T. C. Kara harp okulu savunma bġLĠmlerġ enstġTÜSÜ GÜvenlġk bġLĠmlerġ anabġLĠm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə50/117
tarix15.03.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#32422
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   117

 
118 
 
 
 
 
(f) 
HoĢgörü ve Baskı
 Boyutu 
 
 
 
 
H
oĢgörü
lü 
kültürler; hayattan zevk alma ve eğlenmek ile 
ilgili  doğal  ve  temel  insan  dürtülerinin  göreceli  memnuniyetine  izin  veren 
kültürleri, 
baskı
  gösteren  kültürler  ise, 
katı  toplumsal  kurallar  tarafından 
ihtiyaçların tatminini bastıran ve onları düzenleyen kültürleri tanımlamaktadır
 
(Hofstede ve 
diğerleri
, 2010). 
 
Her  iki  kültür  arasında  temel  farklılıklar  mevcuttur.  Örneğin;  hoĢgörülü 
kültürlerde  insanlar  mutludur,  boĢ  zamanlar  değerlidir,  arkadaĢlık  önemlidir 
ve bireyler dıĢa dönük davranıĢ gösterir. Bununla birlikte, baskıcı kültürlerde 
mutsuz  insan  sayısı  fazladır.  BoĢ  zamanların  bir  önemi  yoktur,  arkadaĢlık 
azdır,  bireyler  nevrotik  kiĢilik  özelliği  gösterir.  Ġki  kültür  arasındaki  temel 
farklılıkları çoğaltmak mümkündür (Tablo
-19). 
Tablo-19 : 
HoĢgörülü ve Baskıcı Kültürlerin Temel Farklılıkları 
(Hofstede ve 
 
 
  
diğerleri,
 2010:243-2) 
H

görülü Kültürler 
Baskıcı
 Kültürler 
Büyük oranda mutlu insanlar 
Büyük oranda mutsuz insanlar 
Bireysel yaĢam kontrolü algısı
 
Acizlik algısı, 
"
bir Ģey 
yapmazsam bana ne 
olur" 
düĢüncesi
 
BoĢ zamanlar değerli
 
BoĢ zamanlar değersiz
 
ArkadaĢa sahip olmak önemli
 
ArkadaĢa sahip olmak önemli değil
 
Tutumlu olmak önemli değil
 
Tutumlu olmak önemli 
Daha fazla dıĢa dönük kiĢilik
 
Daha fazla nevrotik kiĢilik
 
Ġyimserlik seviyesi yüksek
 
Kötümserlik seviyesi yüksek 
Aile fertleri arasında ev iĢlerinin eĢit 
paylaĢımı
 
Ev iĢlerinde eĢit paylaĢım önemli değil
 
KonuĢma özgürlüğü önemli
 
KonuĢma özgürlüğü birincil öncelikli değil
 
Düzeni sürdürmek yüksek öncelikli bir konu 
değil
 
Düzeni sürdürmek birinci öncelikli konu 


 
119 
 
 
Hofstede  tarafından  yapılan  çalıĢmada;  hoĢgörülü  ve  baskıcı  kültürler 
sıralamasında 
Venezuela,  Meksika,  Porte  Riko,  El  Salvador  ve  Nijerya  en 
hoĢgörülü  ülkeler  olarak  ilk  beĢ  sırayı  paylaĢırken  baskıcı  ü
lkeler 
sıralamasında ilk beĢ sırada Pakistan, Mısır, Letonya, Ukrayna ve Arnavutluk 
yer  almaktadır. 
Türkiye,  49  puanla 
hoĢgörüden  baskıcıya  doğru  yapılan 
sıralamada 37‟inci sırada
 
yer almıĢtır (Hofstede ve diğerleri, 2010:
282

285).  
g. 
Değerlendirme
 
 
 
Üzerinde  fikir  birliğine  varılmıĢ  ortak  bir  tanım  olmamakla  birlikte 
kültürü
,  insanoğlunun  varoluĢundan  itibaren  sahip  olduğu  herĢey
  olarak 
görmek mümkündür. 
Bir baĢka ifadeyle kültür, insanların veya grupların sahip 
olduğu  maddi  ve  manevi  kazanımlardır. 
 
Ġnsanoğlu  kültürel  bir  varlıktır

hayatta  yaĢayarak  öğrendiklerini  kültüründe  saklayarak  bir  sonraki  nesillere 
aktarma becerisine sahiptir. 
Ġlk baĢlangıçtan itibaren 
i
nsanoğlu

sahip olduğu 
kültür vasıtasıyla dünyaya hâkim olmuĢ ve varlığını sürdürebilmiĢt
ir (Güvenç, 
2013). 
 
Kültür  çeĢitli  kategoriler  altında  sınıflandırılabilmektedir.  Ġngiltere 
Savunma  Bakanlığı'nın 
"
Kültür  ve  Ġnsan  Dokusunu  Tanıma  (
Culture  and 
Human Terrain)"  
baĢlıklı müĢterek doktrininde bu sınıflandırma; sosyal yapı, 
politik yapı, ekonomik yapı, inançlar ve değerler ile etkileĢimler olmak üzere 
beĢ  ana  baĢlık  altında  toplanmıĢtır.  Sosyal  yapı

toplumun  temel  yapı  taĢı 
olarak  görülmektedir.  Grup  içerisindeki  sosyal  yapının  analizi,  bireylerin 
davranıĢ  Ģekillerinin  anlaĢılmasını  sağlamaktadır.  Akrabalık  iliĢkisi,  etnik 
gruplar,  ırk,  milliyetçilik  ve  cinsiyet  ayrımı  gibi  konular  sosyal  yapının  analiz 
alanları  arasında  sayılabilir.  Politik  yapı

otoritenin  tanımı,  merkezi  yönetim 
sistemi,  liderlik  sistemi,  etnik  ve  kabile  yapısı  ve  gücün
 
kullanımı 
konularından  oluĢmaktadır.  Ekonomik  yapı  ise
;  devletin  resmi  ekonomik 
yapısını  ve bankacılık  sistemini tarif etmektedir.  Ancak her devletin kendine 
özgü 
farklı  alternatif  ekonomik  sistemlerinin  de  bulunduğunu
  söylemek 
mümkündür.  Değerler  ve  inan
çlar;  din,  yerel  dini  uygulamalar,  ritüeller  ve 
sembolleri  içerir.  Son  olarak 
etkileĢim,  farklı  kültürlerin  veya  grupların 
diğerleri  ile  kurdukları  iletiĢim  ve  etkileĢimi  tanımlamaktadır.  Fiziksel  ve 
beden  dili, 
etkileĢimin  temel  unsurları  arasında  sayılab
ilir.  Bununla  birlikte 


 
120 
 
misafirperverlik,  heyecan,  his,  duygu  ve  dürüstlük  gibi  kavramlar etkileĢimin 
seyrini  belirleyen  konular  arasında  yer  almaktadır  (JDN,  2013).
  Kendi 
kültürümüzden  farklı  bir  kültürü  öğrenebilmek  için
,  belirtilen  bu  be
Ģ
 
alanın 
analiz edilmesine ihtiyaç duyulur. 
 
Kültürü  bir  buzdağına  benzetmek  mümkündür  (Peterson,
 
2004).  BeĢ 
duyu  organımızla  hissedebileceğimiz  ve  görebileceğimiz  somut  kültürel 
faktörler buzdağının üst kısmında yer alırken, fikirler, görüĢler, bakıĢ açıları, 
davranıĢlar  ve  felsefe  gibi  soyut  faktörler  buzdağının  görünmeyen 
bölümündedir.  Dolayısıyla  kültürün  görünen  yüzünün  yanı  sıra
  görünmeyen 
yüzünün de analizi, kültürlerin anlaĢılması adına önemlidir. 
 
 
Kültür,  öğrenilen,  paylaĢılan,  sürekli,  toplumsal,  sembollere  dayalı, 
değiĢken ve inĢa edici özelliklere sahip bir kavramdır. Bu özellikleri sayesinde 
nesilden  nesile  aktarıla
rak 
toplumsal  hayatın  anlaĢılması  adına  değer 
taĢıdığını  söyleyebiliriz.  Diğer  taraftan,  16'ncı  yüzyılda  Osmanlı  Devletinin 
uyguladığı 
istimalet  pol
itikası
  (
Ġnalcık,  2012:3),  20  ve  21'nci  yüzyılda  ise 
baĢta  ABD  olmak  üzere  birçok  devletin  baĢvurduğu  yumuĢak  güç 
uygulamasında temel kaynak

kültür ve kültürün tanınması olmuĢtur. Kültürel 
faktörlerin  analizi  ile  hedeflenen  kalpleri  ve  zihinleri  kazanma  stratejisi,  hem 
istimalet  siyaseti  hem  de  yumuĢak  güç  uygulamalarının  merkezinde  yer 
almıĢtır.  Dolayısıyla  stratejik,  operatif  ve  taktik  alanda,  kültüre  iliĢkin 
farkındalık  kazanılması  veya  kültürün  göz  ardı  edilmesinin,  devletlerin 
varlıklarının  devamını  o
lumlu  veya  olumsuz  etkileyebilece
ğini
  söylemek 
mümkündür.  
 
Kültür, simetrik ve asimetrik savaĢların içiçe geçtiği, bir baĢka ifadeyle 
hibrid  savaĢların  yaĢandığı  bir  ortamda
,  önemli  bir  analiz  konusu  haline 
gelmiĢtir (
Mccuen,  2009). 
SavaĢın değiĢen yüzü,  uluslararası iliĢkiler ve dıĢ 
politikada kültürün anlaĢılmasını, tanınmasını ve uygulamaya yönelik hareket 
tarzları  geliĢtirilmesini  gerekli  kılmıĢtır.  Bozeman'a  (2009:64)  göre  dünyada 
çok kültürlü yapının varlığı, farklı düĢünme sistemi, değerler sistemi ve politik 
organizasyonların  ortaya  çıkmasına  neden  olmuĢtur.
 
Dolayısıyla  21'nci 
yüzyılın  çok  kültürlü  ortamında  karar  vericiler  ve  politika  yapıcıların,  bu 
farklılıkları 
analiz  ederek 
anlamaya  ihtiyaçları  olduğunu  söylemek 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə