O6 B+ YAZ
Z
amana meydan okuyan kadın yavaşça yerinden doğruldu
ve bilgisayarın başına geçti. Yüzlerce gencin mesajlarına
tek tek cevap verilmesi gerekiyordu. Gözlerindeki ışık, kal-
bindeki sevgi tüm vücudunu sarmıştı. Yorgun bedeni onu
durdurmaya yetmiyordu.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan hayata göz-
lerini yumduğu ana kadar çocuklarıyla ilgisini kesmedi. Onlara verdiği umut
ışığı daima hasta bedenine ilaç gibi geldi… 19 yıl süren kanserle mücadele-
sinde onu hayata bağlayan en önemli şeylerden biri de çocuklarından ge-
len mektuplardı.
Türkan Saylan onca yıl, Atatürk’ün çizdiği Cumhuriyet yolunda yolcu oldu,
ama asla seyirci olmadı. Hissettiği gibi yaşadı. Hayata gözlerini yumduğu
ana kadar da sürdü bu durum…
Duygularını akıl süzgecinden geçirmeyi daha çok küçük yaşlarda öğren-
mişti. Mücadeleci kişiliğinin yapı taşları da o yıllarda atıldı. Her koşulda kar-
şılaştığı sorunlara bir çözüm getirmeyi görev bildi.
Yılmadı ama ‘yıldırdı.’ Savaşlar, terör olayları, kapitalizmin acımasızlığı kar-
şısında küçüldüğümüz şu acı dünyada, yıkıcı güçlere karşı savaşan, alter-
natif arayışlar içinde olan onca insandan biri oldu. Ne yazık ki, kendi döne-
mine ışık tutan nice insan geçmişin karanlığı içinde kaybolup gitti. Bu nok-
tada akademisyen-yazar Zehra İpşiroğlu’nun “Türkan Saylan’ Yapıcılığın
Gücü” kitabında söylediği gibi işte bu açıdan “tarihin yeniden yazılması ge-
rekirdi.”
20’nci yılına ulaşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Kuru-
cu Başkanı Türkan Saylan, insanda “tarihin yeniden yazılmasını” isteye-
cek duygular yaratan ender sayıda insanımızdan biriydi. Türkan Saylan’ın
Cumhuriyet’e, Atatürk’ün devrimlerine olan inancı asla değişmedi. Kendi
gibi inançlı nesillerin yetişmesi için çabaladı.
Şairin dediği; “Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacak-
sın” sözleri onun da yaşam felsefesi oldu. O’nun için de yaşamak şaka-
ya gelmezdi. Büyük bir ciddiyetle yaşamak lazımdı. Hayata gözlerini yum-
duğu ana kadar da öyle yaşayacaktı. Çünkü O, yılmaz bir Cumhuriyet
Savaşçısı’ydı.
Heykeli dikilecek kadın
Ve yine Türkiye’de az sayıda insana nasip olan “heykeli” dikilmek onuru-
na çok yakında Türkan Hoca da sahip olacak. Beşiktaş Belediye Baş-
kanı İsmail Ünal, “Ölümsüzlüğü” yakalamış onca onurlu insan gibi Türkan
Saylan’ın heykelinin yapılması için çalışmaları başlattı. Türkan Saylan’ın
Kapak
Ayd›nl›ğ›n yüzü:
Türkan Saylan
Yazı: GÜLÇİN TAHİROĞLU
Çağdaş değerlerin sevdalısı, bilim ve eğitim öncüsü Türkan Saylan için
“yaşamak şakaya gelmezdi...” 19 yıl kanserle mücadele etti. Binlerce gence yaşam
boyu burs sağladı Karanlık güçlere savaş açtı, yılmadı ama yıldırdı…
B+ YAZ
07
heykelini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Ferit Özşen gerçekleştirecek. Prof. Özşen, akademi ile
Beşiktaş Belediyesi’nin “Demokrasi Kahramanları” projesinin gerçekleş-
mesinde büyük emeği geçti. Başkan İsmail Ünal’ın projeden ilk söz ettiği
kişilerden biriydi. Demokrasi Parkı’nda yer alan Uğur Mumcu ve Muam-
mer Aksoy heykelleri Ferit Özşen’e ait. Saylan’ın heykeli yıllarca yaşadığı
Arnavutköy’deki Neşe Parkı’nıa dikilecek.
Türkan Saylan ve çocukları
Türkan Saylan, çalışmalarının meyvesini yaşarken gören şanslı insanlar-
dan biriydi de aslında. Hemen hemen her mücadelenin onun hayatında
bir “mutlu son” la noktalandığını görüyoruz. İlk aklıma gelenler Türkiye’deki
cüzzam hastalığı ile olan mücadelesi. Bugün cüzzamın kökü kazınmışsa
eğer Türkiye halkı bunu Türkan Saylan’a borçludur. Anadolu’da yüzlerce
kız henüz çocuk yaşında kocaya değil okula gönderiliyorsa bunda Türkan
Hoca ve arkadaşlarının tartışılmaz başarısı vardır.
Türkan Saylan’ın ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin el uzattığı
yüzlerce, binlerce gençten gelen mektuplar bu başarıyı “tartışmasız” kılma-
ya yetiyor da artıyor bile…
Türkan Hoca onlardan gelen mektupları, mailleri yanıtlamaya her zaman
ayrı bir özen gösterdi. Onlarla kendisi arasında sevgi köprüsü kurmaya ve
bu köprüyü de yıkılmaz taşlardan oluşturmaya önem verdi.
Binlerce çocuğa gözyaşı döktü
“Ergenekon Davası” nedeniyle sorgulandığı günlerde bile uğradığı haksız-
lığa değil, bilgisayar kayıtlarına el konulduğu için o ay paralarını alamayacak
binlerce çocuğuna üzülüyordu.
O çocuklarının “Kar”ı delecek bir iradeye kavuşmaları için mücadele ver-
di. ÇYDD’nin en önemli projelerinden birinin adı bildiğiniz gibi ‘Kardelen.’
“Ama”, dediğinizi duyar gibiyim, kardelen karda yetişen bir çiçek. Evet ben
de biliyorum ama ‘kardelen’ adını ilk duyduğum anda yaptığım yorumu pay-
laştım sizlerle. Gerçekten de toprağın soğukla buluştuğu bir noktada do-
ğanın bir mucizesi olarak gökyüzüne başını kaldırmıyor mu kardelenler?
Şimdi sizleri onlarla yalnız bırakarak yazıya nokta koymayı yeğleyelim. Zira
Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni anlatmak iki-üç
sayfada olacak iş değil.
O’na yaşamı boyunca gelen milyonlarca mektup içinden alıntı yapmak da
öyle… Mektuplardan biri; Türkan Saylan’ın, çocuklarına; “Çok Sevgili Çağ-
daş Yaşam Gençleri” sözleriyle başlıyor ve şu sözlerle sürüyor: “Bildiğiniz
gibi ÇYDD; Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eği-
tim yoluyla, çağdaş insana ve çağdaş topluma ulaşmak amacıyla 1989’da
sizlerin önünü açmak ve laik, uygar, demokratik, hukukun egemen olduğu
bir Türkiye’yi gerçekleştirmek için kurulmuş bir Sivil Toplum Örgütü’dür.”
Bilime sevdalı,
her zaman
gerçeğin peşinden
koşan bir kadın.