Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   43

oldukça eski olan ve medeniyet tarihinde kentleri ile ön plana çıkan meydan 

örnekleri çeşitli yönleri ile, form fonksiyon ulaşım trafik ve yaya trafiği bağ-

lantıları, kullanıcıların kullanım düzeyi ve yoğunluğu gibi bir dizi parametre 

sonucunda literatür araştırması çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu açıdan 

meydanın  gelecekteki  değişen  anlamının  ipuçlarını  da  bu  çalışmada  göz-

lemlemek mümkün olacaktır. Seçilen örnekle, politik ve yönetimsel yapının 

gücünü mekân üzerinde hissetmek ve gözlemlemek mümkündür.

Kavramsal Çerçeve

Kentlilerin dini, siyasi, kültürel ve ekonomik nedenlerle açık bir mekânda 

toplanma gereksinmesi kentsel hayatla yaşıttır. Kent meydanları kentlinin 

ev dışında sosyalleştiği yaşam merkezleridir. Meydan karşılığı olarak plaza 

ve piazza kelimeleri açık mekân ya da genişletilmiş sokak anlamına ge-

len platea, sınırlı yapılarla belirlenmiş planlı ya da plansız yerleşmelerde 

kentsel doku içinde belirgin konumda olan toplumsal, ticari ya da askeri 

amaçlarla bir araya gelişin ve yaya hâkimiyetinin olduğu alanlardır. Aynı 

zamanda, fiziki mekâna yansıyan farklı yaşam biçimlerinin kentlerin kül-

türel geçmişlerinin ve siyasal yapılarının somutlaştığı kamusal mekânlar, 

meydanlarda  bu  izleri  gözlemlemek  mümkündür.

7

  Antik  dönemlerde, 



Agora adını alan kent meydanı Akropol çevresinde konumlanan halkın 

bir araya geldiği yer anlamında kullanılmıştır. (Bkz: Şekil 1)

Antik dönemin kent devletleri içinde kentler, tanrının kutsal alanı durumunda 

olup tanrıya aittiler. Tanrıların heykelleri ana caddeleri ile agorayı süslemek-

teydiler. Özellikle Stoa adı verilen yalnızca açık sütunlu galeriyi içeren ve sık 

rastlanan biçimiyle çeşitli amaçlara uyarlanabilen bir yapı ile Bouleterion halk 

meclisi kapalı bir mekân ve gmynasion, stadion ve tiyatro ile çevrelenmiş-

tir. Aslında, Agora liman kıyısında yer alan kent devletleri için ticaretin alım-

satımın  belirli  esaslara  göre  bir  yerde  gerçekleştiği  alanlar  durumundadır. 

Eski Roma’da ise bu alanın niteliği kent meclisleri ve komutan karargahlarının 

eklenmesi ve serbestçe o günün iktisadının eylemlerinin eleştirildiği bir alan 

haline geldiği görülmektedir. Böylece, ticari bir mekânın yanı sıra siyasal kim-

likli bir alan haline gelmiştir. Eski yunanda agora, Roma’da forum adını alan 

meydan kentte yaşayanların ev ve iş dışındaki tüm zamanlarını geçirdikleri 

yerdir. Bu nedenle de toplumsallığın ve siyasetin merkezidir. Şekil 2’de Roma 

dönemine ait bir forumun planı gösterilmektedir.

Kısacası, meydan kent devletlerinin toplumsal, siyasal ve ekonomik odağını 

oluşturan bir toplanma mekânıdır. Ortaçağ kentinin nüfus ve büyüklüğü-

nün yaya mesafesinde ve insan ölçeğinde olması yerleşme biçimi ve silu-

eti ile bir bütün olarak algılanmasına yol açmıştır. Ortaçağın pitoresk kent 

mekânlarında, sokaklarda ve hiçbir düzene bağlı olmaksızın oluşan mey-

danlarda  yaya  dolaşımı  egemendir. Yollarda  belirli  kaçış  noktalarına  veya 

sonsuza doğru bakışlar yerine yumuşak çizgileri olan cephe plastiği ile zen-

ginleşen siluetleri devamlı değişen perspektifler elde edilmiştir. Çeşitli kitle 

konumları ve en azından iki cephesi ile meydana atılan kilise veya diğer 

kamusal yapılar beraberce meydanı oluştururlar. Genellikle, bir bina veya 

çeşme  biçimi,  düzenli  olmayan  meydanı  birbirine  geçişli  iki  dış  mekânı 

bölmektedir.

8

 Piazza -meydan- artık antik dönemdeki ölçekten daha büyük 



olmak üzere ekonomik ve toplumsal hayatın odağı haline gelmiştir.

Bu bağlamda, ortaçağ döneminin meydanları kilise yakınında oluşurken 

hem dini hem de dünyevi işlerin görüldüğü gereksinimlerin karşılandı-

ğı  toplantı  alanları  özelliği  kazanmıştır.

9

  Bu  duruma  uygun  meydanlar-



dan belki de en önemlilerinden biri Campidoglio Meydanı ile, Roma’da, 

Vatikan’da yer alan San Pietro Meydanı’dır. (Bkz: Şekil 3-4)

Ortaçağda kilise ve meydan, kentin en önemli öğesi iken, Rönesans döne-

minde önemini yitirmiştir. Rönesans dönemi ile kilise ve meydanı önemini 

yitirmiştir. Rönesans kentinde, genellikle anıtların yer aldığı merkezlerden 

dışa doğru ışınsal olarak açılan yollar üzerinde bulunan yapılarda balkon, 

Şekil 1. Assos Agorası.

Kaynak: Dinsmoor, W. B. (1975) The Architecture of Ancient Greece, B. T. Batsford Ltd. London.

Şekil 2. Roma dönemine ait forum planı.

Kaynak: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/common

Şekil 3. Campidoglio Meydanı’nın planı.

Kaynak: Moughtin C. Oc, T. Tiesdell, S.

GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 | 

49



İNCELEME

Daha sonraki dönemlerde ise, ülkemizde “Batılı-

laşma sürecindeki meydan bir açık alan olmak-

tan uzaklaşarak, batıdaki gibi trafik kavşağı olma-

ya doğru evrimleşmiş ve kentsel dokunun için-

deki bir boşluk gibi tanımlanmaya başlanmıştır.” 

Cumhuriyet dönemi ile birlikte ise, Cumhuriyet 

rejiminin  ve  Atatürk  devrimlerinin  yaşatılarak 

gündelik  yaşamda  kentli  vatandaşın  bu  yolla 

yaratmak için sosyal-mekânsal uygulamalara gi-

rişilmiştir. Bu uygulamalar kentin merkezinde yö-

netim yapılarının önünde yer alan geniş açıklıklar 

durumundadır. Bu alanlarda ise halkevlerinin yer 

alması da bu durumu destekler niteliktedir.

12

Heykeller,  rölyefler,  su  elemanları  ile  Osmanlı’nın 



son  dönemine  damgasını  vuran  adeta  bir  tür 

kentin hafızası ve zamanının tanıklığını yapan saat 

kuleleri ile daha da zenginleşmiştir. Buna rağmen, 

yönetim meydanlarının önünde yer alan bu mey-

danlar  günlük  yaşama  yabancı  sadece  tören  ve 

park  alanı  olarak  kullanmanın  ötesine  geçeme-

miştir.  Bugün  dahi,  bu  meydan  niteliği  sıradan-

laşmıştır.  Örneğin,  Yozgat  kentindeki  meydanın 

hemen yanında yer alan saat kulesi bir röper nok-

tası, kent için bir imge değer oluşturan anıtsal bir 

eleman  niteliğidir.  Zaman  içinde  saat  kulesinin 

yeri  değişmezken  diğer  meydanı  tanımlayan  ve 

biçimlendiren yapı elemanları tarihsel süreç için-

de değişikliğe uğramışlardır. (Bkz: Şekil 5)

İkinci  Dünya  Savaşından  sonraki  yeni  durumla 

birlikte,  yıkılan  Avrupa  kentlerinin  yeniden  inşa 

etme sürecinde kent merkezinde özel ulaşımın 

ve otomobilin ağırlığının artması kent meydan-

ları için önemli bir tehdit olarak düşünülebilir. Tra-

fiğin yoğunluğu, araç ve yaya trafiğinin kesişmesi 

ile beraber meydanlarda bundan önemli ölçüde 

etkilenmişlerdir.  Bütün  bunlara  rağmen,  mey-

danlar  bünyesinde  bulundurdukları  büyük  ve 

haşmetli kamusal yapıları ile etraflarını sınırlayan 

doğal peyzaj elemanları, su elemanları, heykeller, 

plastik elemanlarla birlikte toplumsal hayatın ak-

tığı ve bu akışkanlıkların yeniden meydana kimlik 

minde bir yeşil aks ve bant biçiminde kentin mer-

kezine  kadar  planlanması  meydanların  yeniden 

canlanmasına neden olurken kentin güzelleştiril-

mesine bir katkıda bulunmuştur.

Anadolu’da  ise  12.  yüzyıldan  başlayarak  kent-

te  bulunan  ticaret  alanı  dışındaki  tüm  kamusal 

donatıların bir merkezde toplanmayışı hem bu-

raya ulaşan yolların ağırlık kazanıp genişlemesi-

ni  gerektirmemiş,  hem  de  cadde,  sokak  ayrımı 

olmayan homojen bir yol ağı dağılımını olanaklı 

kılmıştır. Diğer bir neden olarak da, kentsel hare-

ketliliğin  oldukça  düşük  oluşu  ve  kadının  yaşa-

mının büyük bir bölümünü ev içinde geçirmesi 

gibi toplumsal özyapılar aynı dönemdeki Avrupa 

ortaçağ kentlerinin yoğun kentsel mekân kulla-

nımına  karşın  kamusal  açık  alan  kullanımının 

yoğunluğunu düşürmektedir. Ancak, bu durum 

ulaşım  ağındaki  şişmelerden  meydana  gelen 

açılmalardır. Bu meydanlar ise 17. yüzyıldan son-

ra Anadolu kentinde kahvehanelerin konumlan-

ması  seyirlik  oyunların  oynandığı  alanlar  olarak 

hizmet  vermekte  iken,  klasik  Osmanlı  kentinde 

bir  evrim  geçirerek  cami  önü  cuma  merasim 

meydanını  oluşturmuştur.  Bu  bağlamda,  mey-

danın salt cami avlusu ve önü gibi adlar altında 

mekânda  organize  olduğundan  söz  edilebilir. 

Bunda,  meydanın  sadece  kentsel  yerleşim  ala-

nının hemen kenarında yer alan ve yapılarla ku-

şatılmayan yapılanmış alana dıştan eklemlenen 

bir açıklık olduğu düşünüldüğünde ciddi bir de-

ğişimden söz edilebilir. Aynı zamanda ticaret ha-

yatında meydana gelen farklılaşma ve zenginlik 

yeni bir prestij alanının gelişmesine zemin oluş-

turmuştur. Bu merkezde cami, han, hamam, be-

desten gibi farklı eylem ve etkinliklerin bir arada 

olduğu  vakıflar  tarafından  kurulan  ve  organize 

edilen külliye yapıları ortaya çıkmıştır. Ancak,“18. 

yüzyılda o zamana kadar görülmeyen ve bir kut-

sal  mekânı  tanımlayan  meydan  çeşmeleri  bir 

değişime neden olmuştur. Ne var ki, çevresinde 

meydan oluşumunu destekleyen bir yapılaşma 

düzenlenmemiştir.”

11

konsol,  cumba  kalkmış  daha  bir  sade  düzen-



li  cephe  düzenlemelerine  gidilmiştir.  Meydanı 

çevreleyen yapılar arasında yönetim ile ilgili yapı-

ları yer almış, meydanda farklı etkinliklerin ticaret, 

dini  merasimlerde  gerçekleştirilmeye  başlan-

mıştır. Bu döneme has olarak geometrik düzen 

esas  alınarak  meydanın  en-boy  ölçüleri  1/2  , 

1/3, 1/1,42, 1/1,73 şeklindedir. Biçimde görülen 

bu  farklılaşmanın  yanı  sıra,  meydanlar  şehirsel 

yaşam aktivitelerinin gerçekleştiği, bireylerin bir 

araya geldiği, haberleştiği ve sosyal ilişkilerin ku-

rulabilmesinde rol oynayan açık mekânlar olarak 

yerleşmelerde görev üstlenmişlerdir.

10

Barok  dönemi  ise  kentlerde  birbirini  dik  kesen 



uzun ve geniş caddelerin askerlerin düzenli ve et-

kili bir geçişi için geniş bir meydan ya da geniş ve 

düz bir cadde zorunlu olduğu gözlemlenmektedir. 

Kentin organik gelişimi yerini Rönesans’la başlayıp, 

Barok dönemlerinde giderek gelişen bir geometrik 

planlamaya bırakmıştır. “Geometrik bir merkezden 

çevreye  doğru  yayılan  yollar  olarak  düşünülmüş 

bu  plana  göre  kurulmuş  bir  kentte  merkeze  ko-

nacak bir top, merkeze açılan bütün caddeleri de-

netim altında tutabilirdi. 19. yüzyılda Haussman’ın 

Paris’te giriştiği operasyonlar bu amaca yöneliktir. 

Merkez’de  odaklanan  saray  ve  saraya  ulaşmayı 

mümkün kılamayan uzun ve geniş caddelerin ışın-

sal dokusu ve kendi içinde kapalı olmaya çalışan 

bir mekânsal kurgu söz konusudur.

Sanayi  devriminin  yaşandığı  dönemde,  mutla-

kıyetçi  krallık  rejimlerini  ortadan  kaldırarak,  daha 

demokratik olma çabasında olan ve farklı toplum-

sal sınıfların özgürce bir araya gelmesine olanak 

tanıyan  geniş  açık  alanları  yaratma  çabası  içine 

girişilmiştir. 19. yüzyılın hızlı planlı ancak mühen-

disçe  olan  kent  gelişmesi  Camillo  Sitte’ye  şehir 

inşasını  estetik  ilkeler  uyarınca  gerçekleştirilmesi 

üzerinde yoğunlaştırmıştır. Böylelikle, sanayi dev-

rimi öncesindeki kent ve meydan vurgusu bu kez 

tarihsel önemi plan anıtsal yapılar ve kentin dışın-

da yer alan geniş orman alanlarının yeşil alan siste-

Şekil 4. İtalya, Roma Saint Pietro Meydanı.

Kaynak: www.1insaat.com/uploads

Şekil 5. Yozgat Hükümet Meydanı bugünkü durumu.

Kaynak: Kendi arşivim.

50

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə