kazandırdığı odaklar, nirengiler haline gelmişlerdir. Hiç kuşkusuz, meydanın
formu ve işlevinde de farklılaşmalar belirgin hale gelmiştir. 20. yüzyıl içinde
kentlerdeki fonksiyonel değişimler, meydanların da değişik biçim ve fonk-
siyonlara cevap veren mekânlar olarak düzenlenmesine neden olmuştur.
Böylece meydanlar; alışveriş, oyun, toplantı, trafik, dini, ticaret vb. fonksiyon-
ların gerçekleştirildiği açık ortak kullanım mekânları olarak tasarlanmıştır.
13
Meydanlar tarih boyunca kamusal mekân örnekleri olarak kabul edilmiş-
lerdir. Bu açıdan kamusal mekân, sosyal işlevlerinin ve pratik sınırlarının
içinde, her kentlinin ya da bütün insanların fiziksel ve psikolojik anlam-
da giriş yapabildiği mekânlar olarak tanımlayabiliriz. Gehl geleneksel
cadde-sokak ve meydanları da kamusal mekân olarak tanımlar. Kamusal
mekânın yaşanamamasının nedenleri olarak da:
• Kamusal mekânlarda fiziksel ve psikolojik girişlerin birbirinden farklı
olduklarını,
• Engeli bulunan bazı grup ya da bireylerin bu mekânlara fiziksel anlam-
da giriş için problem yaşadıklarını, bu problemin nedeni olarak da fizik-
sel geçişler için var olan kamusal mekânın tasarımının yetersizliğini,
• Bazı grupların da, o mekâna ait duydukları korku yüzünden psikolojik
anlamda o mekânları yaşayamadıklarını, belirtmektedir.
Bu nedenle kamusal mekânın fiziksel kullanımı için iyi tasarlanması, psi-
kolojik bağlamda da o mekâna ait imajın, güvenilir bir mekân olma karak-
teristiğini taşıması üzerinde durmaktadır.
14
Meydanın (piazzanın) “mevcut
planının, var olan topografik özellikler ile yüksek önem taşıyan, koruma
ve kalıcılık isteyen binalar, anıtlar, yol yapım çalışmaları ile ortaya çıkan
sorunlara bulunan çözümler” sonucu şekillendiğini belirtmektedir.
Schulz meydanı “kentsel yapının en belirgin ve göze çarpan unsuru ola-
rak tanımlamıştır. Açıkça sınırları belirlenmiş bir yer olduğundan, zihinde
canlandırılması, düşünülmesi en kolay olandır ve hareket için bir hedefi
temsil eder.”
15
Paul Zucker, meydanı “Kamusal halka ait arazide bir psikolo-
jik park yeri” olarak tanımlamıştır.
(16)
Özellikle, günümüzde kent merkezlerinin üretim, dağıtım ve tüketim
mekânlarından oluştukları gözlemlenmektedir. Bu yönü ile tüketim un-
surlarının kent merkezinin dışındaki yeni tüketim mekânlarında alışveriş
merkezlerinde ortaya çıkışı bu yapıların önünde, içlerinde geniş açıklıkla-
rın toplanma ve dağıtma en önemlisi zamanın büyük bölümünün geçiril-
diği temel nesnesinin tüketim olduğu mekânlar haline getirmiş, alışveriş
merkezleri aynı zamanda birer meydan gibi davranmaya başlamıştır. An-
cak, bu meydanın diğerlerinden ayıran en önemli farkı insanların tüke-
timi için bir arada gelmeleri ve kapalı mekâna hapsedilmeleri olmuştur.
Kolektif belleğin mekânı olan alışveriş merkezleri iş merkezlerinden ibaret
olmaya başlamıştır. Kuşkusuz, toplumsal mücadelelerin, kentsel sınıfların
iktidara karşı eylem alanları olan meydanların düşüncelerin fikirlerin öz-
gürce dile getirildiği ve demokratik bir biçimde eylemlerin olduğu alanlar
olmaktan çıktıkları gözlemlenmektedir. (Bkz: Şekil 6)
Bütün bunlara rağmen, günümüzde bir kentsel kamusal mekân oda-
ğı olarak meydan hem fonksiyon hem de biçim olarak özellikle kent
merkezinde canlılık yaratan en önemli mekânsal öğe durumundadır.
Tarih boyunca geçirdiği evrim boyunca meydan kavramı kent halkı
için değerinden hiçbir şey yitirmemiştir. O halde, meydan yayaların
toplanma ve belirli eylemleri kolektif bir şekilde gerçekleştirdikleri
mekânsal örüntülerdir. Meydan kent halkının sosyal kimliğinin yapısı-
nın ve kentin imgelem değerinin de kaçınılmaz olarak dışavurumudur.
Bu birliktelik insanla iç içe olmuştur. Bu itibarla kentin parçası olarak
kent halkından soyutlanamaz ve ayrıştırılamaz. Kamusal ölçütü mül-
kiyet değil halka ait olmak kamunun malı olmaktır. Kullanıcı ve mem-
nuniyeti ise bunun en önemli göstergelerinden biridir. Fiziksel mekân
sosyal bir düzlemde değişmektedir.
Şekil 6. Meydan Alışveriş Merkezi -Ümraniye-İstanbul.
Kaynak: http//www.yapı.com.tr/Haber dosyaları/detay
Şekil 7. Yozgat Hükümet Meydanı (1930’lu yıllarda).
Kaynak: Yozgat Belediyesi arşivi.
Şekil 8. Yozgat Hükümet Meydanı’nın bugünkü görünümü, 2012.
Kaynak: Kendi arşivim.
Ülkemizde ise çoğu meydanımız geçmişteki durumundan çok farklı ola-
rak trafik kavşağı haline dönüşmüş meydan niteliği ve kimliği olma özelli-
ğini kaybetmişlerdir. Örneğin, Yozgat Hükümet Meydanı bunlardan birini
oluşturmaktadır. (Bkz: Şekil 7-8)
Geçmişin siyasal yaşamı ve kültürü bireyi değil devleti ön plana çıkart-
makta devlete göre mekân tanımlanmaktadır. Avrupa’da ise Rönesans ve
Reform hareketleri ile birey özgürleşmiş, bireyin serbestçe hareket ede-
bileceği meydanlar yapılmıştır. Meydan kavramı, Avrupa’dakinin aksine
Selçuklu ve Osmanlı döneminde halkın toplanma, yönetimi eleştirme ve
kendisini özgürce ifade edebilecekleri mekânlar olmamıştır. Bunun yerini
ise camilerin etrafında ortaya çıkan meydanlar almıştır. Cumhuriyet dö-
GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 |
51
İNCELEME
• Giriş kapıları sadece belli noktalardan ve
belli odak yapılarda bulunduğu için mey-
dan tanımlı kontrollü ve içe dönüktür.
Şah Abbas zamanından beri bu alan; “Polo” ismi
verilen at üzerinde çubuklarla oynanan oyun-
ların faaliyete geçirildiği bir merkez konumun-
dayken şu an büyük bir ticaret alanıdır. Bu alan
eğlenmek ve toplu oyunlar icra etmek için hal-
kın kullanımına hizmet vermektedir. Akşamüstü
halk namaz kılmak için buradaki işyerlerinden
camilere yönelmektedir. Kapalı çarşının var olu-
şu, meydanda toplanma dağılma, dinlenme,
eğlenme, kültürel ve ticari faaliyetlerde bulun-
ma işlevlerine olanak vermektedir.
Nakş-ı Cihan Meydanı tarihî ipek yolunun sergi
ve fuar alanı olarak binlerce yıl kullanılmıştır. İpek
yolu üzerinde bulunması sebebiyle Ortadoğu’da
ticaretin en gelişmiş yerlerinden biridir. Mey-
danın her cephesinde sütunlu ticaret birimleri
bulunur. Ticaret yoğunluğu meydandaki araç
trafiğini de beraberinde getirmiştir. Çarşı bölü-
münde motorlu araçlar bulunurken, havuzlu
bölümde at arabaları tercih edilir ve yaya trafiği
yoğunlukludur. Çarşının varlığı meydanı sürekli
canlı, yaşanır ve kullanılabilir bir mekân haline
getirmiştir. İmam Meydanı; bir milyon insanın
yaşadığı ve 3 farklı tarihsel dönemde İran’a baş-
kentlik yapmış bir kent olan Isfahan’ın ana top-
lanma mekânıdır. Dükkanlar ve kahvelerle çev-
relenen meydan aynı zamanda iki mükemmel
cami İmam Camii ve Lütfullah Cami’nin de yer
gibi topluluklar tarafından uzun süreli yönetil-
mişlerdir. İran tarihinde farklı bir toplumun izine
rastlamak mümkün değildir. Bu bağlamda, ele
alınan örnek çok eskiden yapılmış olan ve halen
de kullanılmakta olan bir meydan olup, devasa
bir alana sahip durumdadır. Bu meydan örneği
gerek Anadolu gerekse Avrupa’daki örneklerine
benzememekte olup, kendine özgü mimari ka-
rakteri ile özgündür.
• 1979 yılında UNESCO tarafından kültür mi-
rası listesine alınmış 500 x 160 m ölçüleri ile
dünyanın ikinci büyük meydanıdır.
• Meydan adını daha önce aynı yerde var olan
Nakş-ı Cihan bağından almaktadır.
• Meydanın inşa tarihi 1600 yılıdır. Çevresindeki
İmam Camii, Şeyh Lütfullah Camii, Kayseriye
Kapalı Çarşısı ve Ali Kapu Sarayı yapıldıktan
sonra bu alan inşa edilmiştir. Meydanın çev-
resinde sütunlu yapılardan oluşan dükkân bi-
rimleri, ortasında ise geniş bir havuz bulunur.
• Meydan sonradan oluşturulmuş bir düzende,
ortaya bir kalıp gibi eklemlendiğinden son de-
rece geometrik bir forma sahiptir. Geometrik
formun kenarları belli işlevlere ayrılmıştır.
• 160 x 500 m boyutları ile insan ölçeğinin
çok üstündedir.
• Meydanın formunun çok keskin ve bitmiş
hatlara sahip olması, boyutların insan öl-
çeğinin üstünde olması gücün, iktidarın,
kararlılığın, siyasetin ve dinin biçimlenişteki
etkisini gösterir.
neminden itibaren içinde halkevi ve hükümet
konaklarının yer aldığı meydan örneklerine
pek çok kentimizde rastlanmaktadır. Ancak bu
meydanlarda resmi törenlerin dışında kullanıl-
mayan, gelip geçilen mekânlar konumundadır.
Nakş-ı Cihan (İmam) Meydanı
Örneğinin İrdelenmesi
Bu bölümde, daha önce anlatılmış olan örnek-
lerden farklı olarak İran medeniyetinin önemli
kentlerinden biri olan İsfahan kentinde yer alan
Nakş-ı Cihan ya da İmam Meydanı irdelenecek-
tir. Söz konusu meydan dünyanın ikinci büyük
meydanı konumundadır.
İsfahan eyaleti 2500 yıllık bir geçmişi olan, Bü-
yük Selçuklu İmparatorluğu’na ve Safeviler’e
başkentlik yapmış önemli bir şehirdir. İsfahan,
İran’ın 3. büyük şehridir. Şehirde çok sayıda
tarihî eser bulunmaktadır. Şehir, birçok bulva-
rıyla, köprüleriyle, saraylarıyla, camileri ve mina-
releri ile İslami mimariyi yansıtmasından dolayı
meşhurdur. İsfahan İran’ın kavşak noktaların-
dan biridir. Şah Abbas’ın 1598 yılında başkenti
İsfahan’a taşıması mimari ve şehircilik anlamın-
da birçok değişikliği beraberinde getirmiştir. Bu
meydan yeni kent merkezinde dönemin ışınsal
yolları yontularak geniş bir meydan ve çevresin-
de dükkânların bulunduğu bir kompleks oluş-
turulmuştur ve Kraliyet Meydanı adını almıştır.
İran her zaman ve her devirde Medler, Persler
• A. Kayseriye Çarşı Giriş Kapısı
• B. Nakş-ı Cihan (İmam) Meydanı
• C. 40 Sütunlu Saray
• D. Ali Kapu Sarayı
• E. Şeyh Lütfullah Camii
• F. Mescid-i İmam
Şekil 9. İsfahan’ın İran’daki konumu.
Kaynak: http://fatmaozdirek.blogspot.com
Şekil 10. İmam Meydanı havadan görünümü.
Kaynak: http://fatmaozdirek.blogspot.com
Şekil 11. İmam Meydanı ayrıntılı görünümü.
Kaynak: www.mimdap.org
52
| GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13