108
Cilt /Volume 2, Sayı/Issue: 1, Haziran/June 2021 Ankara
Nizami Caferov,
Mirza Alekber Sabir'in “Fahriyesi” başlıklı makalesinde bu iki sanatçıyı
karşılaştırarak şöyle yazar: “Hem Cenneti'nin hem de Sabir'in
Fahriye’si, ortaya çıktığında
Azerbaycan'da ve genel olarak Türk dünyasında Türkçülük ideaolojisi geniş çapta yayılmakta,
özellikle dönemin aydınlarının zihninde, ulusu geri kalmışlıktan kurtaracak büyük bir programın
fikir temelini oluşturmaktaydı"(Ceferov Nizami, 2015). Kuşkusuz, bu nedenle her iki şairin
eserinde Türk dünyası tarihine epeyce bir seyahat yapılmış ancak yaşanan tarih farklı açılardan
değerlendirilmiştir. Tüm bunlara rağmen,
Fahriye şiiri, "M.A. Sabir'in başyapıtlarından biri
olduğu gibi, A. Cenneti'nin de başyapıtlarından biri hatta birincisidir"(Ceferov Nizami, 2015).
20. yüzyılın başlarında Azerbaycan satirik şiirinin gelişmesinde M.A. Möcüz'ün hizmetleri de
yadsınamaz. Möcüz, yukarıda da bahsedildiği gibi, M.A. Sabir'i bir üstat olarak görmüş, bir dizi
eserine nazire yazmıştır. M.A. Möcüz, genel olarak gazel, taşlama, mani, geraylı, deyişme ve
diğer türlere başvurmuştur. Şairin eserlerinin çoğu mesnevi türünde yazılmıştır.
20. yüzyılın başlarında romantik üslupta yazan Azerbaycan şairlerinin, klasik lirik şiir
türlerinden olan gazel, rubai, müstezat, nevha, mersiye ve diğer türleri kullanmaları dikkat
çekicidir. Kuşkusuz, söz konusu dönemde gazel türünü kullanmak yüzyılın toplumsal siyası
havasıyla uyum sağlamamaktaydı. Özellikle maarifçi- realist ve satirik tarzda yazan şairler
nadiren bu türü kullanmaktalardı. Yine de edebi süreçte gazel türündeki şiir örneklerinin belirli
ölçüde etkin olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu durum bir yandan klasik edebi geleneğe, diğer
yandan da romantizm akımının ilkelerine bağlılıktan kaynaklanmaktaydı.
Divan edebiyatının önde gelen türlerinden biri olan gazeller hiç kuşkusuz yüzyıllar boyunca
önemli şiir türlerinden biri olarak estetik düşünceye yön vermiştir. Huseyin Cavid'in gazel
örnekleri, Azerbaycan Türkçesinin yanı sıra Farsça da kaleme alınmıştır. M. Soltan ve İ. Caferpur,
şairin Farsça gazellerini Azerbaycan Türkçesine çevirmiştir. Şairin gazel türüne başvurması, bu
türde eserler yazması onun divan edebiyatı geleneklerine (özellikle faaliyetinin ilk
dönemlerinde) bağlılığını göstermektedir.
H.Cavid'in "Gülçin" mahlasıyla (bazen son beyitte mahlas kullanmadan) yazdığı gazeller
genellikle aşkla ilgilidir. Farsça yazdığı gazellerinden birinin konusu ise vatandır. Şairin
gazellerinin, dil, üslup ve tür özellikleri bakımından geleneksel divan şiiri örneklerinden çok da
farklı olmadığını da belirtmekte fayda var:
Bana
anlatma ki, aşk âlem-i sеvda ne imiş?
Bilirim
ben seni, git! Her sözün efsane imiş.
Git, gülüm, git, güzelim! Başka bir âşık ara, bul!
Duydum artık senin aşkındaki mânâ ne imiş!(Cavid Hüseyn, 2005: 107).
Başka bir örneğe göz atalım:
Vеrdim o gün ki, zülf-i perişane gönlümü,
Saldı nigâr o zülfte zindane gönlümü.
Yalvardım
iczinen ona, belki halas еde,
Zincir-i zülfe bağladı divane gönlümü (Cavid Hüseyn, 2005: 112).