İkincisi,
“Hikâyet-iŞeyh ‘Abdü’l-kâdir-i Geylânî”
(s.157-183) dir. Leylâ ve Mecnûn hikâyesi’nden bir
bölümün anlatıldığı “tem sil" (s. 183-185) ve ardından
“m ünâcât” (s.185-188) gelmektedir.
Üçüncü hikâyede “H ikâyet-i İskender-i Z ii’l-
Karneyn ü Câlinûs” başlığında (s.188-201), İskender
ile Câlinûs arasında geçen bir olay anlatıldıktan sonra
şehvet ve hırs peşinde koşan bir adamın hikâyesinin
anlatıldığı “Temsil” (s.201-205) ve “münâcât" (s.205-
207) yer alır.
Dördüncüsü “Hikâyet-i Pûzîne Bâ-Sultân Selîm ”
(s.207- 228) başlığında gururun ve kendisine aşırı
güvenmenin insana verebileceği zarar konusunu işleyen
Nâlî, Yavuz Sultan Selim’i hikâyenin kahramanı olarak
se ç m iştir. “T e m s il” de ( s .2 2 8 -2 3 2 ) Süleym an
Peygamber ve rüzgâr konulu bir hikâye anlatılmış ve
“m ü n â câ t" (s.232-236) ile bölüm sona erm iştir.
Eserin beşinci ve son hikâyesinde ise “Hikâyet-i
Şeyh-i M ukallid” (s.236-273) başlığında iyi ve güzel
olanı taklit etmenin faydalan konusu işlenmiştir. Musa
Peygamber ile Firavun’un tarihî mücadelelerinden bir
olayın anlatıldığı “tem sil” (s.273-276) ve “münâcât”
(s.276-278) ile de T uhfetü’l-Em sâl’deki hikâyeler sona
ermektedir.
E serin bitiş bölü m ü n d e “H a tim e-i K itâ b "
başlığında(s.279) şâir, A llah ’a hamd ü senâ ve dua
ettikten sonra eseriyle ve şâirliğiyle övünmüş, eserine
verdiği addan söz etmiş, eserin yazılışıyla ilgili verdiği
tarih (H .1082/M .1671) beytiyle m esnevisine son
vermiştir(s.281).
Klâsik mesnevi geleneğine uygun olarak kaleme
alınan ve 1929 beyitten oluşan bu mesnevide yazar,
beyitlere beşlik sisteme göre bir sıra numarası vermiştir.
Aruz vezninin mesnevinin başında gösterilmediği bu
eser, aruzun “m üfte’ilün m üfte’ilü n fâ ’ilü n ” kalıbıyla
yazılm ıştır. “Hatim e-i K itâ b ” (s.279) bölümündeki
şiirlerin ayrı bir vezinle yazılm ış olm asına rağmen
b u ra d a da ( f e ’ilâ tü n f e ’ilâ tü n f e ’ilü n ) k a lıp
gösterilm em iştir. A ncak Sayın K ahram an, kitapta
“vezni ve p lâ m ’\s .2 6 ) başlığı altında, bu vezinden
bahsetmiş ve “sonuç” bölümünde eserin “iki vezinli
mesneviler" (s.66) arasında yer aldığım ifade etmiştir.
Her sayfanın altında dipnotlarla nüsha farkları da
gösterilerek yayımlanan ve “özel adlar dizini" (s.283-
286) nin de yer aldığı bu bilimlik yayın, meraklıların
da kolayca okuyabileceği temiz bir baskıyla okuyucuya
sunulmuştur.
Elimizdeki bu kitap, N âlî’nin hayatını ve onun
en büyük eseri T uhfetü’l-Em sâl’ini gün ışığına çıkaran
güzel bir çalışmadır. Türk edebiyatı tarihi için olduğu
kadar Türk mesneviciliğinin gelişmesi için de önemli
o lan bu e se rle S ayın Y rd . D oç. D r. B ah attin
K ahram an’ın mesnevi edebiyatım ıza büyük hizmet
verdiğine inanıyor ve teşekkür ediyoruz.
ı i i ü u ı i M M t a B i ı a K i i M H i a ü i i M i ı a n i a H i ı i M a i i H n i i a i i i M m B B u a H i i ü B H i ı
A ta tü rk K ültür Merkezi Yayını
“K a ybola n M illet
(D e ş t-i K ıpçak m edeniyeti)
”
Murat A dji
çıkıyor
2001
/
Güz 30
İHI
H I S Ü 1 İ 1
İSli
iH H B iia a m ı
İlil
I I I H B I İ
i m I I B H I I 1 K B t I M İ I I I
İ lil
Bilge 47
“Hatay Tarihi”
Mehmet Tekin, Hatay Tarihi-Osmanlı Dönemi,
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, X+308 sayfa,
Ankara 2000.
Ayşe Ç.
KARA
M ustafa Kemal Üniversitesi
Araştırma Görevlisi
O
sm anlı dönem inde A ntakya, İskenderun ve
havalisinin siyasi, idari ve sosyal yapısı ile
önemli olaylarını anlatan ilk ve tek eser olan
Hatay Tarihi-O sm anlı D önem i, A tatürk Yüksek
Kurumu Atatürk Kültür Merkezi tarafından yayınlandı.
Hatay konusunda yaptığı araştırmalar, 12 yıldır
yayınladığı Güneyde Kültür dergisi ve çok sayıda
kitabı ile tanıdığım ız M ehm et Tekin, Hatay Tarihi
adlı eserini 1993 yılında yayınlamış ve kitabın ikinci
b ask ısı 1999 y ılın d a y a p ılm ıştı. Bu k o nudaki
çalışm alarını derinleştirerek sürdüren yazar Hatay
Tarihi’nin her bölümünü ayrı ayrı ele alarak bağımsız
kitaplar halinde hazırladı. Bunlardan Hatay Devleti
ve Osmanlı Döneminde Hatay tamamlandı ve İkincisi
2000 yılında Atatürk Kültür Merkezi tarafından Hatay
Tarihi -Osm anlı Dönem i- adıyla yayım landı. 308
sayfadan ibaret olan ve dipnotlarla, fotoğraf, harita ve
belgelerle zenginleştirilen kitap incelendiğinde, Hatay
tarihinin siyasi olayları kadar ekonom ik, sosyal ve
kültürel yönlerine de gereken ağırlığın verildiği, merak
edilen pek çok konuya açıklık getirildiği, bu konuda
büyük bir boşluğu doldurm ak suretiyle önem li bir
ihtiyaca cevap verdiği görülmektedir.
Kitabın içeriği ve hazırlanışı ile ilgili bilgilerin
verildiği Ö nsöz'den sonra (s.VII- IX) 6 bölüm halinde
düzenlenen m etin b ölüm leri yer alm ış, bunları
Kaynaklar, İndeks ve Resimler bölümleri izlemiştir.
İlk çağlardan O sm anlı d önem ine kadar tarihini
özetleyen I. Bölüm (s. 1-10) “Başlangıçtan Osmanlı
Dönemine K adar” başlığını taşıyor. II. Bölüm ( s. 11 -
148) kitabın gövdesini oluşturan Osmanlı asırlarına
a y rılm ıştır. Bu bölüm de A n ta k y a ’nın O sm anlı
Hakim iyeti A ltına G irm esi, 16. yüzyılda ilin idari,
ekonom ik ve nüfus durum u, köyleri, m ahalleleri,
Osmanlı Kanunnamelerinde Özer Livası ve Antakya,
Reyhanlı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Belen
ve Bakras, 16. Yüzyılda Özer Sancağı ve P ayas’ta
külliyenin, iskelenin, kale ve Cin Kulesinin yapılması,
bölge lim anları, aşiretler, ürünler, M urat Paşa ile
Canbolatoğlu arasındaki savaş, IV. Murat’ın Antakya’ya
gelişi , bu yolun Surre Alayı ve hacı kafileleri için
önemi anlatıldıktan sonra, Evliya Çelebi’nin bölge ile
ilgili ilginç gözlemleri önemli bir yer tutuyor. Bölümün
devamında verilen bilgilere göre, 17. Yüzyıl sonları
ile 18. Yüzyıl başlarında bölgede asayiş ve huzur
bozulmuş, göçler ve iskan hareketleri görülmüş, devlet
bazı tedbirler almış ve bu arada B akras’ta muazzam
bir külliye olan Karam urt Hanı yaptırılm ış, yine de
aşiret isyanlarının ve düzensizliğin önü alınamamıştır.
Bunlarla birlikte A ntakya’da, Ordu (Yayladağı) ve
S ü v e y d iy e ’d e (S a m a n d a ğ ) g ö rü le n ve d e v le t
görevlilerinin de karıştığı yağma ve gasp olayları ile
Küçük Ali Oğulları olayı. İbrahim P aşa’nın bölgeye
gelişi ve Belen Savaşı bu bölümde incelenmiştir. Ayrıca
ekonomik etkinlikler, meslek türleri ve esnaf, vakıflar,
ticaret, limanlar, menziller, derbentler, esnaf teşkilatı
ve mahalli ölçüler, kaza görevlileri, 19. Y üzyılda
ekonomi ve fiyat hareketleri, Tanzim at, Erm eniler,
Fırka-i İslahiye’nin gelişi, asayiş ve idare konusunda
yaptığı düzenleme çalışmaları, yeni idari düzenlemeler,
deprem ler, iskeleler, yollar (karayolu, dem iryolu),
bölgede Ermeni olayları ve Musadağı isyanı, yabancı
okulları, petrol gibi konular, aynı bClümden seçilmiş
başlıklardır. Daha çok kültür yapısının incelendiği
“Kültürel ve Sosyal Yapıdan K esitler” başlığı altında
ilim adamları, şairler,yazarlar, şehir dokusu ve başlıca
u nsurları, cad d eler, sokaklar, m alzem esi, yapısı,
eşyaları, işleyişi, ısınm a ve sağlık şartları ile evler,
sosyal yapı ve yaşayış, müzik ve mutfak kültüründe
değişim, nüfus, şehrin önemli kişileri tanıtılmaktadır.
“ 20. Yüzyıl Başlarında H atay’ın İdari Yapısı"
başlığını taşıyan III.Bölüm de (s. 149-159) kazalar,
m ah alleleri ve b ağ lı n a h iy e le r, k azaların id ari,
ekonomik, sosyal ve kültürel yapılan İncelenmektedir.
IV. Bölüm 20. Yüzyıl olaylarına ve bölgenin
işgaline aynlmış (s. 161-218) ve 1909 Ermeni olayları,
gazeteci Ahm et Ş e r ifin bölge ile ilgili gözlem leri,
Antakya’da idadi açılması, cem iyetler, Balkan ve 1.
Dünya Savaşları döneminde Antakya, İskenderun ve
havalisinin durum u ve savunm a düzeni, yaşanan
ekonomik sıkıntılar, âfetler, Antakya’ya su getirilmesi,
tehcîr ve M usadağı Ermeni isyanı ayrıntılı biçimde
incelenmiştir. Daha sonra bölümün devamında Arap-
Bilge 48
2001
/
Güz 30