331
Dr. Hüseyin MEVSİM
Bu yapıta göre XIX. yüzyılın ikinci yarısında Bursa’da abacılık ve
ipekçilik alanlarında Ermenilerin söz sahibi oldukları, bu uğraş ve meslek-
lerle ilgili etkinliklerin merkezinde bulundukları, ayrıca çok kapsamlı bir
kavram olan ticaretin bütün ayrıntı ve inceliklerini çok iyi bildikleri anla-
şılmaktadır. Yaşadıkları evlerden sosyal statülerinin yüksek olduğu görü-
lür. Eğitim ve din alanlarında herhangi bir kısıtlamaları, resmî makamlarla
ve dolayısıyla Osmanlı yönetimiyle bir sıkıntıları yoktur. Ancak Protestan
Ermeni pansiyonunun başöğretmeni Kirkor Efendi’nin dillendirdiği bazı
ayrılıkçı tohumların da yeşermeye başladığı anlaşılır. Ermeni kadınların si-
gara içme alışkanlıkları da bir sosyal statü göstergesi olarak algılanabilir.
Bütün bunların yanında son derece çalkantılı bir dönemde, 17 yıl ara-
dan sonra Nikola Naçov’un babasının mirasına sahip çıkabilmesi, hiçbir
hakkının kaybolmaması ve bütün işlemlerin kendinin bile beklemediği
kadar kolay ve acele bir şekilde yapılması, Osmanlıdaki hukuk ve adalet
anlayışının çok önemli bir kanıtıdır.
XVIII. YÜZYIL OSMANLI TOPLUMUNDA ERMENİLER:
GÖZLEMLER VE DÜŞÜNCELER
Doç. Dr. İbrahim GÜLER
İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı
E-mail: iguler@istanbul.edu.tr, ibrahimguler25@hotmail.com; Tel: 0 212 440 00 00 -26048
334
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
Özet
XIX. yüzyılda ve XX. yüzyıl başında Osmanlı toplumunda Ermeni-
ler konusu üzerine birçok araştırma ve incelemede bulunulmuş,
bunun doğal bir neticesi olarak yerli ve yabancı çok sayıda yayın
yapılmıştır. Bu durumun ortaya çıkışında, kuşkusuz Avrupa’daki
bazı Ermeni lobilerinin ve onların etkisinde kalan bazı siyasî kuru-
luşların temsilcilerinin, Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında
belli gayelere yönelik olarak geliştirdikleri siyasetlerin büyük etki-
si olmuştur. Bu siyaset, doğal olarak bazı yazar veya araştırmacı-
ları konuyla ilgili araştırma ve incelemeler yapmaya yöneltmiş ve
onları görüş bildirme konusunda teşvik edici bir işlev görmüştür.
Son yıllarda Türkiye’de bu konuda yapılan yayınların bu siyasetin
bir uzantısı olarak ortaya çıktığından hiç kuşku yoktur.
Ancak ne var ki, aynı siyasetin, bugüne kadar her nedense ciddi
anlamda, Osmanlı toplumundaki Ermenilerin daha önceki asır-
lardaki durumlarına yönelik araştırma ve incelemeleri teşvik edici
işlevini devreye pek sokamadığı, dolayısıyla daha önceki asırlar-
da Ermenilerin durumlarının belirlenmesine yönelik ilgiyi aynı
oranda ortaya çıkararak bir takım çalışma ve yayının yapılmasını
yaratamadığı görülmektedir.
Hâlbuki Osmanlı Devleti’nin hükümet merkezindeki kurumlarda,
özellikle devletin karar mercii olan Divan-ı Hümayun’da tutulan
çeşitli defterlerde, eski dönemlere ait bu konuları içeren belge-
lere rastlamak ve bunlardan hemen hemen hiç incelenmemiş
olan XV. asırdan XIX. asra kadar olan dönemde Ermenilerin Os-
manlı toplumundaki durumları ile ilgili bilgilere ulaşmak müm-
kün bulunmaktadır. Bu anlamda, özellikle XVIII. yüzyıla ait tespit
ettiğimiz belgelerden anlaşıldığına göre Ermeniler, Osmanlı top-
lumu içinde imparatorluk topraklarının farklı bölgelerinde fark-
lı işlerle uğraşarak, hatta antlaşma gereği Osmanlı Devleti’nin
imparatorluk topraklarında ticaret yapma imtiyazını elde etmiş
başka ülkelerin veya devletlerin insanları ile alış-veriş yaparak
vs. ilişkilerde bulunarak hayatlarını sürdürmekteydiler. Onların
imparatorluğun birbirinden farklı özelliklere sahip Halep, Tokat,
İzmir, Samsun gibi çeşitli şehirlerinde veya bölgelerinde yaşam-
larını sürdürdüklerine şahit olunmaktadır. Yapılacak araştırmalar
sonucunda imparatorluğun başka şehir ve kasabalarında da
toplumun bir parçası olarak yaşamlarını sürdürdükleri ortaya
konabilecektir. Bu durum, Osmanlı toplumu içinde Ermenilerin,
imparatorluk ahalisinin ülke genelindeki dolaşımı gibi, ülkenin
çeşitli coğrafyalarında ahalinin diğer üyeleri olarak dolaşım ha-
linde bulunduklarını ortaya koymaktadır.
Kayseri’deki bilimsel toplantıda işte bu konu tartışmaya açılarak,
düşünce üretiminin yapılmasına katkıda bulunulmaya çalışıla-
caktır.
335
Doç. Dr. İbrahim GÜLER
Giriş
XIX. yüzyılda ve XX. yüzyıl başında Osmanlı toplumunda Ermeniler
konusu üzerine birçok araştırma ve incelemede bulunulmuş, bunun doğal
bir neticesi olarak yerli ve yabancı çok sayıda yayın yapılmıştır.
Kuşkusuz Avrupa’daki bazı Ermeni lobilerinin, şu veya bu nedenle
onların yanında yer alanların ve etkilerinde kalanların, ayrıca, menfaatini
Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı Ermenileri desteklemekte
gören ve onları adeta eylemlerinde teşvik eden batılı siyasetçilerin, belli
gayelere yönelik olarak geliştirdikleri siyasetlerinin, bu sonucun ortaya çı-
kışında büyük etkisi olmuştur.
Ermeniler üzerine geliştirilen bütün bu siyasetler, günümüz basın ve
yayın organlarına da zaman zaman yansıtılmıştır. Basın ve yayın organları
gazeteler
1
ve televizyonlar
2
kanalıyla dünyaya yayılan Ermeniler ve soykı-
rım konusuyla ilgili düşünceler, yeni tartışmaları da birlikte getirmiştir.
1 Örneğin Bkz. “Ünlü Fransız Tarihçi Ferro: Lobilerle Meclisin Arasında Sıkıştık”, Zaman,
22 Aralık 2005, Perşembe, s.1, 13; “Ermeni Asıllı Olmak, Farklı Mı?”, Posta, 28 Ocak
2006, Cumartesi, s.15; “Soykırım Anıtına Karşı ‘İnsanlık Abidesi’ Dikilecek”, Zaman, 31
Ocak 2006, Salı, s.5; “Fransız Tarihçiler: ‘Soykırım’ Yasası Değiştirilsin”, Zaman, 31 Ocak
2006, Salı, s.13.
2 “Soykırım Tartışılınca Ermeniler Çok Kızdı: Amerikan PBS Televizyonunun 17 Nisan’da
Yayımlayacağı ‘Ermeni Soykırımı’ Adlı Belgeselle İlgili Panelde Soykırım Tezini Redde-
den Tarihçileri Konuşturması, ABD’deki Ermeni Topluluğunu Ayağa Kaldırdı”, Milliyet,
17 Şubat 2006, s.22; “Ruşen Çakır, Ermeni Soykırımı Belgeselini İzledi ve Yazdı: Ermeni
Belgeseli Engellenemedi; Türkler’i Gaddar, Tecavüzcü ve Katil Olarak Gösterdiler. Türk-
lerin Yayınlanmaması İçin 40 Bin İmza Topladığı Ermeni Belgeseli ABD’nin Kamu Kanalı