33
yaşamak (hâyah) köküyle bağlantılı kılmaktadır. Havvâ
kelimesinin diğer dillerdeki
muhtemel kökleri ise şöyledir; Ârâmîce “yılan” anlamındaki hewyah veya hiweya,
Kartaca dilinde bir özel isim olan Hawwath, Sumerce’de éanne” anlamında ama,
İbrânîce’de “çadır” anlamına gelen hawwoth.
175
Semavî
dinlerde olduğu kadar, ister beşerî, isterse tamamen bozulmuş, arkaik
görüntülü din ve mitolojilerde de ilk insan fikri ve bu insana ait pek çok anlatı
kategorileri vardır. Âdem’in isminin menşeinden yaratılışına, yaşamına ve ölümüne
kadar
olan süreç pek çok millette, çeşitli rivayetlerle gözlemlenmektedir. İlâhî
dinlerin ilk insan olarak gördüğü ve tarihin başlangıcı olarak kabul ettiği Hz.
Adem’in yaratılışına benzer hikayeler Mısır, Asur, Eski Pers, Yunan, Hint,
İskandinav, hatta Polinezya ve Afrika’nın yerli kabilelerinde, Zulu inanışlarında da
bulunmaktadır.
176
Âdem’in
yaratılma fikri, yaratılışı, bedenini oluşturan unsurlar, yaratılma
süresi,
sahip olduğu bilgiler, cennete konması, oradaki yaşayış şekli, kendisine
yasaklanan şey, kendisinden Havvâ’nın yaratılması, cennette yaşarken Şeytanın
iğvasına kanarak yasak meyveyi yemeleri ve bunun sonucunda cennetten
çıkarılmaları ve dünya hayatına başlamaları Kur’an’da teferruata girilmeksizin özet
kabilinden anlatılmışken, tefsirlerde ve peygamber tarihi kitaplarında, yukarıda
sayılan hususlarla ilgili –mevsuk olmayan- pek çok rivâyet karışmıştır.
177
Bu
rivâyetlerden büyük bir bölümünün İsrâiliyyat menşeli olması araştırıcılar tarafından
sık sık gündeme getirilmiştir.
Hurûfîlik metinlerinde Âdem ve Havvâ çok sık kullanılan kelimelerdendir.
Söz konusu kelimeler hem ilk insan hem de insanlar anlamında kullanılır.
Denilebilir
ki hemen bütün hurûfî metinlerinin temelini bu iki kavram özellikle de Âdem
oluşturur. Fazlullah-ı Hurûfî bütün öğretisini Âdem ve Havvâ üzerine kurar. Bunun
temelinde Âdem ve Havvâ kelimelerinin ebced hesabına göre karşılığının Allah
olmasıdır. Âdem ebced hesabında 46, Havvâ 21, Allah ise 67’dir. Bu Allah’ın
insanda tecelli ettiğinin Hurûfîlik açısından te’vilidir.
Àdem iki elif bir dÀl ve bir mímdür mecmÿ úırú altı èaded olur vech-i Àdem otuz iki
saùrdur vech-i óavva on dört saùrdur úırú altı èaded olur bir vechle daòı budur ki
Àdem ve óavva hisÀb-ı cümlede altmış yidi olur Àdem úırú altı èaded óavva yigirmi
bir èaded ikisi altmış yidi èaded olur lafôatullah daòı altmış yididür iki elif iki lÀm bir
hí altmış yidi olur 4 / 68-72
Àdem iki elif bir dÀl ve bir mímdür mecmÿ úırú altı èaded olur vech-i Àdem otuz iki
saùrdur vech-i óavva on dört saùrdur úırú altı èaded olur 4/68-70
ﷲا لﻮﺴﺮدﻣﺤﻣ ﷲاﻻا ﻪﻟا ﻻ yigirmi sekiz óarfdür muókemÀtdur vech-i Àdemüŋ bir
ùarafında on dört ve bir ùarafında daòı on dört saùr mesùÿrdur yigirmi sekiz saùr olur
yigirmi sekiz kelime-i ilÀhí muúÀbilinde vÀúiè olmışdur 2/96-99
175
Ömer
Faruk Harman, “Havvâ”,
DİA, XVI, 542-543.
176
Mustafa Erdem,
Hazret-i Âdem (İlk İnsan), Ankara, 1994. s. 4.
177
Dursun Ali Tökel,
Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar Şahıslar Mitolojisi, Ankara 2000, s.274.
34
Bütün te’viller vech-i Âdem’e göre yapılmıştır. Âdem’in her iki vechinde on
dörder satır bulunması vech kelimesinin ebced karşılığının on dört olması ile
ilintilidir. Tüm Hurûfî metinlerinde vech kavramı ön plana çıkar. Bunda Allah’ın
insanı en güzel surette yaratmış olması ve Miraç gecesinde Hz. Peygamber’in Allah’ı
insan suretinde gördüğü rivayet edilen hadis etkili olmuştur. Benzer bir ifade Eski
Antlaşma’da da geçmektedir. “Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan
Tanrı suretinde yaratılmış oldu.”
178
Hurûfîler insan suretini ön plana çıkararak bir
yandan insanı tanrılaştırmışlar öte yandan tanrıyı insanlaştırmışlardır. İnsan mı tanrı
yoksa tanrı mı insan çok belirgin değildir.
Yaèní AllÀh adını iy hÿş-yÀr
Ádemüŋ yüzinde yazdı ÀşikÀr
927
äÿret-i Àyíne-i Óaúdur temÀm
Bu cihetden oldı ol úÀyim maúÀm
928
Sünni Sûfiler ise, Allah’ın “kendi suretinde” yarattığı ve bu yüzden Allah’ın
kusursuz bir kopyası olan Âdem’in Muhammed’den başkası olmadığı düşüncesini
geliştirdiler. “Âdem’in başı ﻢ , eli ح ve gövdesi ﻢ, geriye kalan kısmı da د’dır. Bu
yüzdendir ki Muhammed’in adı eski yazmalarda دﻣﺣﻣ şeklinde yazılmıştır. Âdem’in,
dolayısıyla her insanın biçimi, bizzat Muhammed’in adını taşır.
179
Kendü şeklinde yaratdı Ádemi
Aŋa virdi on sekiz biŋ èÀlemi
14
Allah ez-rÿy-ı inbisÀù on dörtdür raómÀn daòı ki ism-i õÀtuŋ ãıfÀtıdur
iki yigirmi
sekiz kelime-i ilahí olur vech-i Àdemde mektÿb ve mestÿrdur ﻖرﻲﻔ ﺮﻮﻂﺴﻤ بﺎﺗﻜﻮ رﻮﻃﻟاﻮ
180
روﺷﻧﻤ kinÀyetdür vech-i Àdemden ve daòı òurÿf-ı muúaùùaèa ki evÀ’íl süver-i
Úur’Ànda gelmişdür àayr-ı mükerrer on dört vaúiè olmışdur نﻖ ﻢﺣ ﺲﻂ ﺺﻌﻳﻬآ رﻟا ve
andan daòı murÀd vech-i Àdem müşÀhede olınmaúdur bu on dört óarf biş noúùa ile
hem-rÀh oldı ki biş vaút namÀz anuŋ izÀsında vÀúiè olmışdur baède ﷲاﻻاﻪﻟاﻻ daòı on
dört óarf vÀúiè olmışdur murÀd vech-i Àdemdür baède ﷲاﻞﻮﺴر دﻣﺣﻣ daòı on dört
óarfdür murÀd vech-i Àdem müşÀhede olınmaúdur baède heft kevÀkib-i seyyÀre heft
maóÀlde on dört vÀúiè olmışdur bundan daòı murÀd vech-i Àdemdür 3/186-195
imdi ãÿret-i Úur’Àndan var ãÿret-i Àdeme ol ãÿret ki Àdemdür anuŋ vücÿdı
mürekkebdür dört èanÀãırdan ki dört ùabÀyièdür ve daòı Àdemüŋ eti ve derisi ve
sümügi ve ùamarı ve siŋiri ve úanı ve úılları ve cemíè-i èaøÀları ve cevÀrióleri kelime-
i ilÀhí èadedince maòlÿúdur ki yigirmi sekiz ve otuz iki kelimedür 4/45-49
178
Kutsal Kitap, Eski Antlaşma, Yaratılış 27, 2.
179
Annemarie Schimmel,
İslamın Mistik Boyutları, İstanbul 2001, 223.
180
52/Tûr : 1-2-3.