T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə63/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   80

206 
 
Bu  kitapta  derlenen  tekerlemeler,  daha  ilk  bakışta,  konuları  ve 
görünüşleri  bakımından  iki  guruba  ayrılıyor:  1-masalın  başında  söylenmesi 
adet olan “giriş klişeleri” (evvel zaman içinde vs. masalın ortasında, sonunda 
söylenen  bazı  klişeler  de  bu  bölüme  girer);  2-masalcının  kendi  başından 
geçmiş  gibi  –birinci  şahısla-  anlattığı  garip  maceralar.  Bu  ikinci 
bölümdekilerden  bazılarının,  üçüncü  şahısla  anlatılarak  bağımsız  masal 
halinde göründükleri de oluyor. 
Masal başı tekerlemeleri masalcının ve dinleyicilerin isteklerine –ama, 
asıl,  masalcının  ustalığına-  göre  uzun  veya  kısa  şekilleriyle  masal 
başlamadan  söylenir.  Tekerleme  günlük  hayatımızın  ölçülerine  sığmayan, 
olmayacak işleri olağan sayan bir masal dünyasına ayak basacak dinleyiciyi 
gerçek üstü ve gerçek dışı havaya alıştırmak için bir giriştir. Masalcı bununla, 
daha baştan, masalı tarif edecek, onun niteliğini, amacının belirtecektir. 
Masalcı  gerçek  dışı  bir  dünyaya  giren  dinleyicisini  sade  anlatmasına 
başlamadan  hazırlamakla  da  yetinmez:  masalın  içinde  ve  sonunda  çeşitli 
kalıp ifadelerle, bazı da zemin ve zamana uygun düşürerek kendi uydurduğu 
söz oyunlarıyla, sanatının niteliğini tekrar tekrar hatırlattır.
132
 
Boratav, bu masal tekerlemelerinin en bilinenlerinden bazılarını (az gittik uz 
gittik,  bir  arpa  boyu  yol  gittik,  o  yalan  bu  yalan  fili  yuttu  bir  yılan,  sineğe  vurdum 
palanı/dinlettim  sana  bu koca  yalanı gibi) örnek olarak  vermiştir. Bu tekerlemelerin 
masala  nasıl  bir  hava  kattığını  ve  masaldaki  olaylar  arasında  nasıl  bağlantı 
kurduklarını da açıklamıştır.  
                                                             
132
 A. g. e. s. 32–33 


207 
 
Boratav’ın özel olarak Türk masalını konu ettiği çalışması ise “Az Gittik Uz 
Gittik”  adlı  eseridir.  Bu  kitap  Haziran  1992’de  yayımlanmıştır.  Kitabın  293–315 
sayfaları arasında yer alan Türk Masalı Üzerine adlı bölümü ise Türk masalının tarihi 
gelişiminin  tartışılıp  açıklandığı  en  önemli  kaynaktır.  Boratav  bu  bölümde  Türk 
masalının tarihi gelişimi hakkında genel hatlarıyla şu bilgileri vermektedir: 
Türk masalı üzerine en eski bilgileri 13. Yüzyılın Anadolulu büyük şairi 
Mevlana 
Celaleddin’in 
eserlerinde 
buluyoruz. 
Celaleddin 
Belh’den 
Anadolu’ya  genç  yaşta  gelmiş,  Konya’da  yerleşmişti.  Şiirlerini  Farsça 
söylemiş,  yazmış  olması  onu  Anadolu  insanı  ve  şairi  saymamıza  engel 
olmaz.  O,  fikirlerini  iyi  açıklamak  için,  fırsat  düştükçe  hikâyeler,  fıkralar, 
efsaneler,  hayvan  masalları  anlatır.  Yazılı  eserlerden  aldığı  hikâyelerin 
kaynaklarını gösterdiği olur; kimi de anlattığı şeyleri “bir yerde okuduğunu” ya 
da “bir yerde anlatıldığını duyduğunu” söylemekle yetinir. Fıkralar ve latifeler 
için  özellikle,  Mevlana’nın  Mesnevi’si  karşılaştırmalı  halk  edebiyatı 
incelemelerinde birinci derecede önemli bir kaynak değeri taşır. 
Bu  en  eski  bilgilerden  sonra  Boratav,  yirminci  yüzyıl  başına  kadar  Türk 
masalının  yaşadığı  değişim  ve  gelişimi  detaylarıyla  açıklamıştır.  Yirminci  yüzyılla 
modern dönem edebiyatının masalla alışverişi hakkında ise şu açılamaları yapmıştır: 
Çağdaş  Türk  romanı  döneminde  köylü  yaşamını  konu  edinen  Yaşar 
Kemal  (İnce  Mehmet,  Orta  Direk),  Fakir  Baykurt  (Yılanların  Öcü,  Onuncu 
Köy),  Kemal  Bilbaşar  (Cemo,  Memo),  yapıtlarında  efsaneleri,  eşkıya 
menkıbelerini,  çeşitli  halk inanmalarını,  törelerini  gereç  olarak  kullanan,  halk 


208 
 
dilinde masal ve efsanelere özgü söyleyiş öğelerinden ustaca yararlanmasını 
bilen yazarlardır. 
Folklor-  edebiyat  alanındaki  bu  tespitlerinde  Boratav;  Necip  Fazıl’dan  Aziz 
Nesin’e  Necati  Cumalı’dan  Nazım  Hikmet’e  kadar  çeşitli  yazarların  Türk  halk 
edebiyatının  temel  konularını  edebi  eserlerinde  nasıl  kullandıklarını  göstermiştir. 
Türk  masallarının  hangi  koşullarda  derlenip  toparlandıklarına  ilişkin  bilgiler  ise 
Boratav’da şu şekilde yer almaktadır: 
…  Bazı  yazarlar,  bilmeden  bir  tür  folklorculuk  işi  gerçekleştirmişlerdir. 
Bunlar  arasında  17.  Yüzyılın  ünlü  kişisi,  Evliya  Çelebi  en  başta  gelir.  Onun 
kitabı, özelikle inanışların, törelerin, efsanelerin, menkıbelerin tarih yönünden 
incelenmesinde  başlıca  kaynak  değerindedir.  Evliya  Çelebi  gezdiği  yerlerde 
rastladığı,  duyduğu  bütün  ermiş  kişiler  (eskileri  kadar,  o  çağda  yaşamakta 
olanları  da)  üzerine  anlatılan  menkıbeleri,  yer  adlarıyla  ilgili  söylentileri, 
efsaneleri bütün ayrıntılarıyla not etmeyi ve kitabına geçirmeyi unutmamıştır. 
Masal  türünde  en eski  kitap,  on dört halk  masalını  bir  araya  toplayan 
Billur  Köşk’tür;  bunların  hepsinin  sözlü  gelenekten  alınmış  olduğuna  şüphe 
yoktur.  Kitabın  yazarını  ve  ilk  yayın  tarihini  bilmiyoruz.  Taşbasması  ve 
tipografya baskısı olarak pek çok yayınlar yapılmıştır. En son baskısını Tahir 
Alangu  1961’de  yapmıştır.  Oryantalist  Georg  Jackob,  1899’da  tarihsiz  bir 
baskısını  gördüğünü  söyler.  Türk  halkbilimi  alanında  –ve  bu  arada  masal 
konusunda-  bilinçli  ve  bilim  amacıyla  bir  derleme  ve  araştırma  çabasını 
görmek için 19. Yüzyılın sonlarını beklemek  gerekir. Bu yolda ilk eserleri de 
batılı oryantalistler vermişlerdir. 


209 
 
Bu  bilgilerden  sonra  Boratav,  Macar  bilgin  İgnacz  Kunos’un  yaptığı  önemli 
çalışmaları  açıklamaktadır.  Yine  kendi  bilimcilerimizden  Ziya  Gökalp’ın  yaptığı 
çalışmaları  da  açıklamaktadır.  Cumhuriyet  sonrası  yapılan  çalışmalarda  Hoca, 
kendisinin  1936–1946  arasında  Dil-Tarih’te  iken  yaptığı  derlemelerin  sayısının 
2000’i bulduğunu da okuyucuya anlatmaktadır. Bölümün sonunda ise şu bilgiler yer 
almaktadır:  Bütün  bu  rakamlara  şu  son  yıllarda
*
  eşim  Hayrünnisa  Boratav’la 
Anadolu’da  yaptığımız  derlemelerin  ürünü  olan  aşağı  yukarı  600  masalı 
katarsak,  Türk  masalları  hazinemizin  yuvarlak  rakamla  3800  metinlik  bir 
toplama eriştiğini söyleyebiliriz. 
Boratav,  Türk  masalı  araştırmaları  tarihini  eserinde  bu  şekilde  açıkladıktan 
sonra  makalenin  sonunda şunları  söylemektedir: Genel olarak Türk masalının ve 
özellikle  bu  kitapta  bir  araya  getirilmiş  olanların,  nitelikleri  üzerinde  ayrıca 
durmayacağım;  bundan  önceki,  masalla  ilgili  yayımlarımda  yeterince  bilgi 
verdim. Yalnız, kitabımın sonundaki Karatepeli hikâyeleri üzerinde birkaç söz 
söylemek isterim; çünkü şimdiye kadar o tipten örnekler yayımlamamıştım.
133
 
Bu  açıklamalarından  sonra  Boratav,  Karatepeli  hikâyelerinin  bazı 
özelliklerini  okuyucusuyla  paylaşmaktadır.  Boratav,  yukarıda  yer  alan  makalesinde 
de  belirttiği  üzere  Türk  masalının  özelliklerini  ve  folklor  malzemesi  olan  Masal’ın 
genel  özelliklerini  bu  kitabında  açıklamamıştır.  İncelenen  ilk  kitap  olan  Zaman 
Zaman İçinde adlı çalışmasında ise bu özelliklerin detaylarıyla açıklanmış olduğunu 
gördük.  Bu  eserinde  (Az  Gittik  Uz  Gittik)  Boratav  daha  çok  Türk  masalının  tarihi, 
masalımızın edebiyat ve tasavvufla olan ilişkileri üzerinde durmaktadır. 
                                                             
*
 (1964,1967 ve 1968 yılları) 
133
 Pertev Naili Boratav, Az Gittik Uz Gittik, İstanbul, 1992, 293–313. 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə