38
Fatiha’da yedi harf eksiktir. Yirmi bir harfle yazılmıştır.
Havva vechinde yedi
hat eksiktir. Aslında doğduklarında tüm insanlarda bulunmayan bu hatlar erkeklerde
ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Fatiha’ya ümmü’l-kitab denilmesinin nedeni
Havva’nın yani kadınların ümmi olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu cihetden fÀtióa iy nev-cüvÀn
Yiddi Àyet geldi gökden bí-gümÀn
341
Hem yigirmi bir óurÿf oldı hemín
Kim
anuŋla úıl namÀzı dir Emín
342
Geldi çün yigirmi bir óarf-i ÓudÀ
äÿret-i ÓavvÀya oldı reh-nümÀ
344
Yiddi Àyetdür adı çoúdur i yÀr
Her bir adınuŋ firÀvÀn şerói var
349
4.5. KELÂM-SÖZ-HARF
Hurûfî te’vilin temelini oluşturan unsurlardan biri de sözdür. Allah bütün
yaratılmışları ‘kün’ emriyle meydana getirmiştir. Her canlı cansız ‘kün’de mevcuttur.
‘Ol’ emri öncelikle sestir. Ses daha sonra harflere dönüşür. Fazlullah’ın
Fisagorculardan etkilendiği ve onların ses nokta olgusunu daha ileri düzeyde te’vil
ettiği görülür. Allah’ın sözü iki türlüdür. Birincisi Kur’an gibi yazılı olan yani kelâm-
ı sâmittir. İkincisi ise kelâm-ı nâtık yani insandır. Hurûfîlere göre, söz, Allah’ın
zatının
ulu tecellisidir; aynı zamanda insanın yüzünde de görünür; sözcükler,
Allah’ın sırlarının açığa çıktığı yazı, en mükemmel haliyle Kur’an haline gelir.
184
Fazlullah-ı Hurûfî, İbrahim’e on dört, Musâ’ya yirmi iki, İsâ’ya
yirmi dört,
Muhammed’e yirmi sekiz harf verilmiş olduğunu, kendisinin ise otuz iki harfin
bilgisinin verildiğini belirtir.
Nuùú-ı YezdÀndur ne kim var az u çoú
ÔÀhir ü bÀùında ġayre çÀre yoú
138
Taŋrı nuùúıdur kelÀmuŋ iy yigit
äÿret-i Óaúdur yüzüŋ óaú söz işit
615
Her ne söz ki geldi gökden iy cüvÀn
Otuz ikiden mürekkebdür hemÀn
619
184
Schimmel,
a.g.e. 399
39
Otuz iki óarf durur aãl-ı kelÀm
Ol ki Ádem Óaúdan ögrendi temÀm
621
Otuz iki Àyeti
vechinde bul
TÀ
bulasın otuz iki nuùúa yol
622
kelÀmullah iki úısmdur biri kelÀm-ı ãÀmit ve biri kelÀm-ı nÀùıúdur kelÀm-ı ãÀmit
mektÿb-ı fi’l-evrÀúdur ve kelÀm-ı nÀùıú vech-i Àdemdür niteki óazret-i èAlí
kerremallah-ı vechehu eyitdi ﻖﻃﺎﻧﻟا ﷲا ﻢﻼآ ﺎﻧا didi imdi niteki kelÀm-ı ãÀmitüŋ yidi
baùına degin baùını vardur kelÀm-ı nÀùıúuŋ daòı yidi baùına degin baùını vardur 5/ 4-8
ol kelÀm-ı nÀùıkuŋ vechinde ki vech-i Muóammeddür ve vech-i èAlídür yigirmi sekiz
òaùùı oúı tÀ ki Ádem ile münÀsebetüŋ ola dört kirpük iki úaş bir saç yidi óaùùdur iki
daòı èÀrıøında iki daòı burun içinde üç daòı iki lebde zír ü bÀlÀ on dört óaùù olur ol on
dört óarf-i muúaùùaèa ki نق ﻢﺣ سﻄ صﻌﻳﻬآ رﻟا on dört óaùù bu on dört muúaùùaèa
muúÀbilindedür 5/10-15
benüm raómetüm kelÀmumdur ki dükeli eşyÀya ismiyyet cihetinden irişmişdür ve
hem òilúat cihetinden kim kün emrinden maòlÿúdur ki kÀf ile nÿn iki óarfdür ki
cemíè-i eşyÀ òaùù-ı istivÀ üzerine olduġı kÀfla nÿn sırrıdur ki cemíè-i óubÿb ve
cemíè-i evrÀú u eşcÀr u óayvÀnÀt òaùù-ı istivÀ üzerine maòlÿúdur ve cemíè-i eşyÀ
maôhar-ı kelime ve kelÀmdur 10/11-16
Nuùú-ı Óaú ùÀlib Óaúuŋ ġayrı degül
Söyleyenden bil sözi ayrı degül
37
Aãl-ı eşyÀ nuùú-ı Óaúdur bí-gümÀn
Ġayrı maòlÿú u úadím ü cÀvidÀn
38
Nuùúı eşyÀdan eger iy nÀm-ver
Alsaŋ eşyÀdan bulımazsın eåer
41
Otuz iki nuùú-ı Óaú bir nÿrdur
Varlıú ol bir nÿrıla maèmÿrdur
92
Nÿr-ı Óaú birdür iki úaçan olur
İkidür diyen aŋa şeyùÀn olur
93
Bütün bunların yanında Hurûfîleri harf simgeciliğiyle değil harf gizemciliği
ile nitelendirmek daha yerinde olur. Onlar harflerin
benzetme unsuru olarak
40
kullanılmasından çok seslerin/sözlerin harflere dönüşmesiyle ilintilidirler. Harflerin
kutsiyeti seslere işaret olmalarından dolayıdır.
Bunlara
vardur
şebíh iy òoş-likÀ
Şöyle kim bir zÀà ötüben dise úÀ
630
Ol seçilmez úÀ mıdur yÀ àÀ mıdur
Her
şebíhüŋ aŋla kim óükmi budur
631
Şöyle olmış birbiriyle muttaãıl
Kim seçilmez vaódetinden şöyle bil
632
4.6. HURÛF-I MUKATTAA
Harf kelimesinin çoğulu olan hurûf ile “kesilmiş, ayrılmış” anlamındaki
mukattaa kelimesinden meydana gelen bir tamlamadır. Kur’an’da sûrelerin önünde
yer aldığı için evâilü’s-süver ve fevâtihu’s-süver
de denilen, ayrıca ne manâya
geldikleri veya bu sûrelerin başında hangi amaçla yer aldıkları kesin olarak
bilinmediğinden hurûf-ı mübheme olarak da adlandırılmışlardır.
185
Sûfiler, tasavvufun daha ilk aşamasında farklı harflerin içinde saklı olan gizli
anlamları farketmişlerdi; yimi dokuz surenin başında bulunan bağımsız harf
gurupları (hurûf-ı mukattaa), yaptıkları şaşırtıcı alegorik açıklamaların ilhamını
vermiştir onlara.
186
Hurûf-ı Mukattaa Arap alfabesindeki on dört harften (ﻚ, ﻖ, ع, ﻃ, ﺺ, ﺲ, ر, ح, ا
ى, ه, ﻦ, ﻢ, ﻞ ) teşekkül etmiş olup bunların üçü tek, dördü iki, üçü üç, ikisi dört, ikisi
de beş harflidir. Tekrarlarıyla birlikte yirmi dokuz ünite oluşturan hurûf-ı mukattaa,
ikisi Medenî olmak üzere yirmi dokuz sûrenin başında yer alır.
iy ùÀlib-i esrÀr-ı kelime-i ilÀhí ve óaúÀyıú-ı nÀ-mütenÀhí bil ki Yÿsuf úıããasınuŋ
evvelindeki kelime ki elif lÀm rÀdur óurÿf-ı muúaùùaèadur kinÀyetdür
on dört
kelimeden evvel elif lÀm rÀ sırrını bilmek gerek 1/6-9
Didi YÀ-sín úalb-i Úur’Àndur Resÿl
Yaèní vaódet sırrını gel yÀda bul
119
eger bir kişi sÿ’Àl eylese ol müttaúíler ki arø mírÀå ile anlara irişür anlar kimlerdür
dise cevÀb oldur ki
187
نﻳﻗﺗﻣﻟﻟ ً ىده ﻪﻳﻔ ﺐﻳرﻻ ﺐﺎﺘآﻟا ﻚﻟذ ﻢﻟا yaèní ol kimselerdür kim ﻢﻟا
vesÀ’ir aòavÀt ki óurÿf-ı muúaùùaèadur anlara hÀdí ola ki kelÀm-ı ilÀhídür ki ġayr-ı
mükerrerdürler on dört óarfdür budur ن ق ﻢﺣ ﺲﻂ ﺺﻌﻳﻬآ رﻟا her söz evvelinde ki
185
M.
Zeki Duman, Mustafa Altundağ, “Hurûf-ı Mukattaa”,
DİA, XVIII, 401.
186
Schimmel,
a.g.e. 397.
187
Kur’an, 2/Bakara : 1-2 (Elif. Lâm. Mîm. O kitap (Kur’an) ; onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler
(sakınanlar ve arınmak isteyenler ) için bir yol göstericidir.