122
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Allah dedi: “Konuk olup geldin bana;
Ne kadar olsa, hâcetini söyle bana;
Eyleyip hoşnudhâcetini vereyim sana...”
Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar
Rasûl dedi: “Dilediğim asi ümmet;
Belağattan kırk yaşını kıl rahmet;
Ey Allah’ım, Sen’den rahmet, benden şefkat...”
Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar
Dilediğini kabul eyledim, ya HakkRasûl;
Senin söylediğini kabul eyledim, olma melül;
Çok çok dile, hâcetinieyleyim kabul...”
Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar
(…)
Allah dedi: “Hacetini söyledin bana;
Hoşnud ol şimdi benden ya Mustafa;
Ben razıyım sen de benden ol razı...”
Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar
(…)
Hikmet eyledi Mirâc sözünü Kul Hoca Ahmed
Şükür Allah, Mustafa’ya eytedievlâd
Arslan Baba’m hurma verip eyledi sevinçli
Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar
63
Garip, fakir, yetimleri Rasûl sordu
O gece Mirac’a çıkıp Hakk cemalini gördü
64
Yesevî’nin Hz. Peygamber’le Diyalogları
Yesevî’nin Hz. Peygamberle olan yakınlığı öyle bir dereceye ulaşmıştır ki,
Hz. Peygamber ona ‘oğlum’ veya ‘evladım’ ‘Gözümün nuru evlad’ diye hita-
bında bile bulunmuştur. Ilgili beyitler şöyledir:
63
Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, s. 194-197, (Hikmet, 80)
64
Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, s. 63, (Hikmet, 1)
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
123
Hak Mustafa “oğul” dedi bilin mutlak
O sebepten altmış üçte girdim yere
“Evladım” deyip Hakk Mustafa eyledi kelam
Ondan sonra bütün ruhlar eyledi selâm
Rahmet denizi dolup taş, diye yetişti haber
O sebepten altmış üçte girdim yere.
65
Mirac gecesi “Gözümün nuru evlad” dedi
Elimi tutup “Ümmetimsin ümmet” dedi
“Sünnetimi sıkı tutasın gönüldaşım” dedi
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
“Kıyamette yol kaybedersen yola salayım
Muhammed deyip susamış olsan elini tutayım
Evladım deyip elini tutup cennete girdireyim...”
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
“Ey evlad benden sorsan hani ümmet,”
“Ümmet” dedi göğsüm dolarak hasret yarası
“Ümmet için çok çekiyorum Hak’dan külfet”
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
66
Yine Yesevî Hz. Peygamber’le manevî âlemde kurulan irtibat ve diyalogla-
ra da yer verir:
Şibli âşık ağlayıp dedi: ‘Ey Rasûl
Tâkatsizim, sema yapsam, ben de mel
űl...”
Rasûl dedi: “İnşaallah, eyleye kabul...”
Ruhsat dileyip raks ve sema yaptı dostlar.
Kul Hoca Ahmed, raks ve sema herkese yok
Taklit ile yapsa sema, gire cehenneme
Bu rivayet gizli idi, söylesem hepsini
Hakkı bulup raks ve sema yaptı dostlar.
67
65
Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, s. 66, (Hikmet, 2)
66
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 81, (Hikmet, 8)
67
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 211, (Hikmet, 88)
124
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Yesevî Divan-ı Hikmet adlı eserinde Hz. Peygamber’in pek çok ve isim ve
sıfatına yer vermiştir.
Hoca Ahmed Yesevî’nin Peygamber Tasavvurunun Değerlendirilmesi
Divân-ı Hikmet’te yer alan yukarıdaki bilgilerden Hoca Ahmed Yesevî’nin
Islam inanç esasları içerisinde yer alan peygamberlik (nübüvvet) kurumunun
varlığına inandığı, ona sevgisi ve bağlılığı olduğu anlaşılmaktadır. Hoca Ah-
med Yesevî’nin hikmetlerinde Hz. Muhammed, bazen kitabî bilgilere dayanı-
larak bazen de tarih dışına çıkıp halkın duygularına uygun bir hissiyatla, bir
melamî ve zâhid şekline büründürülerek sûfilerin Hz. Peygamber tasavvuru-
na uygun olarak ele alınmıştır. Türklerin ve Yesevî’nin yaşadığı bölgeye hâkim
olan mistisizm düşünüldüğü zaman başka türlüsünü de düşünmek mümkün
görünmemektedir. Hatta bu noktada Yesevî’ye göre Hz. Peygamber, riyazetli,
siyasetli, selametli, şeriat yoluna inayetli, tarikata rehnuma, hakikate muk-
teda, ilmi ve ameli tarafları olan bir veli gibi algılanır. Hatta biraz daha ileri
gidilerek Peygamberlerin çektiği mihnet ve cefalarla velilerinki arasında nere-
deyse hiçbir fark görülmez. Yani Yesevî’de, Hz. Peygamber’in zahiri örneklik
ve misyonuna vurgu yanında mistik ve menkabevî bir peygamber tasavvuru
görülmektedir. Yesevî’nin bu anlayışının etkisi ve bu gelenek, Kara Davud’un
yazdığı Delâilu’l-Hayrât Şerhi örneğinde olduğu gibi Osmanlı ikliminde de
sürdüğünü göstermektedir. Bu menkabevî Peygamber portresinin şefaat ve
mucizeden bağımsız olması düşünülemez.
68
Menkabevî Peygamber tasavvurunun en dikkat çekici tarafı Hz. Peygam-
ber’in nübüvvet zincirini oluşturan diğer peygamberlerden üstün olduğuna
yapılan vurgudur. Çünkü Hz. Musa’ya nasip olmayan Allah’ı görme olayı, Hz.
Peygamber’e nasip olmuştur. Hz. Ibrahim halka imam yapılırken, Hz. Mu-
hammed Mirac’da, Beytu’l-Makdis’te bütün peygamberlere ve yedi kat gökle-
rin meleklerine imam olmuştur. Nemrut’un ateşi Hz. Ibrahim için soğutulur-
ken, cehennem ateşi Hz. Peygamber için soğutulmuştur. Hz Musa’nın kavmi
ayakları ıslanmadan Kızıldeniz’i geçerken Hz. Muhammed’in ümmeti cehen-
nemin üzerindeki sırat köprüsünden ayakları değmeden geçecektir. Hz. Isâ
68
Fatih M. Şeker, İslamlaşma Sürecinde Türklerin İslam Tasavvuru, Diyanet Vakfı yay. Ankara 2010,
s. 448.
Dostları ilə paylaş: |