Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
202
en etkili eserlerden biri olup, bu esere katılmayanlar bile, bu
eserle hesaplaşmak için birçok cevap niteliğinde kitap ve ma-
kaleler yazmışlardır.
417
Onun yaklaşımına katılmayanlar da
‘paradigma’ terimini benimsemiş ve sıkça kullanmışlardır.
Kuhn’un bilgi teorisindeki görüşü tamamen görelilikçidir,
objektif bilimsel bilginin mümkün olmadığı, var olan bilimsel
kanaatlerin ancak belli bir ‘paradigma’ içinde geçerli olduğu
kanaatindedir. Ona göre bilimsel ilerleme diye bir şey söz ko-
nusu değildir; ne tümevarımcı bir şekilde bilgileri artırmak, ne
de sürekli yanlışlayarak daha sofistike bilgilere erişmek müm-
kündür. Bir paradigmaya bağlı yapılan bilimsel faaliyetin bazı
dönemlerde bunalıma girdiği görünür, bu dönemlerde devrimci
bir şekilde paradigma değişikliği olur. Kuhn’a göre bu değişik-
lik din değiştirmeye benzer. Bir paradigmanın diğer bir para-
digmaya üstünlüğünü belirleyecek hiçbir objektif kriter yok-
tur, bu yüzden bilimsel ilerlemeden söz edilemez.
418
Kuhn’un
görüşünü tamamen benimsersek ‘ısıtma olayı ve suyun kay-
naması arasında nedensel bir ilişki olduğunu’ söyleyen bilim-
sel bir önermenin, sadece ve sadece ‘tek bir paradigma’nın
içinde önemi olduğunu kabul etmek zorunda kalırız. Günü-
müzün haritacılığı ile ilkçağ haritalarını kıyasladığımızda bir
ilerleme olduğunu da söyleyemeyiz; çünkü Kuhn’un sisteminde
ilerlemenin objektif bir kriteri yoktur. Bu tip örnekler, bence,
Kuhn’un bilime yaklaşımında önemli hatalar ve abartılar ol-
duğunu göstermektedir. Diğer yandan, bir filozofu veya fel-
sefeyi ‘kabul etmek’ yerine ‘ondan bir şeyler öğrenmeyi’ he-
deflersek, Kuhn’dan öğrenilecek şeyler olduğu kanaatindeyim.
Kuhn’un görüşlerinin önemli bir öğesi olan, bilimsel bil-
ginin sosyolojik bir ortam içinde üretildiği fikrine benzer
417 Richard Rorty, Kuhn, (ed: W.H. Newton-Smith ‘A Companion to The Philo-
sophy of Science’ içinde), Blackwell Publishers, Massachussets, (2001) s. 204.
418 Thomas S. Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı, s. 264-270.
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
203
görüşler, bilgi sosyolojisi ve bilim sosyolojisi ile ilgili çalış-
malarda da dile getirilmiştir. Marx, Mannheim ve Durkheim
bilginin toplum içinde üretildiğine dikkat çeken ünlü sosyo-
loglardır. Durkheim ahlak, değerler, dini fikirler, hatta insan
düşüncesinin temel kategorileri olan uzay ve zamanın; sosyo-
lojik ortamdan bağımsız bir şekilde var olamayacağını gös-
termeye çalıştı. Fakat her üç sosyolog da bilimi, bilginin özel
bir türü olarak düşünüp bilgi sosyolojisinin dışında tuttular.
419
Fakat daha sonra David Bloor gibi bazı sosyologlar, ‘bilimsel
bilgi’nin nasıl üretildiğinin sorgulama dışı tutulmasına mey-
dan okuyup, ‘bilimsel bilgi’yi de sosyolojik bir analizin he-
defi yapmaya uğraştılar.
420
Kuhn’un çalışmaları, bilim felse-
fesine olduğu kadar, bilgi ve bilim sosyolojilerine de katkıda
bulundu ve bu alanlardaki tartışmalara ivme kazandırdı.
