekini eski bir ek olarak
kabullenmek gerekir. Yalnız bu lehçelerde bizim halk ağızlarında olduğu
gibi güney “güneşi gören taraf”, kuzey “güneş görmeyen taraf” anlamındadır.
28
Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi
Sözlüğü, II, O-Z
, Ankara 2007, s. 1003a-b.
29
Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Ankara 2003, s.
35-36.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
60
Bizde güney ve kuzey kelimelerine bakılarak birkaçı terim niteliğini de
taşıyan
birey, dikey, düzey, eşey, uzay, yanay, yüzey gibi yeni kelimeler
yapılmıştır.”
5. güney < küney; güzey < küzey gibi lehçelerden derlenen kelimeler
yanında, bu kelimelere benzetilerek isim köklerine getirilip bu ekle yapılan
bir+ey, düz+ey, eş+ey, yan+ay, yer+ey, yüz+ey
gibi yeni kelimeler
türetilmiş ve Türkçenin kelime hazinesine kazandırılmıştır.
Ancak +ay/+ey eki fiil köklerine de getirilerek bit-ey, böl-ey, çarp-ay,
dik-ey, düş-ey, ol-ay, saldır-ay, yap-ay, yat-ay
gibi yapı bakımından yanlış
10 kadar kelime türetilmiştir. Bu kelimelerden çarp-ay, böl-ey kelimeleri
kullanım alanı bulamayarak yerini çarp+ma, böl+me gibi kelimelere
bırakmıştır. Saldıray, yıldıray gibi kelimeler kişi adı veya soyadı olarak
kullanılmıştır. Dikey, düşey, yatay kelimeleri terim olarak kullanılmaktadır.
olay
‘vak'a” yerine, yapay “sun'i” yerine kullanılmaktadır, bitey ise pek
kullanım sahası bulamamıştır.
M. Ergin, Z. Korkmaz, G. Karaağaç’ın örnek olarak verdikleri kuzey,
güney
ile Yusuf Çotuksöken’in zikrettiği aday kelimeleri üzerinde duralım.
6. kuzey : 30’lu yılların başındaki Osmanlıca kelimelere Türkçe
karşılık bulmak için yapılan tarama faaliyetleri sonunda yayımlanan
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi
’nde şimal
kelimesi için şu on karşılık bulunmuştu.
30
1. Biri [Asıl beri yan man(asına). «
Or.»da cihatı erbaa = tört bölün; şark =
ilgerü, kün toğsuk; garb = girü, korigaru] (Or.);
2. Kuzey [Gölgede kalan yer man(asına) «Güney» zıddı] (Der. Uşak, Gediz);
3. Sol [Asıl arapça lûgat manası budur] (K. T.)
4. Teski (Rad. III «Şor.»);
5. Töben yan (Bal.);
6. Tüney (Müt.);
7. Tün ortusı (Or.);
8. Tün yak (Müt.);
9. Tün yanak (Uyg. «O. Q.» );
10. Tün yanağak (Oğ.).
30
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi, İstanbul 1934, s.
715b.