72
b. Mahalleler
Evliya kaleden varoşa çıkıldığında kalenin kıble tarafı, güneyi keşişleme
rüzgar tarafına yerleşmiş bağlı bahçeli, akar sulu, sağlam büyük binalardan oluşan
mükemmel mahsullerle donatılmış bir şehir olarak Kuşadası’nı tarif etmektedir.
Burasının tamamı dokuz mahalle ve dokuz mihraptan oluştuğunu gezginimiz
belirtir.
379
c. Dini ve Sivil Yapılar
Evliya Kuşadası’nın dokuz mihrap olduğunu belirtir. Onun söylediğine göre
bunlardan dördü cami diğerleri ise mescittir.
Kapudan Paşa Camii: Evliya bu cami cemaatinin oldukça çok olduğunu
söyler ve burayı kargir minareli, büyük kubbesi kurşun ile kaplanmış
mamur bir cami
olarak tanımlar. Hareminin dört tarafının medrese hücreleri ile çevrelendiğini de
ekler.
380
Kuşadası’nın en abidevi yapılarından olan bu camii, Öküz Mehmet Paşa
tarafından yaptırılmıştır. Plan ve yapı biçimi bakımından Aydın ve çevresindeki
camilere benzer son cemaat yeri ise 1830’da yapılan onarımdan sonra eklenmiştir.
381
Hanımiyye Camii: “
Kale varoş kapısında büyük yol üzerinde Hanımiyye
Camii yer alır diğer camilerden daha güzeldir. Kapısı üzerinde bulunan kitabe
şöyledir”:
Hz. Hacı Hadice Hanım-ı âli nüvaz
Ma’bedü’l-ibade bünyâd eyleyip câ-yi me’az
Hasbeten lilâh yapdı Barek’allah zadiya
Ârifane oku tarih pak kılup beş vakt namaz
Sene 1068
382
Hanım Camii olarak bilinen bu yapı kesme taştan kare planlı olarak inşa
edilmiştir. Üzeri bir kubbe ile örtülü caminin her iki yüzünde iki kat halinde
379
Seyahatname, s.77
380
Seyahatname, s.77
381
Yurt Ansiklopedisi, “Aydın”, s.1082
382
Seyahatname, s.77
73
pencereler vardır. Caminin içi, mihrabı ve minberi oldukça sadedir.
Son cemaat yeri
ise sonradan eklenmiştir.
383
Kadı Camii: Evliya bu camiinin kargir minareli ve süslü bir camii olduğunu
belirtir. İbrahim Ağa Camii olarak ta bilinen bu yapının tam olarak ne zaman
yapıldığı belli değildir. Kare planlı olup düz ahşap tavanlıdır. Minberi sade fakat
oldukça gösterişlidir. Altıgen taş kaideli minaresi tek şerefelidir.
384
Seyyahımıza göre bu dört camii dışında kalanlar ise mescittir. Aşağı kale
önünde kırmızı kiremitli hanlar bulunduğunu, burada
bulunan birkaç çeşmenin
suyunun ise Ayasluk yolundaki kemerlerden getirildiğini Evliya söyler, nitekim su
şehre yakın yerlerde yollar yapılarak buraya getirilmiştir. Şehrin suyu ise Evliya
Çelebi’nin söylediğine göre oldukça lezzetlidir.
385
Evliya’nın Kuşadası’nda belirttiği diğer bir yapıda Liman içerisinde bulunan
küçük bir ada üzerindeki Kale’dir. Ayrıca bu adaya birkaç yüz bin kuş gelip
kondukları için buraya Kuşadası dendiğini seyyahımız söyler. Burada
ki Kale bir
yalçın kaya üzerinde yuvarlak görünüşlü küçük bir kale olmasına rağmen limanın
dört bir yanına hâkim ileri bir kaledir. Tamamı yüz adımdır, dizdarı, kırk askeri, on
pare balyemez topu bulunur. Her gece diğer kaleden buraya on adet tüfek kuşanmış
askerin takviye olarak gönderildiğini Evliya bize iletmektedir.
386
Güvercin Adası üzerinde bulunan bu kale şehrin savunulması amacıyla ileri
bir karakol olarak yapılmıştır. 2,5 m yüksekliğindeki surlar adayı çepeçevre sarar.
Surlar üzerinde yer yer top ve tüfek delikleri açılmıştır. Kalenin şehre bakan yönünde
biri silindirik diğeri altıgen iki kule arasında yuvarlak kemerli tek kapısı vardır.
Kalenin ortasında bulunan kare biçimindeki büyük kule aynı zamanda depo olarak
kullanılmıştır. Güney yönünde sivri kemerli sade bir kapı ile girilen kulenin
merdivenle çıkılan ikinci katında, dört yana top ve tüfek delikleri açılmıştır.
Tamamen moloz taştan yapılmış olan kale sağlam durumdadır. Kuşadası İskelesi
383
Yurt Ansiklopedisi, “Aydın”, s.1083
384
Yurt Ansiklopedisi, “Aydın”, s.1082
385
Seyahatname, s.77
386
Seyahatname, s.77
74
yapılırken ada dalgakıran ve yol ile kıyıya bağlanmıştır. Bugün adanın bahçesi ve
kule gece kulübü olarak kullanılmaktadır.
387
Evliya Çelebi, Kuşadası’na ilişkin bu izlenimlerini aktardıktan
sonra vilayet
ayanından Bostancızadeler Mehmed Çelebi ve Mustafa Çelebi, Dizdar Ağa ve
Mütevelli İbrahim Çavuş, Çanakçızade ve Boşnak Hasan Beşe, Mustafa Bey, Emin
Ağa, Serdar Fazlı …… Beşe
388
ve diğer bütün dostlarla vedalaştıktan
sonra tüfek
kuşanmış yirmi adet asker ile Kuşadası’ndan kıble tarafına taşlık yollardan geçerek
Çömlekçi Karyesine ulaşmıştır.
389
V. Diğer Yerleşim Birimleri
Evliya Çelebi Aydın’dan sonra önce batı tarafına bir saat sonra kuzeye doğru
altı saat yolculuktan sonra Sire Yaylağına ulaşmıştır. Buradaki izlenimlerini şu
şekilde ifade eder. “
Buraya çıkıp yüklerimizi yıkıp çimenlik yerlere atlarımızı salıp,
yemekler yiyip sular içip sarhoş olduk. Burada önceki padişahların kasırları ve
evlerinin temelleri var. Beşer altışar ay burada kalırlarmış. Çiçeklerin kokusundan
insan hayat bulur. Buradan bakıldığında Tire sahrası bu tepenin kuzeyindedir. Tire
şehri hayal meyal görünür.”
390
“
Bu mahalden kuzey tarafa bir saat yokuş aşağı gidip soğuk sular içerek
Balpınarı Yaylağına ulaştık. Süleyman Han Rodos fethinden gelip burada
konaklamış, kırk gün zevk ve sefa etmiştir. Buradaki sudan içtiği zaman “Badellahu
Bal Bınarı” diye söylediğinde daha sonra Balpınarı adıyla şöhret bulmuştur.
391
Bu
mesire yerinde üç çeşme vardır. Onlardan biri Şekerpınarı, diğeri Aynu’l-hayat
pınarı, diğeri de Mürde Hayat pınarı diye adlandırılmıştır. Burada Süleyman Han
tarafından yaptırılan bir külliye bulunmaktadır.
392
Süleyman Han tarafından Tire
387
Yurt Ansiklopedisi, “Aydın”, s.1082-1083
388
Türk Aşiretlerinin bazılarında büyük evlat hakkında kullanılır bir tabirdir. Daha sonra bu unvan
paşa şekline bürünmüştür. Yeniçeriler hakkında da kullanılırdı. Pakalaın,
a.g.e, s.211
389
Seyahatname, s.77
390
Seyahatname, s.85
391
Seyahatname, s.84
392
Seyahatname, s.84