•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
79
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
Biz Bolu Beyi’ni namussuz bilirdik ama
Attan anlar bilirdik (Berk 1955: 7).
Köroğlu şiirinde “Biz İyi İnsanlardık/Buğdayı Gülleri Severdik” başlıklı
bölümde Bolu Beyi’nin zulmüne uğrayan yoksul halk konuşurken, kendisi
için şu ifadeleri kullanır (Yoksul halkın kullandığı ifadeler şairin tarafını
apaçık gösterir niteliktedir):
Biz fakirdik bizde ne bağ ne bahçe vardı
Ama insandık (Berk 1982: 102).
Bolu Beyi’nin zulmüne uğrayan yoksul halkın Köroğlu’nun babası Baytar
Ahmet için kullandığı ifadeler, aslında Baytar Ahmet’in şahsında bütün
yoksul halk için geçerlidir ve okuyucuda olumlu duygular oluşturmak
adınadır:
Baytar Ahmet kimseyi incitmemiş
Koparsa çiçek koparmıştır (Berk 1955: 7)
Şair, Köroğlu’nda iki ayrı düzeni tematik ve karşıt güçler düzeyinde sem-
bollerle ifade eder. Köroğlu, gül, aydınlık, fakirlik ve halk unsurları tema-
tik gücün; Bolu Beyi, diken, karanlık, zenginlik ve padişah unsurları da
karşıt gücün temsilcileridir. Böylece verdiği savaşta, kendisini haklı ve
galip çıkaracak sembolleri okuyucunun zihninde oluşturarak onu, psikolo-
jik yönden kendisinden yana tavır alması için etkilemeye çalışır (Özcan
2009: 200).
İlhan Berk, proletaryadan, emekçi sınıftan, ezilen, sömürülen yoksul halk
kitlelerinden yana olduğunu apaçık dillendirir. Sosyo-ekonomik koşulların
yoksulluğa, açlığa mahkûm ettiği proletaryanın, “emeği katledilen yoksul
halkın” dertleriyle dertlenir, efkârlanır. İşçi sınıfının, yoksul halkın içinde
bulunduğu ağır yaşam koşulları şair için en büyük keder kaynağıdır:
Bu defa aç fakir İstanbul’u
Büyük surların dışından seyredeceğiz
Bir anda fakirler işsizler sökün edecek
Önünden yorgun düşünceli yüzleriyle geçecekler
Yeniden açılacak köprü dükkânlar fabrikalar
Yeniden katledilecek emeği
Fukara halkın
Birtakım insanların elindeki İstanbul’u
Rüyada gezer gibi geçeceksin
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
80
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Dilin tutulmuşa dönecek
Gözlerin daha büyümüş yüreğin daha dar
Yani bir efkârdır basacak (Berk 1994b: 54)
Kısacası, Berk’in toplumcu gerçekçi çizgideki şiirlerinde ‘yan tutarlık’ bağ-
lamında okuyucuda, iyilere acıma, onlardan yana olma duyguları üst sevi-
yeye çıkarılmaya çalışılırken kötülere karşı beslenen olumsuz duyguların
nefrete dönüşmesi amaçlanır.
Gelecekten Ümitli Olmak/Yarını İnşa Etmek
Toplumcu gerçekçi anlayışın önemli ilkelerinden ‘devrimci romantizm’;
‘geleceğin kurulması’na ilişkin temel düşünce ile doğrudan ilintilidir (Ok-
tay 2003: 75). Toplumcu gerçekçi anlayış bünyesinde barındırdığı ‘dev-
rimci romantik’ düşünce ile geleceğin nasıl olacağına dair öngörülerde
bulunmayı, geleceği inşa etmeyi, mutlu bir gelecek inancını beraberinde
getirir.
Devrimci romantizmi, toplumcu gerçekçiliğin coşkusu, kavgacı yanı olarak
gören, toplumcu gerçekçilikteki romantizmin devrimi geleceğe taşıdığına
inanan Lunaçarski (1998: 85-86)’ye göre toplumcu gerçekçilik; çelişkiler,
çatışkılar içinde sürekli geliştiğini bilir ve her yapıtında dünyayı yeniden
biçimlendirmek kaygısı taşır (Lunaçarski 1976: 28-29). Gorki, gerçekçili-
ğin, yaşamı ve insan eylemlerini yalnız bugünkü haliyle değil, yarın olması
gerektiği biçimiyle de ele alması gerektiğini vurgularken toplumcu gerçek-
çiliğin devrimci romantik yönüne göndermede bulunur (1978: 162).
Toplumcu gerçekçilikteki romantik eğilim, ‘humanist söylem’in mutlu
gelecek ütopyasından kaynaklanır. Pospelov, bu mutlu gelecek düşü’nü:
salt sosyalist amaçlı olduğu için gerçeğe uygun bulmakta, hatta bunu, ger-
çeğin özü’ne içkin saymaktadır (Oktay 2003: 160). Kısacası, toplumcu
gerçekçilik, yalnız ‘an’ın gerçekliğine değil ‘gelecek'in gerçekliğine de yö-
nelir. ‘Yarın’a dair de söyledikleri vardır. ‘Gelecek’in gerçekliği, ‘geleceğin
inşası’yla, ‘yarın’ın kurulmasıyla, sosyalist ütopyayla iç içedir ve güzel ya-
rınlar/mutlu gelecek düşü toplumcu gerçekçiliğe romantik bir yön kat-
maktadır.
İlhan Berk’in toplumcu gerçekçi çizgideki şiirlerinde de geleceği kurma,
inşa etme isteği, geleceğin nasıl olacağına dair öngörüler, mutlu bir gelecek
beklentisi, geleceğin sosyalizmle birlikte güzellikler getireceğine dair inanç,
yarına dair ütopik bir söylem söz konusudur. Berk, toplumcu gerçekçi
şiirlerinde ‘an’ içerisindeki toplumsal yapının, sınıf çatışmalarının, prole-
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
81
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
taryanın, sömürülen halk kitlelerinin içinde bulundukları sosyo-ekonomik
koşulların fotoğrafını verirken bir taraftan da ‘gelecek’in resmini çizer;
sözcülüğünü yaptığı işçi sınıfına, ezilen, sömürülen yoksul halk kitlelerine,
kısacası iyilere gelecekten haber verir, yarınların güzelliğini muştular.
‘An’ın toplumsal yapıdaki devinimlerle, çatışmalarla, olaylarla varacağı
noktayı, güzel ‘yarın’ı gösterir. Bu da Berk’in toplumcu gerçekçi anlayışı
benimsediği dönemde şiirlerinde devrimci romantik bir söylem geliştirdi-
ğinin bir göstergesidir:
Döndü kahpe zaman döndü beylerden yana
Ama görür gibi oluyorum Rüstem Bey
Senin de defterin dürüleceği günü
Şimdi nice günler dünyada
Daha güzel günlere bırakıyor yerini (Berk 1982: 104)
Ama bu dünya böyle gitmez
Zulümle yapılan çabuk yıkılır (Berk 1982: 97)
“İstanbul” şiirinde fabrika işçileri, yol ameleleri, duvarcılar, hamallar, ırgat-
lar, eskiciler, balıkçılar, kunduracılar, bakkallar, kısacası yoksul halk adına
konuşurken, onların ayaklanmasını; “dükaların” elindeki İstanbul’u alma-
larını isteyen Berk, bu ayaklanmanın başarıya ulaşacağını ve yarınların
aydınlık olacağını öngörür:
Bundan böyle paydos pisliklere çirkeflere cebre
Paydos yolunu kesen çamura kelepçelere boyunduruğa
Paydos zincirlere kara günlere topyekûn paydos (Berk 1994b: 61)
İlhan Berk’in sosyalist/popülist ütopyasını dışlaştıran “İstanbul”da (Oktay
1993: 385) İstanbul kenti, toplumsal ütopya projesine sahip olduğu görü-
len şair açısından somut/siyasal bir nesnel gerçekliktir (Oktay 2002: 207).
Berk, ‘an’ın İstanbul’unu dikkate sunarken bir taraftan da sosyas-
lit/popülist ütopyanın içinde barındırdığı güzel ‘gelecek’in İstanbul resmi-
ni çizer.
Berk, “Otuz Sekiz Pare Köy”de ezilen, sömürülen, yoksul halka söz verir.
Güzel gelecekten emindir. Gelecek, ‘an’ın çıplak gerçekliğinin içinde ba-
rındırdığı bütün olumsuzlukların son bulduğu bir gelecektir. Şiirin “Sunu”
bölümünde şair, sözcüsü olduğu yoksul halka şöyle seslenir:
Dostları ilə paylaş: |