Kazan Tatar Mânilerinde Kadınların Talihsiz Kaderi
TAED
57* 1633
Kükéler de küké dip eyteséz,
Guguklar da guguk diyorsunuz,
Kükélerden moŋlı niler bar;
Guguktan kederli neler var;
Ata-anaların taşlap kite,
Anne babasını bırakıp gidiyor,
Kız baladan moŋlı kémner bar (1355)
Kız çocuğundan kederli kimler var.
Sandugaçnıŋ méskénkeynéŋ,
Bülbülün zavallının
Bulmıy anıŋ tehété;
Olmuyor ki tahtı;
Kız balanıŋ, biçaranıŋ,
Kız çocuğunun biçarenin
Bulmıy anıŋ bexété (1395)
Olmuyor ki bahtı.
Tal da yalgız, min de yalgız,
Söğüt yalnız, ben de yalnız
Söyelem tallarıma;
Yaslanırım söğüde;
Kız balanıŋ bar rexeté
Kız çocuğunun tüm rahatı
Ata-ana yannarında (1408)
Anne bana yanında.
Su buyındagı mileşné
Su boyundaki üveze
Bérev de eytmi balan dip;
Kimse demez balan (kartopu ağacı) diye;
Yat öylerge kilép töşkeç,
Yaban eve karışınca
Bérev de eytmi balam dip (1416)
Kimse demez “balam” diye.
Ak kayın üstére buyın
Ak kayın boy uzatıyor
Yeşél yafırak öçén;
Yeşil yapraklar için;
Kız bala üstére buyın
Kızlar boy uzatıyor
Kaygı-heséret öçén (1450)
Kaygı hasretler için.
Ayrıca, kadınların en içten çığlıklarını dile getiren mânilerde yaşanan yoğun duygularla
birlikte Tatar Türklerinin kültürel değerleriyle ilgili kayda değer birçok bilgi de verilmektedir.
Eskiden Bulgar Boyu Türkleri diye anılan Tatarlar, bütün Türk boyları arasında ilk olarak İslam
dinini kabul etmiş olduklarından dolayı halk edebiyatı ürünlerinde de dinle ilgili kültürel değer
ve unsurlara sık rastlarız. İncelediğimiz mânilerde de “Allah” ifadesi, “namaz”, “mescit”,
“minare”, “tespih” ve “dua” gibi İslami unsurlar sıkça dile alınmaktadırlar:
Éçémnen yalkınnar çıga
İçimden alevler çıkar
Uf alla, dip sulasam;
Allah’ım diye solusam;
Bu kaygını kürmes idém
Bu kederi görmez idim
Min kız bulıp tumasam (1423)
Ben kız olup doğmasam.
İrte namaz vakıtında
Sabah namaz vaktinde
Sayrar idém koş bulsam;
Öter idim kuş olsam;
Törlé hesret kürmes idém
Çeşitli dert görmez idim
Min bexétlé kız bulsam (1447).
Ben bahtlı bir kız olsam.
Sehrelerge meçét saldırgannar,
Sahralarda cami yaptırmışlar,
1634
* TAED
57
Çulpan ZARİPOVA ÇETİN
Manarası cevher, töbe taş;
Minaresi gevher, dibi taş;
Tiŋsez yarga barıp can tınmagaç,
Denk olmayan yâre gidip can huzur bulamayınca,
Sagış-hesret küre gaziz baş (1362).
Keder hasret çeker aziz baş.
Ey hodayım, nige tudım,
Ah Huda’m, ne diye doğdum
Dönyalarga kız bulıp;
Bu dünyaya kız olup;
Elle agıp kitim miken
Akıp gitse idim keşke
İdéllerge boz bulıp (1439)
İdil nehrinde buz olup.
Ayrıca, en ilkel dönemlerin mirası olan beddualardan da söz edilir:
Etkey de kargagandır,
Babam da beddua etmiştir,
Enkey de kargagandır;
Annem de beddua etmiştir;
İké kargış bérge kilép,
İki beddua bir araya gelip,
Bextémné kaplagandır (1375)
Bahtımı örtmüştür.
Mâniler, toplumun yaşayışıyla şekil alır, bu yüzden mânilerde bölge adları, dağ, taş ve
akarsu adları da yer alır. Yani mâniler yerel özellikler gösterir, onlarda yerel motifler işlenir.
Örneğin, Kazan Tatarların yoğun yerleştiği coğrafik adlar -şehir ve nehirler de- mânilerin
dokusuna doğal bir şekilde örülerek, onların millî yüzünü belirlemiştir. Örneğin, mânilerde
sıkça “İdel” (İdil), “Agıydel” (Agıydil) nehirleri ve “Bolgar”, “Kazan”, “Taşkent” ve
“Astrahan” gibi şehirlerin adları anılmaktadır:
Ak İdélnéŋ ak suvında
Akidil’in ak suyunda
Ak bitémné yudım min;
Ak yüzümü yıkadım;
Üzém bılbıl, çeçém çılbır,
Kendim bülbül, saçım zincir,
Nik bexétséz buldım min?(1421)
Neden mutsuz oldum ben?
Bolgar digen zur kalanıŋ
Bulgar adlı büyük şehrin
Uramnarı
bigrek töz bulgan;
Caddeleri çok ta düz imiş;
Bexétlé kızlar bik küp tügél,
Bahtlı kızlar çok değildir,
Barmı iken méŋnen bér uŋgan? (1353)
Var mıdır binden biri mutlu olan?
Barganım yuk, kürgeném yuk
Gittiğim yok, gördüğüm yok
Kazan digen kalanı;
Kazan adlı o şehri;
Anası sularga atsın
Annesi sulara atsın
Tugaç ta kız balanı (1412)
Doğurunca kızını.
Taşként
digen taş kalaga
Taşkent adlı taş kente
Taşkümérler salalar;
Taş kömürler koyarlar;
Söygenéne kavışalmıyça
Sevdiğine kavuşamayınca
Sargaya kız balalar (1446)
Kız çocukları solarlar.