Prof. Dr.
Hayati DEVELI
(İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Dekanı)
Sayın Üsküdar Belediye Başkanım, kıymetli bilim adamları, değerli misa-
firler
Hepiniz hoş geldiniz, bu toplantıya şeref verdiniz. Hoca Ahmet Yesevî Türk
Dünyasının kurucu bir ismidir. Bugün kendimizi anlamlandırmada, konum-
landırmada yaptığımız bütün tanımlamalar, neticede bu Türkistan velisine
uzanır. Oradan kaynaklanan ateş hem Orta Asya’yı hem Anadolu’yu hem de
bütün Balkanları aydınlatmış ve bu ışığı her tarafa yaymıştır. UNESCO’nun
bu yılı “Hoca Ahmet Yılı” ilan etmesi vesilesiyle birçok toplantılar yapıldı.
Bugün bu toplantıyı düzenleyen Istanbul Türk Ocağı, Istanbul Üniversitesi,
Abay Üniversitesi ve bu toplantıya destek veren kurumların vesilesiyle Hoca
Ahmet Yesevî’nin eserini, Türklüğe ve insanlığa yaptığı katkıyı hem edebiyat,
hem tarih hem kültür tarihi, hem dinler tarihi açısından irdelemek, yeninden
öğrenmek onu üretip bugünün hayatına ve bugünün insanlılığının sorunla-
rına çözüm olma yolunda bir çare olarak katma gibi bir amacımız var. Sizin
değerli katkılarınızla, sunacağınız bildirilerle ve tartışmalardaki katkılarınızla
bu amaca ulaşacağımızı ümit ediyorum. Değerli katkılarınız, teşriflerinizden
dolayı gönülden teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum efendim.
Dr.
Cezmi BAYRAM
(Türk Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı)
Hayırlı sabahlar değerli dostlar,
Protokolümüzde çok önemli zevatlar var, kaymakamımız var, belediye
başkanımız var, Türk Akademisi temsilcisi var, Abay Üniversitesinin rektör
yardımcısı ve temsilcileri var, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin
muhterem Dekanı, Türkiyat Enstitüsü’nün müdürü var. Fakatdaha da önem-
lisi salonumuzda gençlerimiz var. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Bu sene UNESCO tarafında Ahmet Yesevî yılı ilan edildi. Bu bilgiyi alınca
hemen Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin o zaman Dekanlığı göre-
vini ifa eden muhterem Prof. Dr. Mustafa Özkan Hocamızın kapısını çaldım.
Aynı zamanda Türkiyat Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Fikret Turan Bey’i ziyaret
ettim. Biz bu yıl, AhmetYesevî hakkında büyük bir faaliyet yapmaya niyetli-
yiz ama bunun ilmi hazırlığının sizin uhdenizde olması lazım, sizin sorum-
luluğunuzda olması lazım dedim. Bu hocalarımız hiç tereddüt göstermeden
hemen işe koyuldular. Güzel birçalıoşma grubu teşekkül ettirdiler. Ve o genç
arkadaşlar ciddi çalışmalar yaptılar, iyi emekler verdiler, hepsinin emeğinden
Allah razı olsun, kendilerine teşekkür ediyorum. Ve bu toplantının ilmi tara-
fının ortaya çıkmasını sağladılar. Hatta Türkiye ve dünya çapında çok büyük
alakanın ortaya çıkmasına vesile oldular.
Iki yüz doksanın üzerinde tebliğ müracaatı oldu. Ilim heyetimiz bunlar
arasından belli bir seçme yaptı. Sonra da bu seçilenlerden belki de ilk defa bu
tip sempozyumlarda ya da en azından bizim yaptıklarımız içinde, ilk defa bir
hususu uygulamaya koyduk. Dedik ki sempozyumdan bir ay evvel metinle-
rin tamamını istiyoruz. Işte bizim ilk elemede yüz elli civarında tebliğ kabul
14
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
edilmişti. Orada da yüz otuz civarındaki dostumuz ilim insanı, fikir adamı
arkadaşımız tebliğ metinlerini gönderdiler. Bu şartı ilk telâffuz ettğimizde,
üniversitedeki ilgililerden de, Ocak yönetiminde arkadaşlarımız da tepki al-
dık. Hocam yirmi kişi gönderirse dua edin, dediler. Ama yüz otuz hocamız
gönderdi. Onlara da çok teşekkür ediyorum, çünkü onların bu iştiraki, bu
ciddi alâkası olmasa bu toplantı ortaya çıkmazdı. Tabi bunlar ortaya çıktıktan
sonra bunun bir de ete kemiğe bürünmesi lazımdı. Yani şu salona gelmesi
lazımdı. Bizim, Türk Ocağı Derneği olarak elbette büyük imkânlarımız yok
ama iyi bir çevremiz var.
Üsküdar Belediyemizin Muhterem Başkanının kapısını çaldık ve dedik ki
biz böyle bir faaliyet yapacağız. Müşterek hareket ettğimiz kurumlar da şun-
lardır. Burada Sayın Başkan, sizin desteğinize ihtiyacımız var, şu hususların
gerçekleştirimesini sizden talep ediyoruz. Başkan listeyi önüne aldı, şunları
yaparım ama şunu yapamam dedi. Teşekkür ettim çünkü benim bu tip top-
lantılarda en çok sevdiğim kelimelerden birisi “yapamam” kelimesidir. In-
sanı ümitlendirmiyor. O yapamam dediği kısımlar için de Türkiye’nin ciddi
kurumlarından Turkcell’in kapısını çaldık ki, ilk defa Turkcell’in müracaat et-
mekteydik.. Derhal, peki onu da biz karşılarız, dediler. Ve bu desteklerle bu
toplantı vücut buldu, hayat buldu. Ben bütün bu destek verenlere teşekkür
ediyorum. Ama burada da bitmiyor. Işte işin birde hamallık kısmı var. Ha-
mallık kısmının bir kısmını tertip sekretaryası gerçekleştirmişti. Bir kısmını
da bizim Türk Ocağı’nın gençleri, mensupları üstlendiler, işte bugüne geldik.
Elbette bu kadar kalabalık toplantılarda kabul etmek lazım ki herkesi tam
memnun etmek mümkün değildir. Bazı dostlarımızın ufak tefek şikâyetleri
olmuştur, olabilmektedir. Onların da artık bizi hoş görmelerini rica ediyoruz.
Bu tip toplantıların tabiatından olduğunu da tecrübeleri ile bildiklerini düşü-
nüyorum.
Şimdi, Hoca Ahmed Yesevî’yi sadece bir tasavvuf erbabı olarak görmemek
lazım. Hoca Ahmet Yesevî milletimizin teşekkül ve tekevvününde önemli
yeri olan bir şahsiyettir. Milletimizin Islâm öncesi vasıflarının Islami bir şekil
almasında önemli rehberliği olmuştur. Yani bizim cesaretimiz, savaş kabili-
yetimiz bunun üflediği, ruhumuza üflediği şeyle artık gaza duygusu haline
gelmiştir. Sıradan bir fetih yerine artık gaza fethi haline gelmiştir. Işte onun
milletimizin ruhunda meydana getirdiği bu halle Türkistan’dan Avrupa orta-
larına kadar milletimiz çok rahat ilerlemiştir. Istanbul’un fethinde söylenen