Sertkaya, Osman Fikri
61
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
’te ise kuzey karşılığında “saye, şimal” anlamı
verilmişti.
31
Kılavuz Komisyonu, “şimal” yönüne karşılık olarak verilen bu on
anlamdan 2. sırada verilen kuzey karşılığını seçmiştir ve Cep Kılavuzlarında
da birebir olarak yayımlamıştır.
Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Haziran] 1935, s. 297
“şimal = kuzey”.
Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Eylül] 1935, s. 205
“kuzey = şimal”.
Ancak nedendir bilinmez 30’lu yıllarda tahsil görenler Kuzey kelimesini
ünlü uyumu ile kuzay şeklinde telâffuz etmişlerdir. Merhum Hocamız
Sâdettin Buluç derslerinde kelimeyi kuzay şeklinde telâffuz edenlerdendi.
7. güney < kün+ey. Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama
Dergisi
’nde cenup kelimesi için şu sekiz karşılık bulunmuştu.
32
1. Beriye [Sağ yan man(asına)] (Rad. IV. «Or.»;
2. Kün ( Uyg. «İnd.»);
3. Kündünki bulun (Oğ. Uyg.; Der. O. A.);
4. Kün ortusu [ortası] (Or.);
5. Tislik (Rad. III. «Kar.»);
6. Tuş (B. T. L., «Çağ. Kaz.»; Rad. III «Uyg. Çağ. Tar.»; Kar. T. Alt., Şor., Tob.,
Küer., Kaç.»
)
7. Tüşlük (Kar.);
8. Yırı «Or.»
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
’te ise güney karşılığında “şark, şemsâbat” anlamı
verilmişti.
33
31
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
, İstanbul 1934, s. 1117a.
32
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi, İstanbul 1934, s.
169a.
33
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
, İstanbul 1934, s. 1031a.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
62
Kılavuz Komisyonu, “cenup” yönüne karşılık olarak verilen bu sekiz
anlamda bulunmayan güney karşılığını seçmiş ve Cep Kılavuzlarında birebir
olarak yayımlamıştır.
Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Haziran] 1935, s. 297
“cenup = güney”.
Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Eylül] 1935, s. 205
“güney = cenup”.
Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken
Bilgisi Sözlüğü (I, A-N
Ankara, 2007, s. 397b)’ndeki güney “güney, cenup”
maddesinde “gün+ey < gün+e-gi < *kün+e-gi” etimolojisini yaparak
isimden isim yapan +ey ekini +e-gi şeklinden getirmiş!
s. 585b’deki “kuzey şimal, güney karşıtı” maddesinde de “kuz+ay
<*kuz+a-gı” etimolojisini yaparak isimden isim yapan +ay ekini +a-gı
şeklinden getirmiştir.
Bu etimolojilere göre oñ+ay < oñ+a-gı; kol-ay <*kol+a-gı; il+ey <
*il+e-gi; ög+ey < *ög+e-gi; yük+ey < *yük+e-gi
gibi yıldızlı şekillerden
gelmiş oluyor!
8. aday : Bu kelime Eski Türkçede ata “baba” kelimesinin “küçültme
ve sevimlilik” fonksiyonundaki -y ekinin getirilmesi ile atay “babacık”
şeklinde teşekkül etmiştir. (Yapısı için, akrabalık ile ilgili kelimelerde, bk.
ana-y, ini-y, taga-y
vs).
34
Kelime Eski Uygur Türkçesi metinlerinde atay ve aday imlâları ile
kullanılmıştır.
Atatürk’ün yakın çevresinden Falih Rıfkı Bey de Atatürk’ün kendisine
“çocuğum” şeklindeki hitabını esas alarak kendisine “küçük Ata, küçük
Atatürk” anlamında olan Atay kelimesini soyadı olarak almıştı.
Ancak “namzet” karşılığında olan aday kelimesi Konya ağzından
derlenmiştir. Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi’nde
namzet kelimesi için şu yedi karşılık teklif edilmiştir.
35
34
Sertkaya, Osman Fikri , “Çince Tay “büyük” kelimesi ile yapılan Damla, Dayı,
Teyze, Dede kelimeleri üzerine”, Türk Dili, Ağustos 2008, Sayı 680, s. 150-159.
35
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
, İstanbul 1934, s. 613b.
Sertkaya, Osman Fikri
63
1. Adaklı ( Dede.; Türkmen.; Der: Bayazıt, Bolu);
2. Aday (Der: Konya);
3. Atağ (Rad. I «Çağ.»);
4. Oruntak [yerine geçecek man(asına)] (Der: Antalya);
5. Terküllü (Der: Çankırı, Havza, Dereköyü «Kırklareli»);
6. Tevkül, Tevkür (?) (Der: Gelibolu «Çanakkale», Vezirköyü «Samsun»);
7. Yavuklu (K. T. Mif.) [Bk. Nişan, nişanlı].
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
’te ise aday karşılığında “namzed” karşılığı verilmiştir.
36
Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Haziran] 1935, s. 250
“Namzed = 1. Aday = Candidat; 2. Sözlü, yavuklu = Financé”.
Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu
, İstanbul, [Eylül] 1935, s. 4
“Aday = Namzed = Candidat”.
Dolayısıyla Yusuf Çotuksöken’in kelimenin ad isminden ad+ay
şeklinde türetildiği görüşünü de düzeltmek gerekiyor.
37
Çünkü aday
kelimesi türetilmemiş, Konya ağzından derlenmiştir.
kutay ve uzay kelimelerinin etimolojisi
9. kutay : < Çin. ko-tay. Eski Türkçede Köl Tigin ve Bilge Kağan
yazıtlarında geçen ve Sir G. Clauson tarafından EDPT 607b-608a’da Çince
“ipek (fabrikası (?)” olarak anlamlandırılan kutay kelimesi hakkında Mehmet
Ölmez “Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Ögeler (3)”
38
başlıklı araştırmasında
bilgi veriyor.
M. Ölmez kelimenin ikinci hecesi tay’ın Sir G. Clauson tarafından
Giles 10.554’e dayanılarak “girdle [kemer, kuşak]” şeklinde teşhis
edildiğini, ancak kelimenin Çince “ipek, ipekli kumaş” anlamına geldiğini ve
gao-day
şeklindeki Çincesine göre Eski Türkçedeki şeklin ko-tay okunması
gerektiğini yazmaktadır.
36
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
, İstanbul 1934, s. 856a.
37
Yusuf Çotuksöken, Türkçe’de Ekler , Kökler - Gövdeler, İstanbul, Mart 1980,
s. 25.
38
Türk Dilleri Araştırmaları, 8, İstanbul 1999, s. 60-61.
Dostları ilə paylaş: |