•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
67
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
.................................................
Ben Babarlık’tan bir garip kişi
Bire bin veren toprağın bir fakir kulu (Berk 1982: 88).
Tez açıktır: Ekonomik etkenlerin belirlediği toplumsal yapı, sınıfsal olarak
köylüleri ‘fakir kullar’ haline getirmiştir. Geniş halk kitleleri, sınıfsal olarak
ezen, sömüren sınıfın gücü karşısında yine çaresizdir ve yoksulluğa
mahkûmdur.
Berk, İstanbul/İstanbul Kitabı, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı kitapla-
rındaki şiirlerinde ekonomik faktörler ile toplumsal yapı arasındaki ilişkile-
ri yalnız sınıfsal olarak irdelemez. Toplumsal yapıdaki ekonomik değişim-
lerin (üretim tarzının değişimi, tarımda makineleşme, sanayileşme gibi)
yarattığı sonuçları -örneğin; göç olgusu- da ele alır ve dikkate sunar. Bu
yönüyle toplumsal yapıda, kent ve köy yaşamında ekonomiye bağlı olarak
ortaya çıkan olayların bütüncül bir fotoğrafını çekmeye çalışır ki bu da
Berk’in kenti, kırsalı, yani coğrafyayı mekânsal formlar olarak değil, sosyo-
lojik ve ekonomik formlar olarak gördüğünün bir başka göstergesidir.
Örneğin “Massey Harris” tarımda makineleşmenin, traktörün köylere
girişinin toplumsal yapıda ne tür sosyo-ekonomik sonuçlar doğurduğunun
bir hikâyesidir. Köylere traktörlerin girişi, tarımda makineleşmenin başla-
ması ve kırsal kesimde üretim tarzındaki değişim; toprağa bağlı, kol gücü-
ne dayanarak iş üreten kırsal yaşam insanını zorunlu olarak gurbetin yolla-
rına döker.
“Massey Harris” makinelerin milyonarca insanın hayatını köklerinden
sarsıp onları tavuksuz, köpeksiz, hayvansız, gökyüzüsüz, kaput bezsiz bıra-
karak gecekondulara sürüşünün doğru biçimde kavrandığı, duyarlı ve etki-
li bir anlatımla sunulduğu bir şiirdir (Nezir 1983: 120). Gelişen kapitaliz-
min yerinden ettiği insanların öyküsüdür (118):
Massey Harris gurbet demekti:
İnsanı üşüten bir gökyüzü, yavan bir su, kel bir dağ demekti.
Tavuksuzluk, köpeksizlik, hayvansızlık demekti,
Ve her şeyden önce de bu demekti.
Yani toprağı yok bilmek
Yani topraksız, köpeksiz yaşamak
Küçücük yüreğine anasının, karısının yüzünü koyup çıkmak demek
Çıkmak demek boynu bükük
Anası ölmüş gibi mahzun (Berk 1982: 84-87).
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
68
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Makineleşme, emeğe olan talebi azaltarak köylüyü işsiz bırakır ve köylüyü,
kente göçe zorlar (Özcan 2009: 192). Toprağı işleyen makine, insanı çırıl-
çıplak eder; Anadolu insanına göz yaşı, keder, ayrılık, umutsuzluk yükler.
Maddi imkânsızlığın doğurduğu bu manevi yoksulluk, Marksizmin üst
yapyı, alt yapı/ekonomi belirler anlayışının bir yansımasıdır (193).
“Kızılırmak”ta da toplumsal yapıda hüküm süren ekonomik koşulların
sonucu, göçtür. Orta Anadolu’nun yoksul insanı kendisi için kader olarak
belirlenen ekonomik çıkmazdan, yoksulluktan kurtulmak için göç eder.
Dolayısıyla yine toplumsal bir olayın (göçün) ekonomik boyutta nedensel-
lik çerçevesinde dikkate sunulduğu görülür:
7 Ekim 1951
Bir soğuk, bir karanlık, bir ıssız geceydi
Otuz kişiydik, ağzımızı bıçak açmıyordu
Seni gördük kamyonun penceresinden
Keyifli keyifli akıyordun
Hepimiz tutup cıgaralarımızı yaktık
Türkü söyledik (Berk 1982: 63).
Böylece şair, toplumsal sorunların ekonomik ilişkilerin, ekonomik etkenle-
rin belirleyici etkilerinden oluştuğunu ortaya koyar.
Türkiye Şarkısı’nda “Kilim”, “Kızılırmak”, “Çarık”, “Massey Harris” gibi
şiirlerde, nesneler/şeyler doğrudan doğruya ekonomik/politik düzeyde
konumlandırılır (Oktay 2002: 214). Nesneler/şeyler, ekonomik/politik
düzeyde emekçi sınıfın, yoksul köylülerin, geniş halk kitlelerinin sosyo-
ekonomik durumlarını, toplumsal yapıda özellikle ekonomik nedenlerle
ortaya çıkan olayları, olguları, sınıfsallaşmanın boyutlarını gözler önüne
sermenin bir aracı niteliğindedir. Öyküleyici anlatımın öne çıktığı “Bir
Dağın Kederi”, “Çarık” ve “Tohum”da nesneler/şeyler, konuşan-özne’dir.
Nesneler/şeyler, konuşan-özne olarak sınıfsal boyutta yoksul halk kitleleri-
nin yaşamına dair tespitleri aktarma işini gerçekleştirir. Bir taraftan da
konuşan-özne olarak şairin duygu ve düşüncelerini vermekte aracı olur. Bu
durumu somutlaştırması bakımından “Tohum”dan şu bölüme bakılabilir:
Görür gibi oluyorum şimdi
Bütün ev halkını
Yedi kişi aç susuz kaldılar da
Beni aş etmediler
Koca kışta kıyamette
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
69
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
Aklımda işte bütün konuşulanlar
Bir gün bir toprağımız olur da
Kıl çuvaldan kurtarıp beni
Toprağın sıcaklığına
Tutup koyuveririz dedikleri (Berk 1982: 64-65).
İlhan Berk, İstanbul’da/İstanbul Kitabı’nda İstanbul’un geniş halk kitleleri-
nin yaşamına dikkat kesilirken üzerinde durduğu temel faktör yine eko-
nomidir. Her şeyden önce İstanbul, çalışan insanların şehridir ve çalışan
insanların emeğinden, alın terinden mürekkeptir:
İstanbul mahzun avare çıplak
Bir ince gömlek arkasında
Çalışan insanların alın terinden
Çalışan insanların emeğinden (Berk 1994b: 43)
İstanbul’daki/ İstanbul Kitabı’ndaki şiirler, İlhan Berk’in sosyalist/popülist
ütopyasını dışlaştırmakta, bu yanıyla dikkat çekmektedir. İstan-
bul’un/ İstanbul Kitabı’nın öne sürdüğü, yazınla siyaset arasındaki sırat
köprüsü üstünde dengelenen sınıfsal boyut olmuştur. İstanbul ve Zongul-
dak yaşamı, Berk’e insanlara yığın gözüyle bakmamayı, sınıf kavramını,
toplum yapılarını, insan ilişkilerini öğretir (Oktay 1993: 385).
Berk İstanbul’da/ İstanbul Kitabı’nda bir toplumbilimci gibi hareket eder ve
geniş halk kitlelerini anlatırken toplumsal yapıyı sınıfsal boyutuyla irdeler.
Çalışan, alnının teriyle kazanç sağlayan, kapitalin, sanayileşmenin kenti
İstanbul’un yoksul insanlarını, proletaryayı sosyo-ekonomik şartların belir-
lediği bir sınıf olarak dikkate sunar:
Bu defa aç fakir İstanbul’u
Büyük surların dışından seyredeceğiz
Bir anda fakirler işsizler sökün edecek
Önünden yorgun düşünceli yüzleriyle geçecekler
Yeniden açılacak köprü dükkânlar fabrikalar
Yeniden katledilecek emeği
Fukara halkın
……………………………..
İşte 1944 sabahının insanları
Balıkçılar işçiler çocuklar
Çocukların kursakları ufacık
Elleri şiş
Dostları ilə paylaş: |