Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
211
dair bir süreç savunulur. Big Bang Teorisi ile tek noktadaki bir
başlangıçtan atomlara, atomlardan toz bulutlarına, toz bulut-
larından galaksilere bir evrim gerçekleştiği ileri sürülür. Ev-
rim Teorisi ile moleküllerden tek-hücrelilere, tek-hücrelilerden
daha kompleks canlılara bir evrim süreci savunulur. Fizik ala-
nında Big Bang Teorisi 20. yüzyılın ilk yarısında, biyoloji ala-
nında Evrim Teorisi ise 19. yüzyılda ortaya konduğu için, her
iki teorinin de insanlık tarihine göre yakın dönemin ürünleri
oldukları söylenebilir.
Baştan sadece teorik olarak ortaya konan Big Bang Teo-
risi ile evrenin genişlediği ortaya atıldı; çok kısa bir zaman
sürecinden sonra teleskopla yapılan gözlemlerle de bu iddia
destek kazandı ve evrenin sürekli genişlediği gözlemsel ola-
rak doğrulandı. Edwin Hubble, 1929 yılında, Mount Wilson
Gözlemevi’nde, devrin en gelişmiş teleskobuyla tüm galaksile-
rin birbirlerinden uzaklaştığını gözlemledi.
433
Hubble evrenin
genişlemesini, ‘Doppler etkisi’ni kullanarak keşfetti. Bu trafik
radarına yakalanmaya neden olan etkinin aynısıdır. Buna göre,
ses veya ışık kaynağı, gözlemciye yaklaşıyorsa dalga boyu kü-
çülür ve biz ışık maviye kaymıştır deriz, uzaklaşıyorsa dalga
boyu büyür ve bu kez de kırmızıya kaymadan söz ederiz.
434
Hubble, tüm galaksilerin kırmızıya kaydığını gözleyerek, bü-
tün galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını; kısaca, evrenin
genişlediğini, gözlemsel temelde ortaya koydu. Bilimsel kri-
terlere başarılı bir şekilde uygun olmanın en önemli gösterge-
lerinden birinin öngörüde bulunma gücü olduğuna daha önce
dikkat çekmiştim. Big Bang Teorisi ile önceden öngörülen
evrenin genişlemesi gibi çok büyük bir iddia, sonradan göz-
lemsel olarak doğrulanmıştır. Evrim Teorisi, şu anda var olan
433 Ralph A. Alpher-Robert Herman, Genesis of The Big Bang, Oxford University
Press, New York (2000), s. 17.
434 Joseph Silk, Evrenin Kısa Tarihi, çev: Murat Alev, TÜBİTAK Popüler Bilim Ki-
tapları, Ankara (2000), s. 32.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
212
bütün canlıların evrim geçirerek diğer türlerden oluştuklarını
söyler, fakat elle dokunma mesafesindeki türlerden yeni özel-
liği olan farklı türlerin, cinslerin, familyaların oluşumunu des-
tekleyecek gözlemi, canlılarla deney yapma şansına rağmen
sunamaz. Mesela kimse bir laboratuvarda farenin kediye dö-
nüşüne tanıklık edemez. Buna karşın Big Bang Teorisi, daha
uzun bir süreçle ilgili olmakla beraber gözlemsel verilere sa-
hip olma kriterini daha iyi karşılamaktadır.
Fred Hoyle ve arkadaşları evrenin genişlemeye rağmen du-
rağan bir yapıda olabileceğini göstermeye çalışırlarken ‘Dura-
ğan Durum Teorisi’ni (Steady State Theory) ortaya attılar. Bu
teoriye göre evrenin genişlemesiyle ortaya çıkan boş alan, sü-
rekli bir şekilde madde yaratılması ile dolduruluyordu. Bu te-
ori, fiziğin temel yasası olan ‘maddenin ve enerjinin korun-
ması’ ilkesine (termodinamiğin birinci yasası) uymuyordu.
435
Evrende çok büyük orandaki entropinin varlığı, gözlenen ge-
nişlemenin mekanizmasının gösterilememesi, galaksilerin da-
ğılım şekli ve daha birçok faktör açısından Durağan Durum
Teorisi, daha baştan, Big Bang Teorisi kadar başarılı değil-
di.
436
Fakat uzun süre Big Bang Teorisi karşısındaki tek alter-
natif bu teoriydi. Big Bang Teorisi’ne göre evrenin başlangıcı
çok sıcak ve çok yoğundu, genişlemeyle bu yoğunluk ve sı-
caklık sürekli düşüyordu.
437
Bu çok sıcak ilk ortam, Hoyle’nin
teorisinin açıklayamadığı hidrojenin oluşumu için gerekli çok
yüksek sıcaklıktaki ortamın açıklamasını yapabiliyordu. Hoyle
ise bunu kabul etmek istemiyor ve “Big Bang’in fosilini bana
bulun” diye alay ediyordu.
438
1948 yılında Gamow ve arka-
435 Halil Kırbıyık, Babillerden Günümüze Kozmoloji, İmge Kitabevi, Ankara
(2001), s. 110.
436 Hugh Ross, The Fingerprint of God, Whitaker House, New Kensington (1989),
s. 95-96.
437 Ralph A. Alpher, Robert Herman, Genesis of The Big Bang, s. 18-19.
438 David Filkin, Stephen Hawking’in Evreni, çev: Mehmet Harmancı, Aksoy Ya-
yıncılık, İstanbul (1998), s. 100.
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
213
daşları, Big Bang’in başlangıcındaki yüksek ışımalı çok sıcak
ortamın kalıntısının bugün bile evrende olması gerektiğini
matematiksel hesaplar çerçevesinde ileri sürdüler.
439
1965 yı-
lında Arno Penzias ve Robert Wilson, Gamow ve arkadaşla-
rının, Big Bang Teorisi’nin evren modeline dayanarak öngör-
düğü ‘kozmik fon radyasyonu’nu (aranan fosili) bulup Nobel
Ödülü’nü aldılar. Bu keşfi bazı ünlü fizikçiler, modern koz-
molojinin doğumu olarak kabul ettiler.
440
1989 yılında uzaya
fırlatılan COBE uydusundan 1992’de gelen veriler, kozmik fon
radyasyonunu ve bu radyasyonda gezegenlerin oluşması için
gerekli olan dalgalanmaları çok hassas bir şekilde gösterdi.
441
Stephen Hawking COBE’den gelen veriler için “Bu, yüzyı-
lın, hatta belki de tüm zamanların en büyük buluşudur” yo-
rumunu yaptı.
442
Big Bang Teorisi’ne dayanarak yapılan öngörüleri, daha
sonra gelişmiş cihazlarla yapılan gözlemsel kanıtların desteği
izledi. Bu teorinin bahsedilenöngörüleri bilim insanlarına bu
teoriyi yanlışlayabilmeleri için imkân tanıyordu. Fakat bulgu-
lar hep rakip teoriler yerine Big Bang Teorisi’ni destekledi. Bu
bulgular, milyarlarca yıl öncesindeki bir patlamayla başlayan
bir süreçle ilgili bir teorinin nasıl yanlışlanabilir öngörüler
ileri sürebileceğinin bir delilidir. Örneğin evrenin genişleme-
diği veya kozmik fon radyasyonunun mevcut olmadığı gös-
terilebilseydi teori yanlışlanabilirdi. Üstelik bu yanlışlamaya
açık öngörüler sürekli sürdü. Big Bang Teorisi, evrenin sı-
caklığının ve yoğunluğunun genişlemeye bağlı olarak düştü-
ğünü söyler. Buna göre evrenin geçmişi daha yoğun ve daha
sıcaktır. Teleskopla gördüğümüz yıldızların birçoğunun ışığı
milyarlarca yıl önceden, yani evrenin geçmişinden gelir. 1994
439 Ralph A. Alpher, Robert Herman, Genesis of The Big Bang, s. 76-81.
440 Ralph A. Alpher, Robert Herman, Genesis of The Big Bang, s. 107.
441 Hugh Ross, The Creator and The Cosmos, Naupress, Colorado (1993), s. 36-37.
442 David Filkin, Stephen Hawking’in Evreni, s. 248.
Dostları ilə paylaş: |