•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
76
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Güdümlü Şiir Yazmak
Toplumcu gerçekçi sanatçı etkindir, dünyayı yalnızca tanımak değil, değiş-
tirmek de ister. Bu durum, onun gerçeği ortaya koyuşuna ayırt edici bir
nitelik kazandırır. Toplumcu gerçekçiliğin kuramcılarından Lunaçarski,
toplumcu gerçekçi anlayışın etkin bir tavır sergilediğini şöyle dile getirir:
“Toplumcu gerçekçi yazar, hep amaca yönelir; kötüyü iyiden ayırır, büyük
isteğine omuz verenlerin (emekçilerin/proletaryanın) hareketini frenleyen-
leri kocaman objektifiyle ortaya koyar. Temel bir dönüşüm için yürütülen
kavgayla özden ilgilenir.” (1998: 84). İlhan Berk de toplumcu gerçekçi
çizgideki şiirlerinde ‘etkin bir şair’ kimliği ile okuyucu karşısına çıkar;
amaca yönelir, iyiyi kötüden ayırır, proletaryaya, ezilen, sömürülen halk
kitlelerine omuz verir ve onların hayatlarını kocaman objektifiyle ortaya
koyar; dünyayı, toplumsal hayatı iyiler adına değiştirmeye çalışır. Berk,
İstanbul/İstanbul Kitabı dolayısıyla şunları söyler:
Ben şiirin bütün pislikleri süpüreceğine, yıkacağına inandım hep. Bunu
şiirin doğası gereği diye bildim. Şiir, yapısında bunu taşır. Yeter ki bu-
na inanalım, güvenelim. Şiir dünyayı değiştirmez, ama bir ucundan tu-
tar diye düşünüyorum. (…) Bakışım, İstanbul’un yıkılıp yeniden ku-
rulmasını isteyen bir bakış oldu. (…) İstanbul kitabım benim pislikle-
rin üzerine kusmamdır (Andaç 2004: 29-31).
Bu ifadeler Berk’in toplumcu gerçekçi çizgide ürünler verdiği dönemde
niçin ‘etkin bir şair’ kimliğiyle ortaya çıktığını açıklamaktadır. Dünyayı
değiştirmek, toplumsal yapıdaki ‘kötü’leri göstermek ve kötülüğü yıkmak,
‘iyi’lere (işçilere, ezilen insanlara, yoksul halk kitlelerine) bilinç aşılamak,
onları kendileri için çizilen dünyayı değiştirmeye teşvik etmek içindir şiir-
leri. Bu da ideolojik bir söylemi beraberinde getirir:
Sen genç orospular ölü padişahlar frengililer şehri
Seni demir parmaklıkların arkasından seyrettim
Kıtlıkların hürriyetsizliklerin elinde gördüm
Her defasında daha yalnız daha kimsesiz daha fakirdin
Her defasında kinlerin kahrın elinde yapyalnızdın
Bir yanınla aç bir yanınla tok gördüm
Her seferinde gösterişsiz halkın büyük emeğin çalışan insanlarınla
güzeldin
Sisin dumanın yağın içinde bizimdin (Berk 1994b: 57-59).
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
77
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
Zaten toplumcu gerçekçilik de emekçi sınıfın, ezilen halk kitlelerinin tara-
fını tutmasını isteyerek sanatı, doğru-bilinç kazandırma amacının ve siya-
setin emrine verir. Bu sebeple de toplumcu gerçekçilik, siyasal/ideolojik bir
söylem çerçevesinde yazına yön veren kuramdır (Oktay 2003: XIX). Top-
lumcu gerçekçilik ‘öz’ü, belirli bir politikaya bağlı kılar. Politik/siyasal bir
duruş sergilemek zorundadır, politik/siyasal tavrın dışına çıkamaz (İlhan
1983: 39).
Berk, yalnızca İstanbul’da/ İstanbul Kitabı’nda değil, toplumcu gerçekçi
çizgideki şiirlerini topladığı diğer kitaplarında ( Günaydın Yeryüzü, Türkiye
Şarkısı ve Köroğlu’nda) da siyasal, ideolojik bir söylem geliştirmiştir ve bu
söylem güdümlü şiirin önemli bir göstergesidir:
Senin üstündedir
Ne varsa yalnızlık, fakirlik namına
.............................................
Nasırlı elden sarı yüzden yana
Yani ne varsa yorgun, fakir halkım adına
Senin üstünedir.
..............................................
Halkım arabacısı, köylüsü, ırgatıyla senindir
Ben bütün şiirlerimle halkımın.
……………………………..
Sen şu koca Türkiye toprağı
Sen Yunus'un, Karacaoğlan'ın, Pir Sultan Abdal'ın vatanı
Sen kimsesizliğimizin, büyük yalnızlığımızın, alın terinin
memleketi
……………………………..
Sen büyük kederimiz
Sen büyük ümidimiz (Berk 1982: 115-117).
Şiir Aracılığıyla Taraf Olmak
Toplumcu gerçekçiliğin yaşamsal ilkelerinden birisi “yan tutarlık/taraf
tutarlık”tır (bk. Oktay 2003).
Toplumcu gerçekçi edebiyat, sanatta ‘yan tutarlık’ ilkesi bağlamında, ideo-
lojik çerçevede emekçi sınıfın tarafını tutar, görevci bir duruş ortaya koyar;
sanatı bilinç kazandırma amacının ve siyasetin emrine verir. “İnsan ruhu-
nun mimarı” olma iddiasını gerçeğe dönüştürmeye çalışır (Jdanov 1977:
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
78
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
21). Toplumcu gerçekçilik dünyayı değiştirme iddiasındadır ve bu iddiası-
nı gerçekleştirmek için de yazara etkin bir görev verir. Bu yönüyle toplum-
cu gerçekçilik, “aktif realizm” karakteri gösterir (İlhan 1983: 105).
İşçi sınıfına, geniş halk kitlelerine adanmış bir yazın oluşturması, onları
eğitmeye, onlara bilinç aşılamaya çalışması; kapitalizmin, ezen, sömüren
sınıfın karşısında emekçi sınıfın, yoksul halk kitlerinin tarafını tutması;
onların sözcülüğünü yapması toplumcu gerçekçiliğin ‘yan tutarlık’ ilkesin-
den kaynaklanır.
İlhan Berk de toplumcu gerçekçi şiirlerinde, ‘yan tutarlık’ın bir gereği
olarak yoksul emekçilerden, işçilerden, geniş halk kitlelerinden yana bir
tavır ortaya koyarken şiirin anlattığı kişilerin/sınıfların lehinde ve aleyhin-
de tavır sergiler. “Berk ‘değiştirmek istiyorum dünyayı’ derken ezilen hal-
kın adına konuştuğunun farkındadır. Amacı emeğin gerçek sahibi olan
proletarya sınıfını bilinçlendirmektir.” (Özcan 2009: 182).
İlhan Berk, toplumcu gerçekçi çizgideki şiirlerinde ‘yan tutarlık’ ilkesiyle
hareket ederek kişileri, ‘kötüler’ ve ‘iyiler’ şeklinde iki farklı grup hâlinde
karşı karşıya getirir ve ‘iyiler’ olarak sunduğu emekçilerden, ezilenlerden,
sömürülenlerden yana açık bir tavır sergiler. Şiirlerde ‘kötüler’, okuyucu-
nun nefret ve tiksinme duygularını uyandıracak şekilde en olumsuz özel-
liklerle tanıtılırken ‘iyiler’, en sempatik ve acınası tavırlar içerisinde, oku-
yucunun olumlu duygularını uyandıracak şekilde tanıtılır. Ezen, sömüren,
insanlara zulmeden, emekçi sınıfın üzerinden haksız kazanç sağlayan sınıf-
tan “Kör Halit, Yakup Bey, Rüstem Bey ve Bolu Beyi” için kullanılan
ifadeler bu durumu örnekler:
Bu köy Kasımlar Köyü
Bu bulut Kör Halit’in bulutu
Bir çekirge sürüsü gibi
Peşin yavaş yavaş iner ovaya
Sonra insanların üstüne gidip durur (Berk 1982: 75).
Geceleri yatak yatak dolaşır
Uyanır, bir sandalye attırır havuz başına
Din iman hak getire
Elin namussuzunda (Berk 1982: 95).
Varlıklı olmak demek
İnsan olmaktan çıkmak demek değildir (Berk 1982: 102).
Dostları ilə paylaş: |