Haç ve Hilal Altında Ortaçağda Yahudiler



Yüklə 8,12 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə40/122
tarix08.09.2018
ölçüsü8,12 Mb.
#67654
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   122

l  34  Mark R. 
Cohen 
ğu'yu İtalya,  güney Fransa ve doğu Germanik bölgelere bağla­
yan  ticaret yollarıyla  kuzey  Avrupa  toprakl
arına 
ulaşan Yakın 
· 
Doğu kökenlilerdi. Bazıları, Verdun'daki köle pazarında alış ve­
riş  yapıp  Müslüman  İspanya'da satmak İçin pagan köle  topla­
dıkları Slav topraklan (Slav ismi buradan gelir) ile İspanya ara­
sındaki Latin Hıristiyanlığım boydan boya geçtiler. 
Erken ortaçağ Avrupa'da gezgin -dolayısıyla, yabancı- Yahu­
di  tüccarı  amblemi,  Radhanit  Yahudi  tüccarlardır.  Dokuzuncu 
yüzyıla ait Arap kaynaklan,  bunları,  Avrupa ile Yakın ve Uzak 
Doğu arasında mal mübadelesi yapan uluslararası tüccarlar ola­
rak tarif eder.  Doğudan,  Hıristiyan  asiller ve kraliyet çevrelerin­
deki aç gözlü  tüketiciler için baharat satın  alıyorlardı.  Uzun sü­
reden  beri  Avrupa'ya  yerleşmiş  oldukları  düşünülüyordu.  Ne 
var  ki  Moshe  Gil,  Radhanitlerin  Irak'ta,  Dicle  Irmağının  doğu­
sunda kalan ve Arapçada "Radhan ülkesi" denilen bölgeden gel­
diklerini gösterdi.6 Bu Radhanitler, üç nedenle Hıristiyanlara ya­
bancı  görüneceklerdi:  Yahudi dinleri, uğraşları ve yabancı kay­
nakll olmaları. 
Böylece, Hıristiyanlıkta derin kökleri bulunan teolojik, aşağı­
lamaya,  tüccar olarak Yahudiyle ilgili genel kuşku eklendi.  Ya­
kındoğu'nun İslam tarafından fethinden sonra, bir zamanlar do­
ğu-bah  uluslararası  ticaretini  Yahudilerle  paylaşan  "Suriyeli" 
tüccarların Avrupa sahnesinden çekildiğinde bu  aşağılama yo­
ğunlaşh.  Arhk Latin A vrupa'nın yollarını arşınlayan neredeyse 
her uzak mesafe tüccarı ya gezgin bir yabancı Y ahudiydi, ya da 
atalan Hıristiyanlık dünyasının dışından gelen bir Y ahudiydi? 
Karolenj  düşünürler,  açgözlülüğün,  ekonomik  uğraşta  asli 
olarak var olduğuna ve kaçınılmaz olarak "ayıp kazanç"a 
(turpe 
lucrum) 
yol  açlığına  dair Hıristiyan inancı  onayladılar.s  Bu  du­
rum, yöneticileri, uzun mesafe Yahudi tüccarları kendi bölgele­
rinde sürekli yerleşmeye teşvik etmekten alıkoymadı. Monarşi­
nin, 
ilkel Frank ekonomisinin iyiliği için Yahudi tüccarların pro­
fesyonel becerilerinden yararlanma ya da en azından aristokra-


Haç ve  H i lal Altı nda Ortaçağda Yah udiler 1 3 5  
sinin  doğudan  gelen  baharat  ve  lüks  mallara  tutkusunu 
tatınin 
etme  arzusu, dinsel kuruntulara üstün geldi. Karolenj  Kral  Din­
dar Louis'nin dokuzuncu yüzyıl beratları, Hıristiyan topraklarda 
kalıcı bir faaliyet alanı kurmaya ayartmak için gezgin tüccar Ya­
hudi ailelere önemli ayrıcalıklar tanıdı. 
Birçoğu  Hıristiyanların  yararlandığı  ayrıcalıkları  da  aşan ge­
niş  ayrıcalıkların,  Hıristiyan  nüfusun  hem  Yahudi  hem  tüccar 
olarak  kendilerine  yönelik  beslediği  düşmanlık  konusundaki 
Yahudi korkusunun üstesinden  gelmesi  gerektiğini  düşünebili­
riz. Ödünler, belli vergilerden ve ticari işlere müdahaleden mua­
fiyeti,  kendi  Yahudi  yasalarına  uygun  yaşama  mutlak  hakkını, 
Hıristiyan  bir  mahkemede  karışık  davalarda  ayrımcılığa  karşı 
korunmayı kapsıyordu. Özellikle ilginç olan, kurtulma koşulunu 
yerine  getirmek  için  Hıristiyan  olup  kendi  Yahudi  sahiplerine 
bağlılıktan  kurtulmak  isteyen  (ya  da  buna  ayartılan)  kölelere 
Yahudilerin sahip olmasına izin vermesidir. 
Sivil  otoriteler  tarafından  uzun  mesafe  ticaretinde  uzman­
laşmaya  teşvik  edilen  Yahudiler,  Karolenj  döneminde  ve sonra­
sında Kuzey Avrupa'ya  sürekli  yerleşmeye  devam  ettiler.  Karo­
lenj  hanedanlık  ile  erken  Yahudi  merkantil  yerleşimi,  on  ikinci 
yüzyılda  (ve  elbette  daha  erken)  Kuzey  Avrupa'daki  Aşkenazi 
Yahudileri  arasındaki  yakın ilişkiyle  ilgili  bilgi,  "Kral  Charles"ın 
(Charlemagne) Yahudi yerleşimcileri İtalya'dan Rhineland'e kişi­
sel olarak getirmiş olduğuna dair bir halk anısını besledi.9 
Erken ortaçağın  "karanlık" yüzyıllarıyla ilgili Latin kaynakla­
rı, 
Yahudileri, tipik olarak kraliyet ve piskoposluk sarayl
arına 
sık 
sık  uğrayıp  malla  donatan  tüccarlar  olarak  resmeder.  Yaşadığı 
dönemde  Latin  Hıristiyanlığındaki  ortaçağ  Yahudiliğinin  öne 
gelen  tarihçisi  Bernhard  Blumenkrantz, bunun bir yanılsama  ol­
duğunu düşünüyordu: Tüccarlar, kesinlikle, kraliyet saraylarıyla 
yakın bağlan olan Hıristiyan vakanüvislerin dikkatini çeken Ya­
hudilerdi.  Blumenkrantz,  Yahudilerin  vurgunculuğa  ve  ticarete 
sözde  doğuştan  eğilimine  kafayı  takan  modem  anti-semitlerin, 


1 3 6  Mark R. Cohen 
Yahudilerin erken ortaçağdaki  bu  yaşam tarzına  yönelik heves­
lerini abarttıklarını savunur.  Dahası,  Latin ve İbrani kaynakları­
na  dayanarak,  Yahudilerin  Barbar  dönemde  değişik  işlerle  uğ­
raşhklarını ileri  sürer.  Bu işlere,  hp,  tarım  (köleleri  ve Hıristiyan 
emekçileri çalışman Yahudi toprak sahipleri  bile  vardı)  ve çeşitli 
zanaatlar da  dahildi.10  Blumenkrantz'a karşın,  Yahudilerin  tica­
rette  baskın oldukları  ortadadır ve bu  nedenle,  Hıristiyan kom­
şuları  onları  tüccarlarla  bir  arada  düşünüyordu.ıı  Bu  durum; 
kuşkusuz,  gezgin  yabancı-tüccara  yönelik  derin  kuşkusu  bulu­
nan  yerleşik,  kırsal  toplumda  yabancılaşmal
arına 
katkıda  bu­
lundu. 
Demek  ki,  Yahudilere yönelik ikircikli  bir  tutum,  erken Av­
rupa  ortaçağında  egemen  oldu.  Hakim  mesleklerinden  ötürü 
Yahudilerle  alay  edildi;  zira Hıristiyan toplum, tüccara  yönelik 
eski  Roma  ve  erken  patristik  küçümsemeyi  miras  almışh.  Bu 
olumsuz duygu, kilise liderlerinin zihinlerine kazınan Yahudile­
re  yönelik  geleneksel  dini  antipatiyle  el  ele  gitti.  "Yahudi"  ile 
"tüccar"  neredeyse  eşanlamlı  olduğu  için, tiksinti ikiye katlandı. 
Aynı zamanda, tam da Hıristiyanlar hala ticari yaşamdan kaçın­
dıkları  ve bazı laik  yöneticiler  merkantil  bir  varlığı,  zorunlu  ola­
rak Yahudilerin varlığını yararlı gördükleri için, Avrupa'ya yer­
leşen  Yahu diler  ticaretten  zenginleştiler.  Erken  ortaçağda  Latin 
Bah'da ikircikli algılanmaları, Yahudiler arasındaki kaygı için ye­
terli bir nedendi.  Fakat,  Hıristiyan dininin genel  olarak  toplum­
da  henüz  geniş  kabul  görmediği  ve  kilisenin,  pratik-kafalı  mo­
narkların politikasını etkileyemeyecek kadar zayıf olduğu bir sı­
rada  laik yöneticiler tarafından korunan ekonomik kazanç,  risk­
leri bertaraf etmiş görünüyor. 
Bir  yanda,  küçümsenen,  uzak  durulan  bir  meslekle  özdeş­
leşmelerinden,  diğer yanda dinlerinden ötürü, Yahudiler,  Hıris­
tiyanların uygun gördükleri ekonomik marjlarda faaliyet yürüt­
tüler.  Daha  sonra,  kilisenin  ticaretle  ilgili  görüşü  daha  dostane 
olunca da, Avrupa ekonomik yaşaınllun çeperinden ana akımı-


Yüklə 8,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə