1 46 Mark R. Cohen
kısa süre içinde feodalizm dediğimiz sosyo-ekonomik ilişkiler
ağı biçiminde yeniden yapılandırılmak üzere esas olarak kırsal
birekonominin bunun yerini almasına tanık oldu. Bu durum,
ekonomik ilerlemeyi de geciktirdi. Aynı erken ortaçağda, ulusla
rarası ticarette Yahudi tüccarlar hakim rol oynadığı için, Yahudi
lerin ekonomik talihi de yükseliş halindeydi. Mesleklerinden ve
dinlerinden ötürü pek çokları tarafından küçümsenmelerine ve
korkutulmalarına karşın, pragmatik krallar ve baronlar yine de
Yahudileri korudular.
On ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Avrupa'nın ekonomik
yükselişiyle birlikte, Hıristiyan merkantil rakipler tarafından ye
rinden edilen Yahudiler, giderek daha fazla, bir yanda dalavereci
Hıristiyan faizciler tarafından köşeye sıkıştırılırken, bir yandan
da nefret edilen tefecilik mesleğini icra eder. duruma düştüler.
Olasılıkla, gelirlerinin giderek daha fazla bir bölümünü vergile
re, zoralımlara ve rüşvete harcamalarına karşın, 'Yahudilerin te
fecilikten para kazanıp zenginleşmeye devam ettiklerine dair
kanıtlar var. Daha da önemlisi, zamanın yöneticilerinin Yahudi
tefecilere verdiği destek, Yahudilere borçlu olan Hıristiyanları
kızdırıyordu; · bu durum, Hıristiyanların Yahudilere, yönelik
düşmanlığını artırdı. Ekonomi genişledikçe, kilisenin Yahudi fa
izciliğine itirazl
arına
duyarlılık gösteren laik yöneticiler, Yahudi
lerin kredi işlemlerine verdikleri desteği çektiler. Bunun da, Ya
hudiler üzerinde olumsuz etkisi oldu -onları başka mesleklere
yerleştirme çabaları kötü ekonomik durumlarını değiştirmedi.
Latin
Hıristiyanlığında Yahudi güvenliği ile genel ekonomik
refah arasındaki ters oranb, İslam albndaki Yahudi yaşamıyla
keskin bir karşıtlık gösterir. Orada, Yahudi ekonomik refahı ile
fiziksel güvenlik, bir bütün olarak toplumdaki ekonomik eğilim
lerle doğrudan bağıntılıdır. İçinde yaşadıkları Müslüman top
lumun ekonomik ye toplumsal düzenine Yahudilerin ne ölçüde
yuvalandığını gösteren birçok belirtiden sadece biriydi bu.
Haç ve Hi lal Altı nda Ortaçağda Yah udiler 1 4 7
İslam Dünyasında
İslam ve Merkantil Yaşam
On üçüncü yüzyılda, Venedikli Yahudi Jacob b. Eliyah, Fran
sa'daki evinden ayrılıp Venedik'e gitti ve daha sonra da Müslü
man Doğu'ya yerleşti. Yahudilerin tefecilikte yoğunlaşmaların
dan Hıristiyanları sorumlu tutan Jacob, Yahudilerin Hıristiyan
topraklardaki kötü ekonomik durumlarını Müslüman ülkeler
deki daha elverişli ekonomik durumlarıyla karşılaşhrır. Yahudi
dönme Pablo Christiani'ye yazdığı ünlü polemiksel mektubunda
Jacob şunları yazmış:
Doğulularda, her kişi kendi mesleği neyse ondan geçimini
sağlar. Arap yöneticiler, kötü ve günahkar olsalar da, akıl ve iza
na sahiptirler. Her yıl, yaşlılar için kıdemlerine göre gençler için
gençliklerine göre belirlenmiş bir vergi alırlar. Bizim topraklarda
işler böyle değil ve böyle de yapılmaz. Bizim krall
arımız
ve
prenslerimiz, sadece altın ve gümüşlerimizi ele geçirmek için na
sıl üzerimize gelip bize diz çöktüreceklerini düşünürler.37
Böylece Jacob, Müslüman topraklarda yaşayan Yahudilerin
mesleki çeşitlilikten yararlandıklarını ve doğulu Yahudilerin
ödediği vergilerin keyfi ve fahiş olmak yerine adilane olduğunu
anlahr. Basit de olsa, karşılaşhrması doğrudur ve Yahudilerin,
doğudaki Yahudiler ile bahdaki Yahudilerin ekonomik refahları
arasındaki karşıtlığın ekonomiyle ilgili olduğunu ortaçağda bile
duyumsadıklarını gösterir.
Erken ve Yüksek ortaçağda İslam dünyasındaki Yahudi
Yahudi olmayan toplum arasındaki ilişkilerde ekonomik etkenin
bir incelemesinden daha aydınlık bir manzara çıkar. Hıristiyan
lıktaki dindaşl
arının
aksine İslam'ın Yahudileri, toplumun genel
ekonomik yaşamıyla iyice bütünleşmişlerdi. Avrupa'daki stan
dartla·karşılaşhrıldığında, klasik yüzyıllarda Müslüman dünya
da Yahudilere karşı ekonomik ayrımcılığın göreli
yokluğu,
canlı
1 48 Mark R. Cohen
bir izlenim yaratu'. Bu gerçekliği hangi koşullar belirledi? Müs
lüman-Yahudi ilişkilerinin diğer yanlarını hasıl etkilediler?
Hıristiyan bahda, barbar istilaları, geç Roma antikitesinin gi
derek küçülen uzak: mesafe ticaretinden geriye kalanı da silmiş
ti. İslam ise, Güneybah Asya ve Kuzey Afrika'nın fethedilen
alanlarında,oldukça uzak mesafelerden ticari mübadelenin yer
leşmiş olduğu bir zamanda sahneye çıkh. İslam Öncesi Arabis
tanlılar, baharat zengini Güney Arabistan'ı Mısır, Bizans ve Suri
ye pazarlarına bağlayan kervan ticaretine kahlmışlardı. Mu
hammed, Güney Arabistan'm zengin ticaret merkezi Mekke'de
doğdu ve büyüdü. Mekke, kuzey-güney ticaret eksenini geçen
tüccarlar için bir pazar ve konaklama yeri olarak kentin önemi
nin bir simgesi olan Kabe'nin bulunduğu yerdi. Muhammed'in
kabilesi, Kureyş kabilesi, İslam Öncesi Arabistan'ın ticari eko
nomisinde merkezi bir rol oynuyordu. Geleceğin peygamberi
genç Muhammed, amcasıyla birlikte sık sık Suriye'ye gidiyordu.
Zengin bir tüccarla (Hatice) evlendi; Hatice, eski kocasının yeğe
niyle ortak olarak Muh
amm
ed'e kendi hesabına ticaret yapma
olanağı verdi.38 Bu nedenle, Hıristiyanlığın aksine yeni doğan İs
lam' ın ticarete yönelik olumlu bir tutum alması şaşırhcı değil.
Kuran'da Tanrı, ticari kazancı takdir eder. Örneğin, "Rabbi
nizden refah istemenizde bir engel yoktur" (Sure 2:198). Sonra
sında faizcilik (onaylanmayan) ile ticaret, (onaylanan) karşılaşh
rılır; "Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarphğı kimsenin
kalkhğı gibi kalkarlar. Bu, onların 'zaten alışveriş de faiz gibidir'
demelerindendir.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı."
(Sure
2: 275)
Maxim Rodinson'ın sözleriyle, Kuran "kendini hileli iş
lemleri mahkum etmekle sınırlayıp bazı dini günlerden ticaret
ten geri durmayı isteyerek ticari faaliyete olumlu bakar. Kuran,
... hac sırasında bile ticaret yaparak dini pratik ile maddi yaşamı
birleştirmenin uygun olduğunu söyler ve 'Allah'ın ihsanı' adı al
hnda ticari kardan söz edecek kadar ileri gider."39
Dostları ilə paylaş: |