Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 189
THE ROLE OF FOLKLORE IN THE PROTECTION OF NATIONAL
ASSETS OF JOLAN TURKMANS
ABSTRACT
There are not only Arabs, Duruzs but also Turkmans as well among Joran
people who live on the borderland between Syria and Israel. Some of Turkmans
who were deported from the villages Eyn Ayshe, El Kadiriye, El Rizeniye, El
Sindiyene, El-Jedide, Eyn El Kara, Eyn El Sumsum, El Elika, Eyn El Alak, El
Ahmediye, Kefer Nefah, El Mugir, El Mugir, Hafar, El Hivan, Medinit El Bas where
they had settled during Syria-Israel war in 1967 have been living in the slums and
poor areas such as Seyyide Zeynep, Hajaresvet and Kadem in Sham, mainly Jolan
(Joneytira which is under UN control) until civil war. There is not much detailed
information about the condition of Jolan Turkmans whose number is nearly seventy
thousand for the last three years. Before civil war the samples of folklore, dialects,
and life stories of Jolan Turkmans had been collected. Though more than two
million Turkmans have been arabized in Syria yet Jolan Turkmans who live isolated
among Arabs succeeded to prevent themselves from being arabized despite being
under systematic oppression thanks to their rich manis, proverbs, traditions. The
materials collected from Jolan Turkmans will be touched upon in this article, their
traditions will be analyzed, the reasons why we wrote a book about Jolan Turkmans.
In order to contribute to the works on history, traditions, folklore of Turkmans we
decided to conduct a presentation in the symposium.
Key words:
Jolan people, Turkmans, Syria, Israel occupation, folklore
GĠRĠġ
Birinci Dünya SavaĢı sadece dünyanın politik haritasını değiĢtirmedi,
halkların yaĢamına da etkisini gösterdi. 19. yüzyıldan bu yana Doğu‟da
Ģovinizmi körükleğen sömürgeciler yüzyıllar boyu kardeĢce, iç-içe yaĢayan
halklar arasında bir duĢmanlık tohumu yeĢertti. Böylece yokedilen Osmanlı
devletinin harabeliklerinde yaratılan yeni devletlerde halklar eski dönemlerde
olduğu gibi kardeĢce yaĢayamadılar. Aynı dilde konuĢan, aynı dine inanan,
aynı kültürün taçıyıcısı olan kiĢilerden oluĢturulan devletleri de bir-birine
düĢman ettiler. Birinci Dünya SavaĢından sonra yaratılan Suriye devletinde
Nusrayriler, ġiiler, Aleviler, Sünniler, Dürziler ve Hristiyanlar (Hristiyanlar da
Ortodokslara, Katoliklere, Protestantlara, Keldana (Süryanilere), Marinelere
ayrılır) gibi çeĢitli inanç sahibi kiĢiler yaĢamakta. Maalesef yeni yaratılan
devletlerde darbeler iç savaĢlar ara vermez. Bütün bunlar orada yaĢayan
halkların hayatını etkiler. Yüzyıl önce yabancı güçlerin etkisi ile Osmanlı
190
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
devletini çökertmeğe çalıĢanların torunları bu gün iç savaĢtan kurtulmak için
Osmanlının harabeliklerinden yükselen Türkiye devletine sığınır.
Osmanlı devleti Suriye‟de Arapların ve orada yaĢayan farklı dilde
konuĢan, farklı inanç sahibi kiĢlerin dillerinde okullarının olmasını, eğitim
almalarını, kültürlerini yaĢatmalarını yasaklamadığı halde, yeni yaratılan Arap
devletlerinde antlaĢma Ģartları bozularak Türkmanlar‟ın (Türklerin) ana
dilinde eğitim almaları, kültürlerini yaĢatmaları engellenir. Bu da
Türkmanlar‟ın eridilmesine – assimileye, AraplaĢmasına yol açar.
Ümit Özdağ 2012 yılı Mart‟ın 15‟de Yeniçağ gazetesinde yayımlattığı
“Suriye Türkleri” makalesinde yazar: “Ġnternetten Suriye‟nin nüfus yapısı ile ilgili bir
araĢtırma yaparsanız göreceğiniz Ģey, Suriye‟de hiç Türkün yaĢamadığıdır. Bu inanılır gibi
bir Ģey değildir. Küçük on bin kiĢilik gruplardan bahsedilir ancak, 1.5 milyonu hâlâ
Türkçe konuĢan 2 milyonu ise Arapça konuĢan ancak Türk olduğunu bilen 3.5 milyon
Türk‟ten bahsedilmez.
Suriye‟de bir iç savaĢ çıkar ise bu iç savaĢtan en fazla zarar görecek olanlar,
Irak‟ta olduğu gibi Türkler olacaktır. Bütün gruplar az veya çok silahlı ve savaĢa
hazırdırlar. Ancak Türkler, silahsız, örgütsüz ve dağınık durumdadırlar (Özdağ Ümit,
2012, http://www. yenicaggazetesi.com.tr/suriye-turkleri-22058yy.htm).
Turhan Çetin de Dr. Mukhtar Fatih, Ali Öztürkman‟ın ve Oytun
Orhan‟ın “Suriye‟de DeğiĢimin Gündeme TaĢıdığı Toplum: Suriye Türkmanları”
makalesine dayanarak Suriye Türkmanları‟nın sayını Ümit Özdağ‟ın kaydettiği
gibi gösterir (Çetin Turhan, 2014:36).
Fahri Atasoy kendisi de Suriye Türkmanları‟ndan olan ve hâlâ orada
akrabaları bulunan MHP Mersin Milletvekili Mehmet ġandır ile “Suriye gerçeği
ve Suriye Türkmanları‟nın geleceği” reportajında yazar:
“En son OSAM‟ın
araĢtırmasına göre elimizde veriler var. Buna göre: Halep‟te 975 bin, Humus‟ta 835 bin,
ġam‟da 460 bin, Lazkiye‟de 385 bin,Hama‟da 350 bin, Rakka‟da 120 bin, Dera‟da
75 bin, Tartus‟ta 50 bin, Ġdlip‟te 25 bin, diger bölgelerde 175 bin olmak üzre Suriye‟nin
her bölgesinde toplam 3,5-4 milyon Türkman yaĢamaktadır” (Atasoy Fahri, 2014:52).
Deniz Türkmen oğlu ise yazar: “Suriye'de Bayat, AfĢar, Karakeçili,
Ġsabeğli, Musabeğli, Elbeyli, Akar, Hayran, Çandırlı, Sincar gibi Türk boyları
yaĢamaktadır. Bu Türk boyları ile Anadolu'daki uzantıları olan Türk boyları arasında
inançlar, gelenekler ve folklorik pratikler bakımından çok önemli benzerlikler tespit
edilmiĢtir.