MİTOLOJİK İMAJLAR VE ESKİ İNANIŞLARLA
BAĞLI TASAVVURLAR
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
aramıştır. (Seyidov M., 1983:118) Ordubad ahalisinin düşüncesine göre
ölmezlik veren suyun ve ağacın eyesi – koruyucusu var. Bu kelimeyi Arif
Acalov böyle şerh ediyor: “ Eye (bazı Türk dillerinde “e ezi”, “ iyase”) –
belirli doğal yerleri koruyan ve onların belirtisi olan mitoloji varlıklar
(tanrıçılar), veya hami ruhlar. Bu inanışın ortaya çıkması daha eskilerde
tanrıçılık, sonralar ise şamançılık görüşleriyle bağlıdır” (Azerbaycan
Mitoloji Metinleri, 1988:181). Suyun, ağacın ve insanın yaşayışını temin
eden başka nesnelerin hami ruhlar - eyeler tarafından korunması Ordubad
ahalisinin düşüncesinin ürünüdür: “Su eyelidi. Suya giderken selam vermek
gerek. Yoksa su eyesi senden inciyerek zarar vurur”, “M eyva getiren ağacı
kesmek günahdı. Ağacı kestiğinde ağaç eyesi insana zarar verir”, “H er bir
evin eyesi var. Ev eyesi göze gözükmez. Bu nedenle eve girdikte gerek evin
eyesine selam veresin. Yoksa, sene de, eve de zarar gelir” (Azerbaycan
Folkloru Antolojisi, 1994:46). Her yerin koruyucusu, sahibi olduğuna
inanan Ordubadlı birisi kötü güçlerden uzak olmak için kendi hamisine
inanmayı tavsiye ediyor: “ Yerüzünde bir karış yer eyesiz değil. Her şeyin
kendi eyesi var. Suyun da, evin de, beğin de, dağ-derenin de, gözümüzle
gördüğümüz her şeyin eyesi var. Bu eyeler insana gözükmez. Gerek bunlara
selam veresin. Ancak eyeler çok yardımseverdi. Eyeler bunların yanına
gelende selam versen, gittiğinde “s elamet kal” söylesen, bir şeylerini
aldığında izin istesen, sen hoşuna gideceksin, her zaman sene yardım
edecek. Mesela, dediklerimi yapsan, ev eyesi evini abad edecek, her zaman
evinde mutluluk olacak. Yol eyesi yolunu uğurlu etsin, bağ eyesi mehsulunu
bol edecek, seni zengin edecek” (Azerbaycan folkloru antolojisi, 1994:47).
Ordubad ahalisinin düşüncesine göre, eyeler insanların sağlamlığının, evinin
bereketinin koruyucusu, ailenin mitik sahibidir. Ona iman getirdikde,
saygıyla yaklaştıkta ailenin mutluluğu bozulmaz. Aksine, eğer ona kimse
saygısızca yaklaşarsa, kötü güçler aileye mutsuzluk getirir. Folklorbilimci
C.Beydili eyeleri koruyucu ruh adlandırır. Ona göre, eyeler belli doğal
yerleri koruyur. Onlara karşı saygıyla davranıldığı zaman yaratılışları
itibarile iyimser olduklarından hayır getirir, saygısızlık gördükleri zamanda
da zarar verirler” (Beydili C., 2003:130).
Eski dini görüşlerde ruhların olağan dışı gücüne inam özel önem arz
etmektedir. Böyle ruhlar şeytanlar, cinler, gulyabanı ve hal anası gibi iyi ve
kötü ruhlara bölünürdü. Cinler halkın mitik görüşünde onlara zarar vuran
şeytana benzetilirdi. Ona göre de sıcak suyu yere ve ateşe dökmek, cinler
için elbise olarak bilinen soğan ve sarımsağın kabığını yakmak olmazdı
(Azerbaycan etnoqrafiyası, 2007:406). Arazide bununla bağlı bir inam da
yaşamaktadır ki, soğanın ve sarımsağın kabuğu yere atılmaz. Eğer ayak altta
kalarak tapdanırsa, o yerde ortalık karışacak, kavga çıkacak.
Hal anası Ordubad mitoloji dünyasında en geniş yayılan mitoloji
varlıklardandır. Burada bu varlık “Hal nenesi” adı ile de tanınır. Hal nenesi
ile bağlı metinlere ahalinin mitoloji görüşlerinin öğrenilmesine imkan verir.
Bu metinlere baktığımızda belli olur ki, ahali onun – Hal nenesinin özellikle
Sayfa 42 / 847
Ayten Cafer kızı CAFEROVA
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
kadınlar (özellikle de hamile ve lohusa kadınlar) için korkulu olmasına
inanır. Mitik düşünceye göre, Hal nenesi lohusa kadınların ciğerini çıkarır,
suda yıkıyor ve kanını içiyor. Bir metine bakalım: “B ir kişinin arvadı doğum
yapmış. Bu da lohusa kadını evde tek koyarak oduna gitmiş. Bir de görmüş
ki, taşın dibinde Hal oturmuş yavrularını da toplamış başına diyor:
Gedirem size et getirem,
Yağlı ciyar bert getirem.
Siz durun burda.
Adam bunu duyar. Ordan gelir durur kapıda, şişi alır eline. Hal gelende
sokuyor karnına” (El sözü, yurd yaddaşı, 2010:40).
Hal anası – Hal nenesi ahalinin görüşünde bazen güzel giyimli, bakımlı,
bazen da büyük, yaşlı bir kadın görkemlerinde canlanır. Ordubad`da büyük
yapılı kadına kinayeli şekilde derler: “ Sanki hal nenesidir”. Aşağıdaki
metinde anlatıcı 65 yaşlı Nise Aliyeva onun oldukça çirkin kadın
görkeminde olduğunu söyledi. Anlatıcının hafızasında koruyup sakladığı
metine bakalım: “Orduba d`da bir ayilede çok eski zamanlarda evin yaşlı
ninesi görüyor ki, iri, çirkin görünüşlü bir arvat geldi evi dolandı dolandı,
dayandı. Nine soruşur ki, sen kimsin, ay bacı. Dedi ki, ben hal ninesiyim,
bana yemek. Karı getirir buna yemek-içmek veriyor. Diyor, eviniz her
zaman misafirli, çöplü olsun, evinizden misafir eskik olmasın. Bunu deyip
bir dakikada kayboldu. Der ki, henüz o evden misafir eskik olmaz, gelip
giden çok olduğu için ev her zaman çöplü olar” (Şexsi arxivimizdem, 20...,
seh.). Hal ninesi doğuş zamanı kadınlara zarar vurmaya çalışan mitik
kahramandır. Halın vurduğu zararı arazide “ hal basması” da adlandırırlar.
Yukarıda kaydettiğimiz gibi, o, genellikle, güzel elbisede çay, çeşme
kenarında durur. Elini yıkamaya geler lohusa kadından su ister. Kadın ona su
bardağını uzatırken Hal kendi “k ılıcını” çeker, lohusanı öldürür. Ciğerini
çıkarıp suya çekip yer.
Arazide Halın vurduğu zarardan korunmak için değişik ayinler de icra
olunur. Yenice çocuk dünyaya getiren kadının yattığı yatağın kenarından hat
çekilir. Bunu yapan erkek olmalıdır. Ona sordukta, napıyorsun. O, cevabında
der: “ Lohusaya oda yapıyorum ki, ona zarar vuran olmasın”. Bu yolla
lohusayı Halın zararından koruduklarına inanırlar. Bu ayine Azerbaycan`ın
diğer bölgelerinin folklor örnekleri arasında da rastlamak mümkündür. Aynı
zamanda, Dereleyez folklor örnekleri arasında da bu törenden bahsedilir:
“Lohusa kadınlar doğarken onu koruyorlar. Başında nöbet çekenler ellerinde
kılıç, balta dururlar. Doğan kadının etrafına hat cekirler. Onu Haldan
koruyurdular” (2,33). Ordubad`da böyle bir inam da var ki, “k ırkı çıkana
kadar lohusayı yalnız bırakmazlar. Yoksa Hal nenesi onun ciğerini
çıkartarak yavrularına getirecek” (Şahsi arşivimizdem, 20..., seh.).
“Biz den yeyler” adlı kahramanı ahali cin de adlandırır. Folklorbilimci
Arif Acalov bu adı “ bizden yahşılar” diye yorumlamaktadır ve kayd ediyor
ki, cinlere niçin “b izden yeyler” denmesi derlenen metinlerden
anlaşılmamaktadır. Anlatılardan da kesin bir bilgi alamıyoruz (Azerbaycan
Sayfa 43 / 847