421
Bahsedilen tüm bu çalışmalar, Evrim Teorisi üzerine yapı-
lan incelemelerde ufuk açıcı nitelikte olabilir. Bu yüzden ki-
tabın 2. bölümünde Evrim Teorisi’nin ortaya konduğu dönem
ve yerdeki paradigmayı göstermeye çalıştım. Thomas Kuhn,
hayatının bir döneminde hemen hemen herkesin, bilim insa-
nının önyargılardan arınmış, hür bir ‘gerçek arayıcısı’ olduğu
kanaatine sahip olduğunu söyler; bilimsel olmayı hür fikirlilik
ve objektiflik olarak, en azından hayatımızın belli bir döne-
minde nitelemişizdir. Oysa Kuhn, gerek teorik, gerek deneysel
çalışmalarda, bilim insanlarının genelde objektif olamadığını
söyler. Bilim insanlarının çalışmalarına başladıkları zamanki
öngörülerini haklı çıkarmak için gerek aletleriyle, gerekse te-
orilerindeki denklemlerle oynamaktan kaçınmadıklarını belir-
tir.
422
Birçok fikrine katılmasam da, Duane T. Gish’in, Evrim
419 Steve Woolgar, Bilim İdesi Üzerine Sosyolojik Bir Deneme, çev: Hüsamettin
Arslan, Paradigma, İstanbul (1999), s. 34-35.
420 Steve Woolgar, Bilim İdesi Üzerine Sosyolojik Bir Deneme, s. 57.
421 Barry Barnes, Bilimsel Bilginin Sosyolojisi, 2. baskı, çev: Hüsamettin Arslan,
Vadi , Ankara (1995), s. 43-44.
422 Thomas S. Kuhn, The Function of Dogma in Scientific Research, s. 356-357.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
204
Teorisi’ne karşı türlerin birbirlerinden bağımsız yaratılışını ka-
bul edenlere makale yayınlatmada, doktora ve profesörlük de-
recelerini kazanmakta zorluk çıkarıldığına; televizyon, radyo
gibi medya kuruluşlarında ve National Geographic, Reader’s
Digest
, Life gibi etkin popüler dergilerde evrimci bilim insan-
larının hâkimiyetinin alternatif görüşlere geçit vermediğine
dair tespitlerini göz ardı edemeyiz.
423
Çünkü bilim sosyolog-
larının ve Kuhn’un gösterdiği gibi bilimsel faaliyet; sosyolojik
ortamdan bağımsız, mutlak olarak objektif bir uğraş olmadığı
için, bilim cemaatinin önkabul, tavır ve organize olma şekil-
lerini göz önünde bulundurmalıyız.
SAHTEKÂRLIKLARI PARADİGMAYLA ANLAMAK
Toplumsal kabulün, akademik atamaların veya maddi
ödül gibi karşılıkların, çoğu zaman bilimsel sonuçların ‘mev-
cut paradigma’ya uygun olmasına bağlı olduğunu hatırlama-
lıyız. Tüm bunları göz önünde bulundurursak, Evrim Teo-
risi adına niçin bazı sahtekârlıkların yapıldığını anlayabiliriz.
Birçok kişi ideoloji veya dinsel inanç uğruna niye insanla-
rın sahtekârlık yaptığını anlayabilmekte, fakat ‘bilimsel bir
çalışma’da sahtekârlığın sebebini anlayamamaktadır. Bu nok-
tada, Kuhn’un ‘paradigma’ anlayışı ve bilim sosyolojisinin
yaklaşımları yardımcı olacaktır.
Evrim Teorisi adına yapılan çok önemli sahtekârlıklardan
biri ‘Piltdown adamı’ (Eoanthropus Dawsoni) ile ilgilidir.
1912 yılında Londra Tabiat Tarihi Müzesi müdürü Arthur
Smith Woodward ile Charles Dawson, bir çene ile kafatası fo-
sili ve kabaca yontulmuş taş aletler bulduklarını açıkladılar.
İngiltere’de Piltdown yakınında bulunan bu fosilin çene kemi-
ğinin maymununkine, dişlerinin ve kafatasının ise insanınkine
423 Duane T. Gish, Creation Scientist Answer Their Critics, s. 11-15.
Dostları ilə paylaş: |