Microsoft Word 07. Cemil kutlutüRK



Yüklə 333,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/8
tarix22.10.2018
ölçüsü333,79 Kb.
#75423
1   2   3   4   5   6   7   8

Hinduizm’e Göre Tanrı Vişnu’nun Yeryüzünde Bedenlenmesinin Nedenleri

 

145



döneminde (M.S. 300 – M.S. 800/900 ) bu kelime ve kavram düzenli olarak 

kullanılmıştır (Brahma Purana 72.14; 72.15.23; 72.19; 73.17; Vişnu Purana 

5.1.28; 5.3.13; 5.7.9; 5.12.7). Puranalar dönemi sonrasında yazılan pek çok 

dini ve edebi eserde ise avatara kavramına sıkça yer verilmiştir

4



2.  Avatara İnancının Ortaya Çıkış Süreci  



Bir toplumda dini bir inancın gün yüzüne çıkıp gelişmesi veya aksine 

zayıflayarak yok olması, toplum yapısında meydana gelen dini değişimlerin 

yanı sıra sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik gelişmelere de bağlıdır. Hindu-

izm’de avatara inancının ortaya çıkması ve gelişmesi de bu şekilde ele alın-

malıdır.  

Tarihi süreç içinde farklı ırklardan ve kültürlerden insanların Hindu top-

lumuna müdahil olması toplumun dini ve sosyo-kültürel yapısını önemli 

ölçüde etkilemiştir

5

. Bu gelişme, özellikle avatara inancının tam anlamıyla 



gün yüzüne çıktığı ve dini bir yapıya büründüğü milattan önce iki yüz ile 

miladi iki yüz arası dönemde vuku bulmuştur. Hindistan topraklarına daha 

sonradan geldikleri kabul edilen halklardan biri Yadavalar’dır. Yadavalar’ın 

diğer bazı kabilelerle birlikte Mezepotamya’dan Hint alt kıtasına geldikleri 

ve Matura bölgesi başta olmak üzere Kuzey Hindistan’ın orta kesimlerine 

doğru yayıldıkları tahmin edilir (Chanda 29-33). Hindu toplumunun büyük 

çoğunluğunun, dilsel ve etno-kültürel farklılıklarından dolayı Yadavalar’ı ilk 

başta benimseyebilmeleri kolay olmamıştır.  Ancak zamanla yerli halk ile 

göçmen kabileler arasındaki uyuşmazlıklar ve farklılıklar azalmış, Hindu 

toplumu ile Yadavalar’ın bir takım kültleri ve inançları birbirine karışmıştır

6

.   


Kendilerine ait bazı inanç ve gelenekleri beraberinde getiren Yadavalar

büyük ölçüde Dravidyen halk arasına karışmışlardır (Majumdar 319-320). 

                                                                                                                   

daha sonraki dönemlerde yazıya geçirilen bazı Upanişad metinlerinde yer aldığı ifade edilir 

(Jacob 117). 

4

 Örneğin miladi beşinci yüzyılda yaşamış olduğu kabul edilen en önemli şair ve oyun yazar-



larından Kalidasa,  Sanskrit diliyle kaleme aldığı “Raghuvamşa” adlı eserinde Lakşimi’nin 

kendisini Rama’ya yardımcı bir avatara olarak gönderdiğinden söz eder ve burada avatara 

ifadesini kullanır (Bkz. Kale 1952).    

5

 Örneğin, bu göçler neticesinde Hint toplumunu katı bir biçimde sınıflara ayıran varna (kast) 



düzeninde kısmi kırılmalar yaşanmıştır. Bunun nedenlerinden biri, Hint toplumuna karışan 

göçebe halkın yeni iş gücü alanları oluşturmuş olmasıdır. Bu sayede alt kasta mensup kimse-

lerin sosyo-ekonomik düzeylerinde iyileşmeler görülmüştür. Bu gelişmeler, kastlar arasındaki 

uçurumları nispeten gidermiştir (Geniş bilgi için bkz. Sharma 175-220).   

6

 Özellikle, Yadavalar’ın sahil kenarlarında yaşayan ve denizden oldukça fazla yararlanan 



kabile olduklarına inanılmaktadır. Bedenlenme doktrininde, balık ve kaplumbağadan oluşan 

ilk iki avataranın da suda yaşayan hayvan olma özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, 

bunlar üzerinde kısmen de olsa Yadava kabilesinin etkisinin bulunduğu ileri sürülebilir (Roy 

33).  



Cemil KUTLUTÜRK 

 

146



Bu inançlar arasında “beş kahraman şahsiyete tapınma” kültü daha çok ön 

plana çıkmıştır. Bu beş şahsiyet, Yadava hanedanlığına bağlı “Vrşni” kabile-

sinin önde gelen isimleriydi. Bunlar arasında “Vasudeva-Krişna” ismi daha 

popüler hale gelmiştir. Esasında belli bir ırka ait olan “Vasudeva-Krişna” 

kültü, hem Yadavalar hem de Dravidyenler tarafından sahiplenilmiştir (Mani 

889). 


“Vasudeva-Krişna” kültünün toplumun büyük kesimi tarafından sahip-

lenilmesinde etkili olan temel husus, “Vasudeva-Krişna”nın yaşadığı dö-

nemde dini otoriteyi kendi kontrollerine almak isteyen Brahminlere karşı 

çıkmış olmasıdır. Onun bu tutumu, kutsal metinleri okumaktan, dini inanç ve 

ibadetlerini özgürce uygulamaktan büyük ölçüde mahrum bırakılan ve ço-

ğunlukla alt kastlara mensup olan Dravidyenler tarafından da desteklenmiştir 

(Radhakrishnan 29; Chanda 53; Hutton 13-18). Böylece gerek kendi mensup 

olduğu kabilelerin gerekse diğer yerel halkın desteğini alan “Vasudeva-

Krişna” kültü, hızlı bir biçimde yayılmıştır. 

Vasudeva-Krişna” kültünün Hindu toplum tabanında yaygınlık kazan-

ması avatara doktrininin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde etkili olmuştur. 

Nitekim Brahminler, hem kendi otoritelerinin devamını tesis etmek hem de 

toplum içinde ortaya çıkan bu tür farklı kültleri Hinduizm çatısı altında top-

lamak amacıyla “Vasudeva-Krişna” kültünü, Hinduizm’in o dönemde en 

önemli tanrılarından biri olan Vişnu ile özdeşleştirmişlerdir. Böylece “Vasu-

deva-Krişna”yı, Vişnu’nun yeryüzüne inmiş ve beden almış şekli olarak izah 

etmişlerdir. “Vasudeva-Krişna”nın esasında Vişnu’nun bir avatarası olduğu 

fikri kutsal metinlerde de yer almıştır. Mahabharata destanında “Vasudeva-

Krişna” ile Vişnu  özdeşleştirilerek  avatara doktrininin tohumları atılmıştır 

(Bhagavadgita 11.30; 18.77; Kosambi 11). Hindu toplumunda, özellikle 

Yadavalar arasında, kahraman şahsiyetlerin insanüstü varlıklar olarak gö-

rülmesi fikri yaygındı. Dolayısıyla zaten kahraman bir şahsiyet olarak algı-

lanan Krişna’nın tanrılaştırılması ve Vişnu’nun bir avatarası olarak sunul-

ması, Hindular tarafından kabul görmüştür (Hazra 199; Roy 45). Neticede 

Hindu toplumunun farklı kesimlerinde ortaya çıkan ve Hindu öğretisine karşı 

alternatif olarak gelişen bu tür fikirler, avatara doktrini sayesinde ortak bir 

noktada buluşturularak Hinduizm çatısı altında eritilmiştir. Avatara doktrinin 

bu kapsayıcı ve kuşatıcı özelliği, Hinduizm’in günümüze kadar mevcudiye-

tini devam ettirmesinde rol oynayan önemli hususlardan biri olmuştur. 

Tarihi süreç içinde Hindu toplumunda çeşitli dâhili ve harici gelişmeler 

yaşanmıştır.  Hindular bu unsurlardan kimini kendi kimliklerine kimini ise 

dini inançlarına karşı bir tehdit olarak görmüşlerdir. Toplum yapısında mey-

dana gelen sosyal ve ahlaki bozulmalar ise Hinduları tedirgin eden bir diğer 

husus olmuştur. Hindu toplumunun içinde bulunduğu bu sosyo-psikolojik 




Yüklə 333,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə