Haç ve Hilal Altında Ortaçağda Yahudiler



Yüklə 8,12 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə46/122
tarix08.09.2018
ölçüsü8,12 Mb.
#67654
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   122


5 2  Mark 
R. Cohen 
görülmüyordu;  her  şeyden  önce,  Yakındoğu'nun  yerlileri  olan 
Yahudiler,  Arap-Müslüman  komşularından  fiziksel  bakımdan 
ayırt edilemez durumdaydılar. Yahudi göçmenler, Filistin, Mısır, 
Kuzey Afrika ve İspanya'daki Yahudi nüfusu büyüttü ve bağım­
sız dini kurumların kurulmasıyla ve Filistin ve Babil'deki Yahudi 
otoritesinin  eski  kaynaklarına  paralel  ve  sonunda  onu  aşan  bir 
bilimsel çalışmaya bir adanmışlıkla sonuçlanan müreffeh cema­
atlerin temellerini attı. 
Doğudan  gelip  İslam'ın  balı  sınırlarında  serpilip  gelişen  en 
ünlü  Yahudilerden biri  de Yakup ibn  Killis'di.  930'da  Bağdat'ta 
doğan  Killis,  babasıyla  birlikte  Filistin'in  ticaret  kasabası  Ram­
la'ya gitti.  Burada,  tüccarların temsilcisi olarak çalışlı.  İslam'ın ti­
caret dünyasında resmi olarak tanınan bu önemli mevki, yabancı 
tüccarların yasal  temsili,  orada bulunmayan tüccarların malları­
nın depolanması ve pazarlanması ve ilgili işlevlerle sorumluydu. 
Bu işlevi, daha sonraki yüzyıllarda Levant'taki İtalyan ticaret ko­
lonilerinin keysenleriyle İlişkilendiren Goitem, bu İslam kurumu 
ile  Avrupa' daki  benzerleri  arasında  bir  bağlanh  bulunduğunu 
kurgular.48 
Görünüşe göre İbn Killis, tüccarlara ait malları kötü yönettiği 
suçlamalarından kurtulmak  için  Mısır'a kaçmak  zorunda  kaldı. 
Mısır'da,  yan bağımsız bir  yönetici  olan Kafur  el-Ihşidi'nin hiz­
metinde ekonomi görevlisi oldu.  Müslüman olduktan sonra, Fa­
hmi 
sarayına girdiği Kuzey Afrika'ya gitti.  969'daki fethin ardın­
dan  Mısır'a  yürüyüşünde  Fatimi  yönetici  El-Müizz'e  eşlik  etti. 
Mısır'da  İbn  Killis,  Fahmi  mali  yönetiminin  başlıca  kurucusu 
olarak çalışlı ve sonunda, 991'deki ölümüne kadar hemen hemen 
aralıksız  sürdürdüğü  vezirliğe  geldi.  Eski Yahudi vezir,  bazıları 
özel  sarayında  düzenlediği  haftalık  entelektüel  toplantılara  da 
kahları eski dindaşlarıyla ilişkisini sürdürdü.49 
Yahudi ticaretinin doğudan bahya yayılmasının başka bir ör­
neği  de Tustari .ailesidir.  Aile,  daha  sonra  tekstil  sanayinin mer­
kezi  faaline  gelen  güneybah  İran'daki  Tustar'dan  gelmeydi. 


Haç ve  Hi lal Altında Ortaçağda Yah u d i l e r  1 
5 3  
Arapça  kaynaklar,  onlardan  Banu  Sahi  el-Tustari  ("Tustar'lı 
Sahl'ın oğullan") olarak söz eder. 
On 
birinci yüzyılın son çeyre­
ğine gelindiğinde, bu aileden üç kardeşin, mücevher ticaretinde 
aktif oldukları Eski Kahire'ye yerleştiğini görüyoruz. Üç kardeş­
ten ikisi, Ebu Saad ve Ebu Naşr, İbn Killis gibi, Fahmi sarayında 
siyasi nüfuzu olan görevlere yükseldiler. Iraklı. tüccarlar ve ana­
yurtları  Filistin'den insanlar  da  dahil,  Mısır'ın sınırlan ötesinde 
tüccarlarla ticari ilişkileri vardı. Ebu Saad, halife El-Mustanşir'in 
annesinin 1036'da başlayan naipliği sırasında saraydaki nüfuzu­
nun zirvesine ulaşh. Kraliçe anayla (esasında El-Mustanşir'in ba­
basına sahlan bir köleydi)  ilişkileri sayesinde elinde  önemli bir 
güç  bulunduran Ebu  Saad,  siyasi  entrikaların kurbanı  oldu  ve 
1047'de öldürüldü. İbn Killis'ten farklı olarak Ebu Saad, Yahudi 
olarak kaldı. Ailenin Rabbinik mi olduğu yoksa Karait mi oldu­
ğu uzun süre tarhşıldı. Aileyle ilgili bir monografide Moshe Gil, 
Karait'likleriyle ilgili yeni belgeler sunuyor.sa 
Tustariler, tüccardı ve ünleri ile saraya yakınlıkları, Arap va­
kayinamelerinde, kendilerine bir yer kazandırdı. Geniza'da, hem 
tüccar hem Yahudi cemaatinin liderleri olarak karşımıza çıkarlar. 
Ne var ki, Geniza'nın değeri,  İslam'ın yüksek ortaçağında Mısır 
ve diğer Akdeniz ülkelerinin göreli olarak açık, sınırlı olmayan 
ekonomisinde gelişip, serpilen yüzlerce Yahudi tüccarın gerçek 
yaşa
mının 
ayrıntılı  bir  resmini  vermesinde  yatar.  Goitein,  bu 
belgeleri  inceledikten  sonra,  Geniza'daki  Yahudi  tüccarların  o 
zamanki  ticari  pratiğe  bütünüyle  uygun  ekonomik  faaliyetler, 
yürüttükleri sonucuna varır: Klasik İslami ortaklık hukukunu ve 
commenda (A vrupa'da bilinenin Latince adı) olarak bilinen ticari 
aracı inceleyen A. 
L. 
Udovitch, bu görüşe can verdi. 
Commenda, 
bir  tarafın  sermayesini  diğer  tarafın zam
anını 
ve  emeğini  koy­
duğu  bir  karşılıklı  borçlanmaydı.  Udovitch,  sekizinci  yüzyılın 
Müslüman fıkıh kaynaklarında teorik görünen şeyin, Geniza'da­
ki iş mektuplarında ve ilgili belgelerde adı geçen on birinci ve on 
ikinci yüzyılın Yahudi tüccarları tarafından gerçek yaşamda da 



54 
Mark R.  Cohen 
uygulandığını  kanıtladı.  İslam' ın  erken  yüzyıllarındaki  Müslü­
man tüccarların, kendi mesleki gereksinmelerine  uyarl
anmı
ş  ve 
ortaçağ Avrupa1sının ticaret hukukuna benzer ananelere uyduk­
ları sonucuna varır. Tüccarların bu  ananevi hukuku, klasik geli­
şimi sırasında İslam hukukuna emildi.51  Aynı görüngü, Yahudi­
ler arasında da gerçekleşti. 
Süftece·  olayı,  İslam' da  ve  Musevilikte  paralel  bir  gelişmeyi 
örnekler.  Süftece  taraflardan  birinin  kredi  mektubuydu;  mekhı­
bun hamili,  mektup  sahibinin fonlarını  elinde  tutan ya  da  mek­
tup  sahibine  karşı  yükümlülükleri  bulunan  başka  bir  kentteki 
lehdardan  tahsilat yapmak için kullanıyordu. Müslüman tüccar­
lar,  taşıma  risklerinden  sakınmak  için  bu  ananeye  geniş  ölçüde 
uydular.  Süftece1nin  İslam  hukukunda  dayanağı  bulunmadığı 
için, Müslüman tüccarlar suç işledikleri hissine kapılmasınlar di­
ye,  resmen  onaylanması  gerekiyordu.  Bazı  otoriteler,  bunu  ya­
sakladı; fakat başka konularda hıtucu olan fıkıhçı İbn Taymiyya, 
11Peygamber,  yararlı  ve insanların gereksinim  duyduğu  bir  şeyi 
hiçbir zaman yasaklamadı11 diyerek buna onay verdi.52 
Yahudi  hukuk  görüşü,  11tüccarlar  yasası11na  ve  süftece'nin 
vazgeçilmezliğine  benzer  bir  duyarlık  gösterir.  Musevi-Arapça 
şu Geonic fetvaya bakalım: 
Hukukumuzda  süftece  göndermenin hiçbir temeli yok;  zira 
rabblerimiz  şunu  belirtmiştir  [Talmud,  Bava  Kamına  104b'de]: 
11Tanıklar imzalamış olsa bile, bir kredi mektubu  [bir para trans­
feri belgesini  anlatmak için geonic  dönemde kullanılan diyokne 
(Grekçeden  gelir)]  biçiminde  para  gönderilemez.11  Bununla  bir­
likte, insanların bunu  kullanarak  birbirleriyle 
iş 
yaphğı  görüldü­
ğü 
için, insanlar arasındaki ticaret kesilmesin diye o temelde hü­
küm  vermeye  başladık  [yani,  mahkemelerde  kabul  etmeye]. 
'Tüccarlar  yasası"na  [hukm el-tüccar]  uygun bir şekilde,  ekleme 
· Arapçada poliçe sözcüğüne karşılık gelen bir sözcük 
-
ç
v



Yüklə 8,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə