Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/73
tarix14.07.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#55525
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   73

Mustafa Altundağ 
 
78 
Bu söz gerçekten Hz. Ömer’e ait olsa bile, bununla cehennem azabının 
tamamen sona ereceğini kastettiğini söylemek ne kadar isâbetli olur? Acaba 
o bu sözüyle inkârcıları değil de, günahları sebebiyle cehennemlik olmuş 
ehl-i tevhidi kastetmiş olamaz mı? Çünkü cehennemlik olmuş müminlerin 
bir süre sonra şefaatle çıkacaklarına dair sahih hadsiler bulunmaktadır. Gerçi 
İbn Teymiye Hz. Ömer’in sözünde “ehl-i nâr” tabirinin geçtiğini, bununla da 
cehennemin asıl halkı olan inkârcıların anlaşıldığını söylemektedir. Fakat 
böyle bir değerlendirmeyi isabetli görmek oldukça zordur. Onun iddia ettiği 
gibi bazı hadislerde bu anlamda kullanılması bunun böyle olduğunu 
göstermediği gibi, bazı kaynaklarda inkâr üzere ölenler için “cehennemin 
asıl halkı olan cehennemlikler” (ehlü’n-nâr ellezîne hüm ehlühâ) tabiri 
kullanılmaktadır. 
Hz. Ömer’in ilgili sözüyle günahları sebebiyle cehennemlik olmuş 
muvahhidleri kastetmiş olması, çok uzak bir ihtimal değildir. Karşı tarafın 
yorumuyla kıyaslandığında, belki, çok daha isâbetlidir. Çünkü bazı kaynaklarda 
kaydedildiğine göre Hz. Ömer, ileride bir grubun çıkıp beş hususu inkâr 
edeceğini söylemiş, bu beş husus içerisinde “cezalarını çektikten sonra bir 
topluluğun cehennemden çıkacak olması”nı da saymıştır.
95
 Bu bilgiden 
anlaşıldığı kadarıyla Hz. Ömer, günahları yüzünden cehenneme girecek 
müminlerin sonunda oradan çıkacakları gerçeğini ileride reddedeceklerin 
türeyebileceği, bu hususta müminlerin dikkatli olmaları gerektiği uyarısını 
yapma ihtiyacı duymuştur. Nitekim çok geçmeden bazı gruplar Hz. Ömer’in bu 
endişesini haklı  çıkarmıştır. Âlimlerin çoğu da gerek Hz. Ömer’den gerekse 
diğer selef ulemasından gelen haberleri –sahih olduklarının farz edilmesi 
durumunda- günahkar müminlerle alakalı görmüşlerdir.
96
  
Hz. Ömer’in sözünde geçen “kum tepesindeki kumların sayasınca” 
ifadesi, sözün ehl-i tevhid hakkında söylenmiş olmasına mani değildir. 
Çünkü Hz. Ömer, âsî muvahhidlerin cehennemde o kadar kalacaklarını 
söylemiyor, o kadar kalacak olsalar bile gün gelip mutlaka çıkacaklardır 
                                                 
95
 bk. Abdürrezzâk b. Hemmâm el-Müsannef, VII, 330; XI, 412; İbn Kesîr, 
Nihâyetü’l-Bidâye ve’n-nihâye fi’l-fiten ve’l-melâhim (nşr. Muhammed Fehîm Ebû 
Ubeyh), Riyad 1968, I, 259. 
96
 Dönemin hadis, tefsir ve Şafiî fıkhı âlimlerinden Begavî bu kanaati dile 
getirenlerdendir (Me‘âlimü’t-tenzîl, IV, 202). 


Kur’an’da müşkil bir mesele: Cehennem azabının ebediliği 
 
79 
demek istiyor. Bu sözün inkârcılar hakkında söylenmiş olması asıl uzak bir 
ihtimaldir. Çünkü İbn Mes’ûd’un “Ateş halkına ‘Siz cehennemde dünyadaki 
tüm çakıl taşlarının sayısınca cehennemde kalacaksınız’ dense, onlar bundan 
ötürü mutlaka sevinirlerdi…” sözü nakledilir.
97
  
Sonra, son dönem Osmanlı âlimlerinden Mustafa Sabri Efendi Hz. 
Ömer’in konumuzla ilgili sözünü şu  şekilde anlamanın mümkün olduğunu 
söyler: “Şayet cehennem halkı bir kum tepesindeki kumların sayısınca uzun 
süre cehennemde kalacak olsalardı, günün birinde çıkarlardı. Çünkü kum 
yığınları da sonunda tükenir, fakat sonsuz olan cehennemin ömrü 
tükenmez.”
98
 Bu yorumun doğruluğunu  İbn Receb el-Hanbelî’nin (ö. 
795/1393) kendisi gibi Hanbelî olan İbn Ebüddünyâ’dan (ö. 281/894) naklen 
kaydettiği bir rivâyet de desteklemektedir. Rivâyete göre Hişâm b. Hassân 
şöyle bir haber anlatır: “Ömer b. Hattâb bir kum tepesinin yanından 
geçerken ağladı. ‘Ey müminlerin emîri sizi ağlatan şey nedir?’ diye soruldu. 
Şu cevabı verdi: ‘Cehennem halkını hatırladım.  Şayet onlar buradaki 
kumların sayısı kadar ateşte kalacak olsalardı, onların boyunlarını 
uzatacakları bir zaman dilimleri (azaptan kurtulma beklentileri) olurdu, fakat 
orası ebedî olarak kalış yeridir”. İbn Receb bu manada bir haberin ayrıca İbn 
Mes’ûd’dan merfû ve mevkûf olarak rivayet edildiğini belirtir.
99
  
b)  İbn Abbâs. En’âm (6/128) ve Hûd (11/107) âyetlerinin tefsiri 
münasebetiyle zikredilen rivâyete göre İbn Abbâs şöyle demiştir: “Bu âyet 
öyle bir âyettir ki, kulları hakkında Allah adına hüküm vermek, onları 
cennete veya cehenneme göndermek kimseye düşmez”.
100
 Endülüslü 
müfessir  İbn Atıyye, bu sözün İbn Abbâs’a nisbet edilmesinin doğru 
olmadığını belirtir.
101
  İbn Âşûr da rivâyetin sahih olması durumunda şu 
değerlendirmeyi yapar: Bu sözü İbn Abbâs, âlimlerin (sahâbenin) 
inkârcıların aslâ bağışlanmayacağına dair icmâından haberi yokken söylemiş 
olmalıdır.
102
  
                                                 
97
 San’ânî, Ref‘u’l-estâr, s. 5.  
98
 İlâhî Adâlet, s. 170. 
99
 İbn Receb el-Hanbeliet-Tahvif mine’n-nâr, s. 235. 
100
 Taberî, Câmi‘u’l-beyân  (Şâkir), XII, 118; İbn Atıyye,  el-Muharrerü’l-vecîz, II, 
346. 
101
 İbn Atıyye, II, 346. 
102
 İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, VIII, 72. 


Mustafa Altundağ 
 
80 
İbn Abbâs’a nisbet edilen sözün, aslında, azabın sonlu olup olmamasıyla bir 
alâkası yoktur. İbn Abbâs’ın söylemek istediği  şey  şudur: Biz Müslümanların 
ölen bir mümin için görünürdeki iyi haline bakarak “kesin cennetliktir”, âsî 
(büyük günah işlemiş) bir mümin için de “kesin cehennemliktir” hükmünü 
vermek doğru değildir. Hz. Peygamber de böyle bir yargıda bulunmayı doğru 
bulmamıştır. Çünkü kalplerin özünü ancak Allah bilir. Bizler ancak hüsn-ü 
zanda bulunabiliriz. İbn Abbâs’ın sözünü, azabı ebedî görmeyenlerin anladığı 
gibi “Müminlerin cennete, özellikle kâfirlerin cehenneme gireceklerine 
hükmedilemez” tarzında anlamak, Kur’an’ın açık beyânını reddetmek olur. 
Çünkü müminlerin cennete, kâfirlerin ise cehenneme girecekleri bizzat Cenâb-ı 
Hak tarafından açıklanmış, sahâbeden on kişinin cennetlik olduğu da Hz. 
Peygamber tarafından bildirilmiştir.
103
 İbn Abbas bu sözü, muhtemelen, büyük 
günah işleyip ölmüş bir müminin durumunu açıklamak üzere söylemiştir. 
Nitekim o, Hûd 106-107. âyetlerde şakî (bedbaht) diye anılan ve cehennemde 
kalışına istisna getirilen kimselerle, ehl-i kıbleden ehl-i kebâirin kastedildiği 
kanaatindedir. Ona göre günahları sebebiyle cehenneme girmiş olan müminlere, 
Allah dilediği bir süre azap eder, daha sonra onları  şefaatle oradan çıkarıp 
cennete dâhil eder.
104
 Hatta bir rivâyete göre İbn Abbâs Hûd 107 ve 108’deki 
“Rabbinin dilemesi müstesnâ” kaydını, Allah gerçekte şakîlerin cehennemde, 
saîdlerin ise cennette ebedî kalmalarını dilemiştir” sözleriyle açıklamıştır.
105
 
Görüldüğü gibi İbn Abbâs’ın, inkârcılar için azâbı sonlu görenlerle uzaktan 
yakından bir alâkası yoktur. Kaldı ki o, Bakara sûresinin 81. âyeti münasebetiyle 
kâfirlerin cehennemde ebedî kalacaklarını açıkça belirtmiştir.
106
 
c) İbn Mes’ûd.
 
Azâbı ebedî görmeyenlerin dayanaklarından biri de İbn 
Mes’ûd’a nisbet edilen “Cehennemin üzerine öyle bir zaman gelecek ki 
içinde kimse kalmadığı halde kapıları sağa sola çarpacak, bu durum onlar 
(cehennemlikler) orada çağlar boyu kaldıktan sonra gerçekleşecektir” veya 
bu manaya gelebilecek sözdür.
107
 
 
                                                 
103
 San’ânî, Ref‘u’l-estâr, s. 6. 
104
 Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 475-476. 
105
 Süyûtî, a.g.e., IV, 477. 
106
 bk. Taberî Câmi‘u’l-beyân (Şâkir), II, 286. 
107
 Taberî, Câmi‘u’l-beyân  (Şâkir), XV, 484; İbn Kayyim, Hâdi’l-ervâh, s. 347; 
Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 478. 


Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə