Microsoft Word Brown, Dan Da Vinci Sifresi doc



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə84/116
tarix10.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#9412
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   116

Langdon çabucak Sophie'ye, Baphomet'in yaratıcı üreme gücü. bağlantılı bir pagan 
bereket tanrısı olduğunu açıkladı. Baphomet'in o yaratı ve üreme sembolü olan bir koç ya da 
keçi başıyla temsil ediliyordu. 
Tapınakçılar, taştan bir kopyasını yaptıkları Baphomet'in başının etrafında çember 
oluşturarak ilahiler söylüyorlardı. 
Teabing, "Baphomet," diyerek kıkırdadı. "Törende aslında cinsel birleşimin yaratıcı 
büyüsü kutlanırdı ama Papa Clemet herkese, Baphomet'in başının aslında  şeytan başı 
olduğuna inandırdı. Papa, Baphomet'in başını Tapınakçılar'a karşı başlattığı davada idam ipi 
gibi kullandı." 
Langdon, onu doğruladı.  Şeytan olduğuna inanılan boynuzlu şeytanın kökü Baphomet'e 
kadar gidiyordu. Kilise boynuzlu bereket tanrısını şeytanla değiştirmişti. Tamamen olmasa da 
kilisenin bu işi başardığı ortadaydı Geleneksel Amerikan Şükran Günü masalarında hâlâ 
paganların boynuzlu bereket sembolleri vardı. Bereket küfesi ya da "bereket boynuzu", 
Baphomet'in verimliliğine atıfta bulunurdu ve boynuzu kınlan bir keçi tarafından emzirilen 
Zeus efsanelerine dayanırdı. Keçinin boynuzu sihirli bir şekilde meyvelerle dolmuştu. 
Baphomet ayrıca grup fotoğrafı çektiren arkadaşlardan  şakacı biri, diğerinin arkasından 
parmaklarım V şeklinde havaya kaldırdığında da görünürdü; şakacılardan çok azı alay 
ettikleri kurbanlarının sperm sayısının bol olduğunu ilan ettiklerinin farkına varırdı, 
Teabing heyecanla, "Evet, evet," dedi. "Şiirde bahsi geçen Baphomet olmalı. 
Tapınakçılar'ın kutsal saydığı taş." 
Sophie, "Peki," dedi. "Ama Tapınakçılar'ın kutsal saydığı taş büst Baphomet ise, bir 
ikilem var demektir." Kripteksin üstündeki harfleri işaret etti. "Baphomet kelimesinde sekiz 
harf var. Burada ise sadece beş." 
Teabing genişçe sırıttı. Tatlım, Atbash Şifresi burada devreye giriyor." 


77 
 
Langdon oldukça etkilenmişti. Teabing yirmi iki harfli İbrani alfabesini alefbet ezbere 
yazmıştı,  İbrani karakterleri yerine Latin harflerini kullanarak yazmıştı ama buna rağmen
alfabeyi akıcı bir telaffuzla okuyordu. 
 
A B G D H V Z Ch T Y K L M N S O P Tz Q R Sh Th 
 
"Alef, Bet, Gimel, Dalet, Het, Vav, Zayın, Çet, Tet, Yod, Kaf, Lamed, Mem, Nun, Sameh, 
Ayın, Pe, Tsadik, Kof, Reş, Şın ve Tav."
*
 Teabing alnının terini silerek, tekrar işe koyuldu. 
"İbrani dilinde sesli harfler yazılmaz. Bu yüzden Baphomet kelimesini İbrani alfabesiyle 
yazacak olursak, üç sesli harf düşer ve geriye..." 
Sophie, "Beş harf kalır," diye atıldı. 
Teabing başını sallayarak yeniden yazmaya koyuldu. "Tamam, işte  İbrani alfabesiyle 
Baphomet kelimesi böyle yazılıyor. Daha açık anlaşılması için sesli harfleri de araya 
yazacağım." 
 
B a P V o M e Th 
 
"Elbette," diye ekledi. "İbranicenin tersten yazıldığını unutmamak gerekir ama Atbash'ı bu 
şekilde daha kolay kullanırız. Bundan sonra, yerine kullanma tablosunu oluşturmak için tüm 
alfabeyi orijinalinin tersin' den yeniden yazmamız gerekiyor." 
Kalemi Teabing'in elinden alan Sophie, "Daha kolay bir yolu var," dedi "Atbash da dahil, 
tüm yer değiştirmeli  şifreler için geçerlidir. Royal Holloway'de öğrendiğim ufak bir hile." 
Sophie alfabenin ilk yansını soldan sağa yazdıktan sonra altına ikinci yarısını sağdan sola 
doğru yazdı. "Kriptoloji analistleri buna katla-kıvır derler. Yarı yarıya karıştırılmış. Ama iki 
kat daha temiz." 
 
 
A  B  G D  H V Z Ch T Y K 
Th Sh R Q Tz P O S N M L 
 
Elişine bakan Teabing kıkırdadı. "Haklısın. Holloway'deki çocukların işlerini yaptıklarına 
sevindim." 
Sophie'nin yer değiştirme matrisine bakan Langdon, eski alimlerin ünlü Şeşak Gizemi'ni
**
 
çözmek için Atbash Şifresi'ni ilk kullandıklarında hissettikleri dehşeti duydu. Din alimleri 
yıllarca İncil'de Şeşak diye bir şehirden bahsedildiğini görüp muallakta kalmışlardı. Bu şehir 
herhangi bir haritada ya da başka bir belgede görünmüyordu ama Yeremya Kitabı'nda sıkça 
bahsi geçiyordu, Şeşak kralı, Şeşak şehri ve Şeşak halkı. Sonunda bir alim kelimeye Atbash 
Şifresi'ni uyguladığında sonuçlan herkesi hayrete düşürmüştü.  Şeşak kelimesinin aslında 
oldukça iyi bilinen başka bir şehrin şifrelenmiş hali olduğunu ortaya koymuştu. Şifre çözme 
işlemi oldukça basitti. 
Şeşak kelimesi İbranicede Sh-Sh-K diye yazılıyordu. 
Sh-Sh-K. harfleri yer değiştirme tablosuna yerleştirildiğinde, B-B-L harflerini veriyordu. 
B-B-L ise İbranicede Babil diye okunuyordu. 
                                                 
*
Alfabe okunuşları sevivon.com adresindeki Türk Musevilerin İbrani okulundan alınmıştır. 
 
**
 İnternetten Türkçeye geçerken bu şekilde yazılıyor. Şeşak kralıyla ilgili bir efsane var. 


Gizemli Şeşak şehrinin aslında Babil şehri olduğu ortaya çıktıktan sonra, İnciller deli gibi 
araştırılmaya başlanmıştı. Birkaç hafta sonra Eski Ahit'te alimlerin farkında olmadıkları daha 
pek çok Atbash şifreli kelimenin bulunduğu keşfedilmişti. 
Heyecanını bastırmakta güçlük çeken Langdon, "Yaklaşıyoruz," diye fısıldadı. 
Teabing, "Adım adım Robert," dedi. Sophie'ye bakarak "Hazır mısın?" 
Sophie başını salladı. 
"Pekâlâ, Baphomet kelimesi ünlüleri indirgendiğinde  İbranicede  B-P-V-M-Th diye 
yazılıyor.  Şimdi beş harfli şifremizi bulmak için Atbash yer değiştirme matrisine 
uygulayalım." 
Langdon'ın kalbi hızla çarptı.  B-P-V-M-Th.  Şimdi güneş pencerelerden içeri doluyordu. 
Sophie'nin yer değiştirme matrisine bakarak, çeviriyi yapmaya başladı. B yerine Sh... P yerine 
V... 
Teabing Noel zamanı gelen bir okul çocuğu gibi sırıtıyordu. "Ve Atbash Şifresi diyor 
ki..." Sesi kesilmişti. "Aman Tanrım!" yüzü bembeyaz olmuştu. 
Langdon'ın kalbi tekledi. 
Sophie, "Ne oldu?" diye sordu. 
"Buna inanmayacaksın." Teabing, Sophie'ye baktı. "Özellikle sen." 
"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu. 
"Bu... gerçekten dâhice," diye fısıldadı. "Son derece zeki!" Teabing yeniden kâğıda yazdı. 
"Davullar lütfen. İşte şifreniz." Yazdıklarını onlara gösterdi. 
 
Sh-V-P-Y-A 
 
Sophie, "Bu ne böyle?" diye kaşlarını çattı. 
Langdon da anlayamamıştı. 
Teabing'in sesi huşuyla titriyordu. "Bu dostum, hikmet kelimesinin eski hali." 
Langdon harfleri yeniden okudu. Eski hikmet sözü çözer bunu. Bir saniye sonra her şeyi 
anlamıştı. Bunu hiç tahmin etmemişti. "Eski hikmet kelimesi!" 
Teabing kahkahalarla gülüyordu. "Harfi harfine!" 
Sophie önce kelimeye, ardından kripteksteki harflere baktı. Langdon ile Teabing'in 
göremediği ciddi bir yanlışlığı fark etmişti. "Durun biraz! Şifre bu olamaz," diye karşı çıktı. 
"Kripteksin üstünde Sh harfi yok. Geleneksel Latin harfleri kullanılmış." 
Langdon, "Kelimeyi oku," diye ısrar etti. "İki şeyi aklından çıkarma. İbranicede Sh harfine 
karşı gelen sembol, vurgu işaretine bağlı olarak aynı zamanda S diye de okunabilir. P harfi de 
aynı şekilde F diye okunabilir. 
Sophie'nin SVFYA? diye düşünürken aklı karışmıştı. Teabing, "Dâhice!" dedi. "Vav harfi 
genellikle O seslisi yerine kullanılır.'' 
Yeniden harflere bakan Sophie, yüksek sesle okumaya çalıştı. 
"S... o... f...y... a.
Kendi sesini duyduğunda, ağzından çıkanlara inanamamıştı. "Sophia mı? Bu Sophia diye 
mi okunuyor?" 
Langdon hararetle başını sallıyordu. "Evet! Sophia, Yunancada hikmet demektir. İsminin 
kökeni Sophie, gerçekten eski hikmet sözüdür.'" 
Sophie birden büyükbabasına karşı derin bir özlem duydu. Tarikat kilit taşını benim 
ismimle şifrelemiş. Boğazında bir yumru oluşmuştu. Her şey son derece mükemmeldi. Ama 
gözlerini kripteksin üstündeki harflere çevirdiğinde, hâlâ bir sorun olduğunu gördü. "Ama 
durun... Sophia kelimesinde altı harf var." 
Teabing gülümsemeye devam ediyordu. "Şiire yeniden bak. Büyükbaban 'eski hikmet 
sözü,' demiş." 
"Evet?" 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   116




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə