Teokritus’un, Apollonius’un eserlerinde bunların geniş anlatımları mevcuttur.
Eski Roma’da maji çalışmaları M.Ö. 451 yılından itibaren yasaklandı.
Ancak majik çalışmalar gizliden gizliye sürdü. Zaman ilerledikçe majik
uygulamalar kara majiye doğru kaymaya başlamıştı.
Hristiyanlığın doğuşundan itibaren, 3-4 asır boyunca devam eden maji
çalışmaları gittikçe daha da yozlaştı. Majisyenlerin büyük bölümü kara
majiyle uğraşır oldu. Ak majiyle uğraşanların sayısı gittikçe azaldı. Tüm
Ortaçağ boyunca büyücüler ve kilise arasında büyük bir mücadele sürdü. 13.
yüzyıldan 18. yüzyıla dek binlerce kişi yakılarak idam edildi. Tabii bu
yakılanlar arasında ak majiyle uğraşanlar da nasibini aldı. Böylelikle kurular
arasında yaşlar da yandı. Yani karalar arasında aklar da bilinçsizce
katledildi…
Majik uygulamalar Müslümanlık’ta da yasak edildi. Zaten maji de o ilk
zamanki konumundan bir hayli uzaklaşmış, insanların egosal çıkarlarına alet
edilmeye başlanmıştı.
Günümüze yakın bir dönemde yapılan, ilginç bir maji töreninden örnek
vermek istiyorum:
Büyük okültistlerden Papüs, Çar II. Nikola’nın huzurunda büyük bir maji
ritüeli gerçekleştirmişti. Bu maji ritüelinde, Papüs Çar’ı ölen babasıyla
görüştürmüştü. 5-10 dakika süresiyle babasının mataryalize olmasına vasıtalık
etmişti. Yani ölen babası, yaşamındaki görünümüyle 10 dakikaya yakın bir
süre görünür bir hale gelmiş ve oradakilerle kısa bir konuşma yapmıştı. Bir
çok kişinin şahit olduğu bu olay dünya Parapsikoloji Literatörü’ne girmiş en
ilginç olaylardan biri olarak kabul edilir.
Bu olaydan sonra Paris’e geri dönen Papüs, kendisine sorulan soruları
cevaplarken, bu olayın arkasında parapsişik yeteneklerin kullanılmasının
önemli bir rolü olduğunu uzun uzun anlatmıştı. Böylelikle konu
Parapsikoloji’nin araştırma sahasına girmiş ve konuyla ilgili daha sonraları
yapılan araştırmalar, Parapsişik yeteneklerin eski devirlerde yapılan majik
çalışmalardaki önemini gözler önüne sermiştir.
Kısaca özetleyecek olursak, eski devirlerde sözü edilen büyüsel
çalışmalarda birinci derecede önemli olan şey düşüncenin konsantarasyonu ve
bu konsantrasyonla pisişik güçlerin de yardımıyla ayrıntılarına özellikle
girmediğim evrende mevcut bulunan bazı perinsip ve kanunları harekete
geçirmektir diyebiliriz.
Burada düşünce enerjisinin çok önemli bir fonksiyonu vardır. Siz
düşüncelerinizle karşınızdaki bir kişiye olumlu etkilerde bulunabileceğiniz
gibi, olumsuz etkilerde de bulunabilirsiniz. “Düşüncelerinizden de
sorumlusunuz” denmesinin bir diğer sebebi de işte budur. Dua, bir
konsantrasyon aracı olarak, sizin düşüncelerinizin belirli bir noktaya
kitlenmesine yönelik bir uygulamadır. Dolayısıyla duanın da kökeni, esasında
basit anlamda majik bir uyglamaya dayanır.
Konuyu daha fazla dağıtmadan Vedalar’a geri dönelim… Ancak majik
yöntemler burada da karşımıza çıkacak.
***
Sama ve Yajur Vedalar: Kurban ritüellerine ait bilgiler içerir. Bunlar da
temelde majik kökenlidir. Sama ve Yajur Veda’da anlatılan ibadetin nasıl
yapılacağı, ne yenip, ne içileceği, eşyaların nasıl tanzim edileceği, kurbanın
nasıl kesileceği, ritüellerde nasıl ateş yakılacağı ve bunlara benzer birçok
kural daha sonraları Tevrat’ta da yer almıştır. Tevrat ile Vedalar’da geçen
anlatımların benzerliği son derece ilginçtir. Tevrat’ta bu konularla ilgili
anlatılanların, çok daha önceleri Sama ve Yajur Vedalar’da da anlatılmış
olması Ezoterik bilgilerin birliğini gözler önüne sermesi bakımından da ayrı
bir öneme sahiptir.
BİR TÜRLÜ ÇÖZÜLEMEYEN TANRILAR
MESELESİ
Diğer eski toplumların kültürlerinde olduğu gibi, Vedalar’da da birçok ilahla
karşılaşırız. Bu ilahlar onların putperest olduklarını hiç bir zaman göstermez.
İlah demek yaradan demek değildir. Eski devirlerde yaşayan insanların
inançlarını ve kültürlerini tam anlamıyla anlamak istiyorsak başta bu meseleyi
açıklığa kavuşturma mecburiyetimiz vardır. Aksi takdirde bu kültürlere nüfuz
edebilmemiz imkansız bir hale gelecektir ki, günümüzde böyle bir sıkıntının
özellikle yurdumuzda yaşanmakta olduğunu söylemek istiyorum. Nedense bir
türlü bu konu açıklığa kavuşturulmamıştır.
İlahlar, tanrılar ya da tanrıoğulları olarak geçen ifadelerin hepsi kullanıldığı
yere göre değişik anlamlar ifade eder.
Bunları başlıca 3 grupta toplayabiliriz.
1- Bilgeleri ve Büyük İnisiyatörleri İfade Eder: Bunlar çoğunlukla
Atlantis’te yaşamış olan bilge rahiplerdir. Mitolojilerde ilahlar olarak ele
alınmıştır. Thoth ve Hermes bunlar içinde en çok bilinenleridir. Bu grupta ele
alınan ilahlar ve tanrılar aynı zamanda bazen inisiyasyondaki öğretmenleri
bazen de bu inisiyasyondan mezun olan öğrencileri de ifade eder.
2- Kozmik Yasaları İfade Eder: Evrende mevcut olan bazı yasaları ve
prensipleri ifade eder. Yunan Mitolojisi’nde geçen Zaman Tanrısı: Kronos,
Ateş Tanrısı: Hapehistos bu sınıfta ele alınan ve kozmik yasaları ve prensipleri
ifade eden sembollarden sadece bir kaç tanesidir.
3- Ruhsal İdare Mekanizması’nı Anlatır: Fizik dünyaların görüp ve
gözeticiliği fonksiyonunu belirli bir plan dahilinde yürüten ve ruhsal
potansiyalleri son derece gelişmiş yönetici varlıkların sembolik anlatımlarıdır.
Dinsel öğretilerde sözü edilen “Rab” ve “Baba” sözcükleri bu grupta
değerlendirilmesi gereken sembolleri içerir. Konunun bu yönü yüzyıllardır
büyük bir sır olarak saklanmıştır. Ancak konunun bu yönü tüm mitolojilerde ve
dinlerde kısmen açık bir şekilde insanlara anlatılmıştır. Araştırıldığında
herkesin karşısına çıkmaya hazır beklemektedir.
“Kutsal Ruh”, “Büyük Ruh”, “Baba”, “Rab”, “İndra”, “Zeus”, “Ruhül
Kudüs”, “Yehova”, “El İlah”, hep bu grupta geçen önemli sembollerdir.
Bunların hiç biri, Kadir-i Mutlak Yaradan anlamında kullanılan isimler
Dostları ilə paylaş: |