Gizli sırlar Öğretisi


MAYALAR’IN KUTSAL KİTABI: POPOL VUH



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/64
tarix29.05.2018
ölçüsü4,8 Kb.
#46588
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   64

MAYALAR’IN KUTSAL KİTABI: POPOL VUH
Popol  Vuh,  Orta  Amerika’da  yaşayan,  bugün  de  yaşamakta  olan  bir  halkın
öyküsüdür…  Kitap’ta  bölüm  yoktur.  Başlangıçtan  sonuna  kadar  sürekli
yazılmıştır. Bunun böyle olması, Mayalar’ın düşünüş tarzının bir özelliğinden
dolayıdır.  Küresel  bir  anlayışın  yani,  başı  ve  sonu  bir  gören,  alçaklık  -
yükseklik  gibi  ayrımların  ötesine  taşabilen  bir  düşüncenin  sonucu  olarak,
Popol  Vuh’un  baştan  sona  sürekli  bir  yazımla  ele  alındığını  görüyoruz.  Bu
düşünüş tarzı aynı zamanda “ikiliklerin birliği”ne doğru giden bir anlayışın da
ürünüydü.
“İkinin Bir Olması” diye ifade edilen bu köklü bilgi her ne kadar günümüzde
tamamen  unutulduysa  da,  inisiyatik  öğretilerin  en  önemli  ezoterik
sembollerinden  biriydi.  Bu  bilgiyi  en  açık  ifade  edenlerden  biri  de  İsa
peygamber olmuştur. Thomas, İsa peygamberin gerçek sözlerini kaleme aldığı
İncili’nde şunları yazmıştır:
İsa dedi:
İkiyi bir yapınca
İnsanoğlu olursunuz
ve eğer derseniz:
Uzaklaş ey dağ…
Dağ uzaklaşacaktır. (Thomas’ın İncili Kelam 106)


SIRLAR KİTABI
Popol  Vuh,  kutsal  kitaplar  arasında  dünya  üzerinde  en  az  incelenen
kitaplardan  biridir.  Araştırmacıların  dünya  üzerindeki  en  eski  dinlerden  biri
olduğunu söyledikleri Mayalar’ın dinsel bilgileri Popol Vuh’un içinde gizlidir.
Popol  Vuh,  birtakım  ilahların  isimlerini  sıraladıktan  sonra  şu  satırlarla
başlar:
Hayatın, canlı varlıkların, şerefli oğulların, aynı dili konuşanların, kalbi saf
olanların,  uygar  ve  ileri  görüşlü  kızlar  ve  oğulların  ana  ve  babası  Tzakol  ve
Bitol’ün  dediği  gibi,  gökyüzünün  açıları  aralanarak  ve  onda  olan  her  şey
ölçülerek,  ölçüleri  dört  köşeli  olarak  göğün  ve  yerin  ihtiva  ettiği  temel
noktalar tayin edilerek, yerdeki ve gökteki her şey yaratıldığı zaman, geçmişte
yazılmış kitabımızda, tarif ve anlatış muhteşemdir.
Popol Vuh’u özetle incelemeye devam edelim…
Hem  özetleyelim.  Hem  de  yeri  geldikçe  bazı  noktaları  açıklamaya
çalışalım…
İxquic’in,  biri  erkek  biri  kız  olmak  üzere  ikiz  çocukları  olur.  İkizlerin
babaları göğün yedinci katından inen Ahpular’dır. Birçok mitolojide işlenmiş
olan  gökyüzünden  gelenler  tarafından  hamile  kalınma  motifine  dikkatlerinizi
çekmek istiyorum. Bu konuyla ilgili yorumu ileriki sayfalara bırakarak devam
edelim…
İxquic’in  ikizlere  hamile  kalması  da  normal  yollarla  değil,  mucizevi  bir
şekilde  olmuştur.  İxquic  hamile  kalmış  ancak  hala  bakiredir.  Bu  temanın  da
bize hiç yabancı gelmediğini görüyorsunuz. Aynen İsa peygambere Meryem’in
hamile kalmasına benzer bir motif karşımıza dikiliyor.
İleride göreceğimiz gibi, Türk Mitolojisi’nde de gökyüzünden gelen bir ışık
huzmesiyle hamile kalan kadınlardan bahsedilir…
Popol  Vuh,  bu  şekilde  hamile  kalan  İxquic’in  çevredekiler  tarafından
yadırgandığını bize anlatıyor. Hatta büyük anası tarafından reddedildiğini…
Ormanda  dünyaya  gelen  ikizlerin  isimleri,  geleceğin  “uygarlık  getirici
kahramanları” olarak nitelendirilen Hunahpu ve İxbalamque’ydi.
Mayalar’a  göre,  insan  ve  toplumun  kusursuzluk  idealine  ancak  özveriler  ve
özel  inisiyatik  çalışmalarla  geçilebilir.  İnsanın  ulaşması  gereken  bu


mükemmelliyete  kavuşmadan  önce  katlanacağı  acıların  sembolik  anlatımı,
Popol Vuh’ta ikizlerin hareketli çocukluk dönemi ile ifade bulmuştur. İkizlerin
cocuklukları binbir tehlikeler ve düş kırıklıkları ile dolu bir ortamda geçer.
İkizleri  ormanda  doğdurduktan  sonra,  onları  anneleri  aile  ocağına  getirir.
Daha  eve  gelir  gelmez,  ikizlerin  ağlamasına  sinirlenen  büyük  anaları  onların
derhal  kapı  önüne  koyulmalarını  buyurur.  Bununla  da  kalmaz  onları  karınca
yuvasının  üzerine  koydurur.  Bu  onların  karşılaşacağı  ilk  zorluklar  yani  ilk
sınavlarıydı…  Orada  sakince  uyumayı  başaran  ikizlerin  bu  sefer  oradan
alınarak,  dikenli  bir  çalılığın  üzerine  konuldukları,  Popol  Vuh’ta  uzun  uzun
anlatılmaktadır.
Mayalar  için  karınca  işkencesi,  inisiyasyon  törenleri  sırasında,  inisiye
adaylarının, tıpkı ikizlerin çektikleri gibi tabi tutuldukları bir sınav çeşitidir.
İnisiyasyonda  geçilen  safhaları  sembolik  bir  dille  anlatan  Popol  Vuh  özetle
şöyle devam eder…
Hunahpu  ve  İxbalamque,  yoğun  bir  çalışma  ve  düş  kırıklıkları  içinde
büyürler.  Bilgelik  yolunda  ilerlerken  aynı  zaman  soylarının  nereden  geldiğini
de bilmekteydiler.


İKİZLER TANRISALLAŞIYOR
İkizler  gelecekteki  forksiyonlarını  ve  kökenlerinin  gökyüzünden  gelenlere
bağlı  olduklarını  biliyorlar  ve  tüm  zorluklara  büyük  bir  sabırla  katlanmaya
çalışıyorlardı.
Anneleri  ayrı  olmakla  beraber  yine  aynı  soydan  gelen,  Hun  Batz  ve  Hun
Chouen  isimli  iki  kardeşleri  daha  vardı.  Kusursuzluğa  erişme  başarısını  elde
edememiş  olan  Hun  Batz  ve  Hun  Chouen,  ikizlere  karşı  büyük  bir  kıskançlık
duymaya başlamışlardı. Onlara her türlü haksızlığı yapıyorlardı. Fakat tüm bu
haksızlıklara,  Hunahpu  ve  İxbalamque  sinirlenmiyor  kendi  duygularına  hakim
olmayı  başarabiliyorlardı.  Soylarını  ve  geleceklerini  bildikleri  için,
kendilerine  yapılan  haksızlıklara  sessizce  katlanıyorlardı.  Bu  tutumları,  Hun
Batz ve Hun Chouen’i iyice çılgına çeviriyordu…
“Uygarlık  Getirici  Kahramanlar”ın  belirlediği  Maya  karakterinin  temel
niteliği  olan  kendine  hakimiyetin  açık  bir  örneğini,  özetini  aktardığım  bu
‘mit’te  görmekteyiz.  Aslında  bu  mit,  inisiyasyonun  en  önemli  safhalarından
birini gayet manidar bir biçimde ortaya koyması bakımından da ayrı bir öneme
sahiptir.  Sizlere  daha  önce  aktarmış  olduğum  gibi,  kendisine  hakim  olmayı
başaramayan  bir  inisiye  adayının,  girmiş  olduğu  o  yolda  daha  fazla
ilerleyebilmesi mümkün değildi.
Dünyaca  tanınmış  büyük  inisiyelerden  biri  olan  Buda  konuyla  ilgili  şunları
söyler:
“Eğer  bazı  insanlar  savaşta  bin  kere  bin  kişiyi  yenerlerse  ve  bir  başkası
kendini yenerse, o, galiplerin en büyüğüdür.”
“İnsanların  arasında  ırmağı  geçip  hedefe  ulaşanı  azdır.  Büyük  çoğunluk
kıyıda bir aşağı bir yukarı koşuşur durur. Fakat yolculuğunu bitiren için ıstırap
yoktur.”
“Düşünceni  zevk  veren  şeylere  yöneltme  ki,  yandığın  zaman  bu  acıdır  diye
bağırmayasın.”
Görüldüğü gibi farklı kültürlerde anlatım üslupları farklı da olsa, anlatılmak
istenen gerçek hiç değişmiyor…
Maya  yerlileri,  ikizlerden  örnek  alarak;  yaşamlarındaki  zorlukları  ve
aksilikleri  sabırla  karşılamayı  kendilerine  ilke  edinmişlerdi.  Onlara  öyle
öğretilmişti. Onlar da öyle yaşamaya gayret ederlerdi.


Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə