Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə34/73
tarix14.07.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#55525
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   73

Hidâyet ve bazi ihtida sebepleri
 
103 
var. Müslümanların bu makul inancına karşın Hıristiyanlıktaki teslis inancı 
ve Hz. İsa’nın tanrılaştırılması da bir çoğunu inancında şüpheye düşmeye ve 
bir arayış sonunda İslâm’ı bulmaya sevk etmiş. 
Kur’ân’ı dikkatle inceleyip onda Kitab-ı Mukaddes denilen Tevrat ve 
İncillerin aksine çelişkili ifadeler içermediğini görerek Müslüman olanlar 
var: “Kur’ân’ı elime alıp okumaya başladım.  İçinde çelişkilerle 
karşılaşacağımdan korkuyordum. (Sırf bu yüzden İncil ve Tevrat’a güvenim 
sarsılmıştı.)  İki gün boyunca Kur’ân okudum. Fakat, kilisede bize tanıtılan 
(çelişkilerle dolu!) Kur’ân’dan eser bulamadım.” (Dr. Vedî’ Ahmed, 
Mısır’lı, eski papaz yardımcısı). 
Kur’ân’da,  İlâhî bir nur ve lahutî bir azameti sezerek İslâm’ı seçenler 
var: “Tamamen değişmiş, yumuşak kalpli bambaşka bir insan olmuştum. 
Kur’ân’ı büyük bir saygıyla elime alıyordum. Sanki gözümü o güne kadar 
kapatan perde kalkmıştı, daha önce fark edemediğim gerçekleri tüm 
açıklığıyla görmeye başlamıştım. Kur’ân’ın satırları arasında Allah’ın 
nûrunun parıldadığını hissediyordum. Allah’ın Kitabını elimden bırakamıyor 
ve saatlerce okuyor okuyordum.” (İbrahim Halil Flupos, Mısır asıllı, 
Hıristiyan ilâhiyatı profesörü). 
İslâm’da, Allah ile kul arasına girilmediğini, herkesin bizzat dilek ve 
dualarını Allah’a arz edebildiğini, günahlarının affını ondan 
dileyebildiğini, arada bir ruhban sınıfı bulunmadığını görerek ihtida 
edenler de vardır.  İşte bir örnek: “Adet olarak, din adamı, haçı günah 
çıkartmak isteyenin yüzüne doğru kaldırır ve günahını bağışlar. Tam da 
bağışlamak için haçı kardıracağım sırada Kur’ân’ın o güzel ifadesi aklıma 
geldi: ‘De ki: Allah birdir.’ Nutkum tutuldu. Şiddetli bir ağlama aldı beni. 
Kendi kendime: ‘Bu bana günahlarını affetmem için gelmiş. Acaba o hesap 
ve ceza gününde benim günahlarımı kim affedecek?’ O anda tüm 
büyüklerden daha büyük bir Yüce Varlığın mevcudiyetini hissettim. O tek 
İlâh’tı. Ondan başka kulluk edilecek kimse yoktu. Hemen Piskopos’la 
görüşmeye gittim ve ‘Ben sıradan insanların günahlarını affediyorum da, 
benim günahlarımı kim affedecek?’ dedim. Beklemeden cevap verdi: ‘Papa!’ 
Yine sordum: ‘Peki, Papa’yı kim affedecek?’ Şöyle bir irkildi ve ayağa 
fırlayıp bağıra bağıra: ‘Sen delirmişsin. Rahip bile olsa seni bu göreve tayin 
eden de delidir! Kaç defa kendisine seni tayin etmemesini, aksi halde İslâmî 
görüşlerin ve bozuk fikirlerinle halkı ifsat edeceğini söyledik!’ dedi.” (İshak 


Doç. Dr. Abdulaziz Hatip
 
104 
Hilal Mesiha,  Mısırlı eski rahip, Afrika’da Misyonerlik Komitelerinin eski 
başkanı). 
Bazılarına göre, dinî bilgilerin sadece din adamlarının tekelinde 
değil, bu konuda ehil ve yetkili herkesten alınabilmesi de İslâm’ın ilginç 
ve gönül çelici bir özelliğidir: 
“Çok kitap okuyor ve dinleri mukayese ediyordum. Bu arada bazı 
Müslüman dostlar edinmiştim. Bendeki fikrî hareketin olumlu yönde 
gelişmesinde bu arkadaşların çok katkısı oldu. Müslümanlarda dinî bilgileri 
öğrenmenin belli sınıf veya grubun tekelinde olmadığını, Kur’ân ve Hadis’in 
erkek, kadın, çocuk ayrımı bulunmaksızın her Müslüman tarafından 
rahatlıkla ulaşılıp öğrenilebildiğini gördüm. Oysa, Kitab-ı Mukaddes’in bazı 
bölümlerini bir Hıristiyan 35 yaşına gelmeden okuyamaz.” (İzzet  İshak 
Muavvad, Mısırlı eski papaz). 
Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu kanıtlayan işaret ve 
delilleri Tevrat ve İncillerde görüp, İslâm’ın hak din olduğuna kanaat 
getirerek Müslüman olanlar var. 
İslâm’ı inceledikten sonra tüm problemlerin çözümünü onda 
görerek İslâm’ı seçenler var: “Hıristiyanlık dünyasının, bizzat kendilerin-
den kaynaklanan sayısız problemlerinin çözümünün o dinde değil, İslâm’da 
olduğuna inanıyorum. Hatta İslâm’da sadece Hıristiyanlık ve Hıristiyanların 
değil, yer yüzündeki tüm din ve mensuplarının problemlerinin çözümü 
bulunmaktadır.” (Kenneth L. Jenkins, Amerikalı eski papaz). 
Bazı arayışlardan sonra gördüğü rüyadan etkilenerek kesin karar 
verenler var.  İşte birinin bu konuda söyledikleri: “Bir gün uyku bastırdı. 
Elimdeki Kur’ân-ı Kerîm’i yakınımda bir yere koydum. Sabaha karşı odanın 
duvarından bir nur gördüm. O nur içinden yüzü ışıldayan bir adam belirdi, 
bana doğru yaklaştı ve Kur’ân’ı işaret etti. Onu selamlamak için elimi uzat-
tım, fakat birden kayboldu. O zaman içime doğdu ki, bu gelen zat Hz. Pey-
gamber’dir (ona salat ve selam olsun), Kur’ân’ın, aydınlık ve hidayet yolu 
olduğuna işaret ediyor.” (Dr. Vedî’ Ahmed, Mısır’lı Eski Papaz Yardımcısı). 
Bir başka örnek: 
“Rüyada Yüce Allah’tan bana hidâyet nuru geldi. Şöyle ki: Alemi 
etrafımda zifiri bir karanlık içinde görüyordum. Neredeyse göz gözü 
görmüyordu. İyice dikkat ettim, uzaktan karanlıkları dağıtan sevimli bir nur 
belirdi. Mübarek bir zat bana doğru geliyordu. Bembeyaz bir kıyafet 


Hidâyet ve bazi ihtida sebepleri
 
105 
içindeydi, başında beyaz bir sarık vardı ve hafif kıvırcık saçlıydı. Daha önce 
hiç görmediğim güzellik ve parlaklıkta gülümseyen bir çehresi vardı. Sıcak 
ve samimi bir ifadeyle ‘Kelime-i Şehadet’i tekrarla!’ diyordu. Ben o ana 
kadar ‘Kelime-i Şehadet’in ne olduğunu hiç duymamıştım. Ben de sürekli, 
‘Kelime-i  Şehadet nedir?’ diyordum. Bana, ‘Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve 
eşhedü enne Muhammeden Resûlullah de’ dedi. Ben de onunla birlikte üç 
defa tekrarladım. Sonra o nurlu zat birden kayboldu. Uyandığımda vücudum 
ter içinde kalmıştı. İlk karşılaştığım Müslümana sordum: ‘Kelime-i Şehâdet 
nedir?  İslâm’daki önemi nedir?’ Bana, ‘Kelime-i Şehâdet  İslâm’ın birinci 
temelidir. Bir insan inanarak onu söylemedikçe Müslüman olamaz’ dedi. 
Açıklamasını sordum. Bana anlattı. İyice düşündüm. Acaba rüyama giren zat 
kimdi?  Şekil ve şemaili halâ gözümün önündeydi. Müslüman dostuma 
anlatınca, heyecanla bağırdı: ‘Sen Hz. Peygamber (s.a)’i görmüşsün!’” 
(Rahmet Boirnomo, Hollanda asıllı Endonezyalı eski papaz). 
Yine, bu çalışmamız sonunda öğrendiğimiz kadarıyla, bu mühtediler 
üzerinde  İslâm davetçilerinin ve dünyanın çeşitli yerlerinde açılmış olan 
İslâm’a davet merkezlerinin de olumlu etkisi büyüktür. Buralarda İslâm’a 
gelebilecek itiraz ve sorulara cevaplar içeren kitap ve kitapçıklar, teyp ve 
video kasetleri ve CD’ler bulundurulmakta, müracaat edenler aydınlatılmak-
tadır. 
 Peki, bu mühtedilere göre insanları  İslâm’dan soğutan etkenler 
nelerdir? Buna karşı neler yapılmalı? 
İşte bir tespit: 
“Genel olarak insanları  İslâm’ı benimsemekten alıkoyan bazı faktörler 
var. Bunların başında,  İslâm hakkında daha önce edindikleri yanlış fikirler 
gelir. Birçok Müslümanın, söz ve davranışlarıyla İslâm hakkında zihinlerde 
meydana getirdikleri kötü imaj da önemli bir engel oluşturmaktadır. Bazı 
Müslümanların bilgisizce verdikleri fetvalar da olumsuz etki yapmaktadır. 
Son olarak, İslâm hakkında ileri sürülen asılsız  şüphe ve suçlamalar da 
insanların  İslâm’dan uzak durmalarına neden oluyor. İslâm’ın terör ve 
şiddeti teşvik ettiği, kadına kötü muameleye izin verdiği, kocanın hanımını 
sebepsiz yere boşayıp başka bir kadınla evlenmesine müsaade ettiği, kadının 
haklarını elinden aldığı, eve hapsedip özgürlüğünü kısıtladığı vs. şüpheler 
bunların sadece birkaçıdır. Hiç şüphesiz bu suçlamaların hepsi taraflı ve 
yanlıştır. Fakat ne yazık ki, bu konularda kitaplar yazılmakta ve gayr-i 


Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə